KARAR Davacı, davalı hastanenin reklamlarında şeker hastalarının iyileşmeyen yaralarının “Hiperbarik Oksijen tedavisi” ile iyileştirildiğini görerek davalı hastaneye başvurduğunu, ortopedi doktoru olan diğer davalı tarafından muayene edilerek oksijen tedavisine başlandığını, ancak her geçen gün bacağındaki ağrılarının arttığını, buna rağmen doktorun tedaviye devam ettiğini, sol ayak orta parmağının kangren olduğunu ve ameliyatla alındığını, buna rağmen doktorun ısrarla tedaviye ettiğini, kesilen parmağının enfeksiyon kaparak uzun süre iyileşmediğini, ayağının gittikçe kötüleşmesi üzerine başka bir hastaneye başvurduğunu, orada diğer ayak parmaklarının da alındığını, kendisine yanlış ve bilinçsizce bir tedavi uygulandığını, hastanenin bu tedaviyi uygulamak için ruhsatının bulunmadığını ve doktorun da konunun uzmanı olmadığını, tedavi nedeniyle hastaneye seans başı ücret ödediğini, araçla gidip gelmek hatta bazen şoför tutmak zorunda kaldığını, yeme içme vs harcamalarda bulunduğunu ileri...
Davalı Özel İlgi Çocuk Sağlığı Merkezi, enjeksiyonun usulüne uygun olarak yapıldığını, gerekli muayene, bakım ve gözetimin de Yerine getirildiğini, davalı ... Bozan ise, davalı ... merkezinde acil tıp teknisyeni olarak çalıştığını, muayene eden doktorun talimatı ile enjeksiyonu usulüne uygun olarak yaptığını, kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Uyuşmazlık, davacı küçük ...’e davalı Merkezde uygulanan enjeksiyon nedeniyle davalıların herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre davanın temelini vekalet sözleşmesi oluşturmaktadır. Eş deyişle dava, davalının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (BK:386, 390 md) Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur....
Dava, davalı hastane ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi - manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390)(TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle hemşire ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davalı şirkete ait hastanede davacı İsmail’in gerçekleştirilen sünnet operasyonu sırasında diğer davalı doktor tarafından hatalı uygulanan ilaç enjesiyonu nedeniyle sakat kaldığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davrandığı iddiasına dayanmaktadır ( B.K. 386, 390 md ). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır ( B.K. 390/II ). Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur ( B.K. 321/1 md ). O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları ( hafif de olsa ) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
Davacı ile davalı doktor ve özel hastane arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümlerinin uygulanması ve doğal olarak uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.Davacı 4077 sayılı kanun kapsamında tüketici olarak nitelendirilemeyeceği gibi, davalılarda satıcı olarak değrelendirilemez . Bu halde davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. Ve 22. maddeleri gereğince... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının kızının 07.12.2013 tarihinde yüksek ateş ve karın ağrısı şikayeti nedeni ile davalı doktor tarafından muayene edilip, ilaç ve serumla tedaviye başlandığı sonrasında 9.12.2013 tarihinde şikayetlerin devam etmesi nedeni ile tedaviye devam edilip aynı şikayetlerin devamı üzerine de, 11.12.2013 tarihinde bir başka merkeze müracaatlarında apandisit nedeni ile ameliyat edildiği, toplanan delillerden açıkça anlaşıldığı gibi, bu yönlerden taraflar arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Bu noktada yukarıda açıklanan olgulara göre eldeki davada, davalı hastanede yapılan teşhis ve tedavinin tıbbın gereklerine uygun yapılıp yapılmadığı ile, olayda doktor hatası olup olmadığının tesbiti gerekmektedir. Eş deyişle davadaki iddia ve istek, davalı hastane ve onun personelinin, vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranışına dayandırılmıştır....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, 500 TL maddi ve 6.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Kamu düzeni yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Dosya kapsamına göre, davacı dava dilekçesinde, vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık sebebiyle talep ettiği maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ettiği halde, mahkemece davacının talebi aşılarak hükmedilen maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
K A R A R Davacı, davalı ... hastanede, diğer davalı doktor tarafından kendisine, tiroit rahatsızlığı sebebiyle, guatr ameliyatı yapıldığını, daha sonradan yaptığı araştırmalara göre ameliyatının gereksiz olduğunu öğrendiğini ve ameliyat sonrası iyileşme sürecinin davalı doktorun hatalı işlemi nedeniyle normalden çok uzun sürdüğünü, bankada yönetici olarak çalışmakta iken ameliyat sonrası uzun dönem çalışamaz hale gelmesi nedeniyle işten çıkarıldığını ileri sürerek, 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı hastane ve davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen maddi - manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır....
de üreter yaralanmasının tedavi edilebilmesi amacıyla tedavi gördüğü ve bu tedavilerinin sonuç vermemesi üzerine 13.11.2018 tarihinde operasyona alındığını ve yapılan operasyon sonrasında 15.11.2018 günü 35 yaşında hayatının baharında yanlış tedaviler sonucunda hayatını kaybettiğini, müvekkili T1 babasız, T2 ise eşsiz kaldığını, davalı Sigorta Şirketi 52454853/1 Poliçe Nolu 20.09.2017 başlangıç tarihli Tıbbi Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigorta poliçesi tanzim etmiş bulunduğunu, bu sebeple davalı sigorta şirketinin operasyonu yapan Op.Dr.Artun ÖDEN'in hatalı tıbbi uygulamaları sebebiyle doğabilecek tazminatlardan sorumluluğunun bulunduğunu, müteveffa Fatih AÇIKEL ile oparesyon yapan Op.Dr.Artun ÖDEN arasındaki hukuki ilişkinin temelini vekillik sözleşmesi oluşturduğunu, eş deyişle dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayandığını belirterek hatalı tıbbi uygulama sebebiyle fazlaya ilişkin dava ve talep...
GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK'nın 502 vd. maddeleri uyarınca dava dışı doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davrandığı iddiasına dayalı tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortacısından maluliyet tazminatı istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur....