Noterliği'ne 06.12.2013 tarihinde tasdik ettirilen davalı şirketin karar defterinde faaliyet raporunun altında ... ve Ahmet Karatoprak'ın isimlerinin yazılı olduğu, bundan başka şirketin karar defteri olmadığı, 31.01.2014 tarihli genel kurul hazirun listesinde...'ın 122.000 hissesi olduğu yazılı iken ... ve ...'a ait hisse görülmediği, 28.09.2011 tarihli genel kurul hazirun listesinde ...'ın 92.500 hissesi ve ...'ın 11.100 hissesi olduğu, yine davalı şirketin 10.03.2009 tarihli olağanüstü genel kurulunda ...'ın 90.000 hissesi ve ...'ın 11.100 hissesi görüldüğü, tüm bunlardan anlaşılacağı üzere davacının 31.04.2014 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul hazirun cetveli dışında hiç bir genel kurulda hisse sahibi olarak ismi geçmediği, Kayseri 1....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %17 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 06/05/2014 tarihinde 2011 ve 2012 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısını yaptığını, gündemin 5. maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasına, 6 nolu maddesi ile denetçilerin ibrasına, 7 nolu maddesi ile kâr ve kazanç payının dağıtılmamasına ve 12 nolu maddesi ile şirketin tasfiyesine yönelik karar alındığını, davalı şirketin kurulduğundan itibaren kâr payı dağıtmadığını, Sotkan Anadolu Atik A.Ş....
a genel kurulu çağırma yetkisi verdiğini, ancak genel toplantısına şirketin tüm ortakları çağrılmadığı gibi hazirun cetvelinin de şirket kayıtlarına uygun olarak düzenlenmediğini, müvekkilinin genel kurulda karar alınmaması sebebi ile hem şahsen hem de şirketin uğradığı zararların tazmini için sorumlular hakkında müzakereler yapılması ve açılmış önemli bir davanın tartışılarak karara bağlanması imkanı önlendiği için muhalefet şerhi kullandığını, genel kurulun bu şekli ile yapılmasının genel kurul iradesini önlediğini ve bu suretle TTK'nun amir hükümlerinin çiğnendiğini belirterek, 09/09/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul kararının mutlak butlanla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/210 Esas KARAR NO :2022/760 DAVA:Genel Kurul Kararının İptali DAVA TARİHİ:29/03/2021 KARAR TARİHİ:20/10/2022 Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirkette 02/05/2019 tarihine kadar yönetim kurulu başkan sıfatına haiz olduğunu, ancak müvekkilinin davalı şirketin iş ve işlemlerine müdahalesi ve bu hususta almış olduğu bir karar bulunmadığını, davalı şirketin hali hazırda olduğu gibi 2018-2019 yıllarında da bizzat yönetim kurulu üyeleri ... tarafından yönetildiğini, buna rağmen 30/12/2020 tarihinde yapılan 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısının 6,7,8,9 ve 17 numaralı kararlarında sadece müvekkilinin ibra edilmediğini, aksine şirketin faaliyetlerini bizzat yürüten diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, müvekkilinin söz konusu faaliyetlerde herhangi bir önerisi, işlemi olmadığını,...
Davalı vekili, davacıların, müvekkili şirketin 2009, 2010 ve 2011 yıllarında yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararların iptali için de dava açtıklarını, bu davaların reddedildiğini, davacıların müvekkili şirketteki hisselerinin %8 olduğunu, iptali istenen genel kurulda bütün payların temsil edildiğini, davacılar dışındaki bütün ortakların aynı şekilde düşünüp hareket ettiklerini, genel kurul toplantısının tamamen kanuna uygun bir şekilde yapıldığını, şirkete özel denetçi atanmasını gerektirecek bir husus olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Kararının iptali davasında yapılan incelemede şirketin 20156 yılı öncesinde de 2013-2014-ve 2015 yıllarında 3 yıl üst üste kar payı dağıtmadığı, dava konusu olan 2015 yılından sonraki 2016-2017- ve 2018 yılların da da kar payı dağıtımı yapmadığı görülmekte olup, davalı şirketin uzun yıllar kar payı dağıtmamasının maddi sebepleri konusunda somut ve maddi bir açıklama getirmediği gibi davalı şirketi karlılık oranı ve mevcut giderleri ile yapacağını açıkladığı yatırım maliyetlerine göre toplu sözleşmenin getireceği maliyetler, mevcut inşaat maliyetleri göz önüne alındığında mevcut yedek akçelerin bu yatırımlara fazlasıyla yeteceği ve kar payı dağıtımına engel teşkil etmeyeceği anlaşılmış olup davalı şirketin 2018 yılı karından da kar payı dağıtmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı sonucuna varılmakla davalı şirketin 04.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı Olağan Genel Kurulunda alınan 5....
ın kaldığı, davacıların davalı şirkette hissedar oldukları, 21.12.2018 tarihli genel kurulda alınan 4 nolu bağımsız denetime ilişkin kararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 400 üncü veya bunun dışındaki denetime ilişkin herhangi bir hükmüne aykırılık taşıdığının ileri sürülmediği, davalı şirketin 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarına ilişkin genel kurul kararları ile 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında kar payı dağıtılmamasının kararlaştırıldığı, aldırılan 18.10.2021 tarihli bilirkişi raporuyla 2016, 2017 ve 2018 yıllarında şirketin kar elde edemediği bilakis zarar ettiğinin tespit edildiği, davalı şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum gözönüne alındığında sermaye artırımı yapmasının gereklilik olduğu, sermaye artırımına ihtiyaç duyduğu, 21.12.2018 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 4, 5, 6, 7, 9 ve 10 nolu kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık taşımadığı, 8 nolu kararın 629 uncu maddenin yapmış olduğu yollama ile 6102 sayılı Kanun'un...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının da katıldığı toplantılarda 2014 ve 2015 yıllarında oy birliği ile kar dağıtımım yapılamamasına karar verildiği,davacının genel kurul kararlarına katılıp olumlu oy kullandığı,şirketin 2016-2017-2018 yıllarında zarar ettiği,kar dağıtımı kararı almasının mümkün olmadığı,iptal edilmiş genel kurul kararı olmadığından alınan kararların yürülükte olduğu,davacının 2017 ve 2018 yılı genel kurul toplantısında yönetim kurulunu ibra etmediği, diğer ortakların ibra yönünde oy kullandığı, genel kurul toplantısında davacının ortaklıktan ayrılmasına ilişkin uzlaşmaya varılamadığı, esasen davacının anonim şirketin fesih ve tasfiyesini değil,şirketten çıkmasına izin verilmesini ve ayrılma akçesinin ödenmesini istediği, davalının 31.12.2019 tarihi itibarı ile şirket özkaynaklarından talep edebileceği tutarın 161.953,86 TL olabileceği, davacının aynı tarih itibarıyle borçlarının 163.222,00TL olduğu, bilirkişi raporu, genel kurul tutanakları, tespit edilen...
sürdürmelerinin imkansız hale geldiği ve sonuçta çoğunluk hissedarlarının bu tutumları nedeni ile davalı şirketin faaliyet gösteremeyen, hiç bir ticari işlem yapamayan ve genel kurul bile toplayamayan bir şirket haline geldiği ileri sürülerek davalı şirketin feshine ve fesih kararının ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....
SMMM bilirkişi ... tarafından düzenlenen 08/02/2022 tarihli raporda özetle; İncelemeye 2014 yılı tasdiksiz Genel Kurul Karar Defteri, Müdürler Kurulu Karar Defteri, 2015,2016, 2017 yıllarına ait E Defterler, bunların dökümünü içeren Yevmiye ve Kebir Defterleri, Genel Kurul Müzakere Defterleri, 2015, 2016 yılları Genel Kurul Defterinin ibraz edildiğini, önceki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, şirketin sadece 2014 ve 2015 yılı genel kurul ve mali belgeleri sunulduğundan, davalı şirket ortağının hangi tarihte şirket ortağı ve yetkilisi olduğunun tespit edilemediği, şirketin kurumlar vergisi beyannamesine göre 2009 yılından beri her yılı zarar ile kapattığının görüldüğünü, yeterli belge olmadığından da bu zararların şirketin yapısal ve sektörel gibi genel durumundan mı kaynaklı yoksa yönetimsel ve idari durumundan mı kaynaklı olduğunun tespitinin mümkün olmadığı, bununla birlikte şirketin 2013, 2014 ve 2015 yılları Gelir Tablosuna göre brüt satışlar üzerinden yaklaşık %30 ile 40 civarında...