A.Ş.nin bayilerinin yaptığı satışlar üzerinden komisyon ödediğini, ancak müvekkilinin bu komisyonun davacı bayinin kâr payından mahsup edilip edilmediğini bilmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... A.Ş. vekili, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmenin 8/1.maddesinde davalı ...ne ödenecek olan miktarın davacı bayinin kar payından düşüleceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin davacıdan haksız tahsil ettiği miktarın bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacı ile davalı ... A.Ş. arasındaki 10.01.2003 tarihli sözleşmenin 8.maddesinde diğer davalı ...'a talep etmesi durumunda davacının kâr payından ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, ancak davacı ile davalı ... A.Ş. arasında yapılan 10.01.2008 tarihli sözleşmede 10.01.2003 tarihli sözleşmenin 8. maddesine paralel bir düzenleme getirilmediği, bu durumda 2008 yılının ilk 6 ayı için davacının kâr payından yapılan kesintileri davalı ......
Dava, dava dilekçesinin konu kısmından da anlaşılacağı üzere eşlerin boşanması nedeniyle mal ortaklığının tasfiyesi olarak açılmış ancak, nitelendirmenin tam olarak yapılmadığı bu ibarenin yanında alacak ve sebepsiz zenginleşme davası olarakta nitelendirildiği anlaşılmıştır. Eşlerin Kadıköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtay denetiminden geçerek 27.06.2003 tarihinde kesinleşen 2002/1581 Esas ve 2002/1378 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, daha sonra her iki eşin birlikte üyesi oldukları kooperatif yoluyla edinilen taşınmaz nedeniyle davacının alacak isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak 01.01.2002 öncesi geçerli bulunan 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığından kaynaklanan katkı alacağı ile, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallardan ve değer artış payından kaynaklanan alacaklar nedeniyle ayîn (mülkiyet) hakkı istenemeyeceği açıktır....
Çünkü belirsiz alacak davası, zaten belirsiz alacak davasının sağladığı imkanlardan yararlanarak açılabilecek; şayet alacak belirli ise de, o zaman sadece tam eda davası açılabilecektir. Somut uyuşmazlık incelendiğinde, Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Mahkeme tensiple, davacı tarafın, davalıya ait ve davacının katkı payı alacağı olabilecek varlıklar ile katılma ve değer artış payı alacağı hesabında dikkate alınabilecek her türlü mal varlığının araştırılması ve tasfiyeye tabi tutulması talebi; (tensibin 13. bendinde) dava konusu olan mal varlıklarını açıklama, hangi mal varlığından, hangi nedenle ve ne miktarda alacak talep edildiğini bildirme yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu gerekçesiyle yerinde görülmediğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, yine (tensibin 14. bendinde) davacıya Yargıtay 8....
c)Somut uyuşmazlıkta, davacı kadının, "yapılacak hesaplama sonrasında gerçek değere yükseltilmek üzere fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydı ile şimdilik dava konusu araç için 5.000,00 TL, taşınmaz için 5.000,00 TL mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmesi" talebi ile katılma alacağı, değer artış payı alacağı yönünden belirsiz alacak davası açtığı, Mahkemece alınan hesap bilirkişisi raporunda, dava konusu araç yönünden 15.750,00 TL, taşınmaz yönünden ise 90.000,00 TL katılma alacağının olduğunun belirlendiği, davacı kadın vekili tarafından ziynet alacağı miktar veya bedeli belirlenmediği gibi, Mahkemece, katılma alacağı ve değer artış payı alacağının miktar veya değerinin belirlenmesi için 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince iki haftalık kesin süre verilmeden "taleple bağlı kalınarak" hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239/3.maddesi hükmüne göre; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak değer artış payı alacağına faiz yürütülür. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarihtir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katkı payı alacağının aslında değer artış payı alacağı niteliğinde olduğu anlaşılmakla, değer artış payı alacağına kararın verildiği 10.12.2015 tarihinden geçerli olmak üzere faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek boşanma dava tarihinden itibaren faiz uygulanması yasal düzenlemeye ve Yargıtay uygulamalarına aykırıdır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK m. 438/7, HMK 370/2)....
Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir. 2....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz nedeniyle boşanma dava tarihi itibariyle kalan borç hesaplanmak suretiyle oranlama yapıldığı, davacının taşınmaz satın alınırken ziynet alacaklarını bozdurarak ödemiş olduğu kısım yönünden oranlama yapılmak suretiyle değer artış payının 88.658,00 TL, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında değer artış payı düşüldükten sonra kalan kısım açısından 1/2'si olan 180.988,60 TL katılma alacağı olduğu, bozma ilamı doğrultusunda usul ve yasaya uygun bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiği gerekçesiyle; davanın kabulüyle 88.658,00 TL değer artış payı alacağı ve 180.988,60 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 269.646,60 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, katkı payından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,19.7.012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
TMK.239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm altına alınmıştır. Yargıtay'ın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, karar tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, davalı aleyhine olacak şekilde dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
artıp payı alacağının kabulü ile, 82.485,00- TL değer artış payı alacağının karar tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği görülmüştür....