Aile Mahkemesi'nin E.2019/712- K.2020/595 sayılı dosyasında diğer çocukları Mehmet ve Mustafa aleyhine yardım nafakası davası açtığı, söz konusu davada ilk derece mahkemesince her bir davalı aleyhine aylık 200,00 TL yardım nafakasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ve yanlış nitelendirme sonucu iştirak nafakasının artırılması şeklinde hüküm tesisi doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci bendindeki "Daha önce 150,00 TL olarak takdir edilen iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasına" sözlerinin silinerek yerine "Dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.75.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması-yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, davalı babanın .... için aylık ....000.00.- TL yardım nafakası ödemesine , ... için ödenen aylık 300.00.- TL iştirak nafakasının 600.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı, davanın reddini istemiştir....
Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı ve davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK'na göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir. Somut olayda; davacı, dilekçesinde yardım nafakası talebinde bulunmuş olup davacı 18 yaşını doldurduğundan talep ettiği nafakanın niteliği ‘’yardım nafakası’’dır. Mahkemece hükümde davacı yönünden kabul edilen nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakasının artırılması ve yardım nafakası talebi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü davalı adına temyiz eden vekilin vekaletnamesi dosyada bulunmamaktadır. Vekâlet verilmişse vekâletnamenin dosyasına konulması; vekâlet verilmemişse durum belgelendirilerek bildirilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; diğer evliliğinden olma iki çocuğu için de nafaka ödediğini, emekli maaşı dışında gelirinin olmadığını, giderlerindeki artış nedeni ile sürekli borç ve kredi alması gerektiğini, nafaka artışlarının fahiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması ile yardım nafakası talebi niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yoksulluk nafakasının arttırılması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, arttırılan yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
şer-TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK. madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Mahkemece, davacı yararına anılan yasa maddeleri gereğince yardım nafakasına karar verilmesi gerekir iken, hukuki nitelemede hata yapılarak davalı babanın davacı oğluna yoksulluk nafakası ödemesine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Ayrıca, mahkemece oluşturulan hükümde yardım nafakasının ödenmeye başlanacağı tarih belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, yardım nafakasının ödenmesine dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; ödemenin hangi tarihten itibaren başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Aile Mahkemesi'nin 26/04/2022 tarih, 2021/821 Esas, 2022/313 Karar sayılı kararında özetle; Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, aylık 1.750,00TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmış, ilk derece mahkemesi kararı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının reddedilen kısım yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece bağlanan yardım nafakasının yetersiz olduğunu, davacının yetersiz imkanlarından dolayı örgün eğitime gidemediğini, davalının boşandığı ikinci eşinden olan 4- 5 yaşlarındaki çocuğuna ile 1.500,00TL nafaka ödediğini, bu nedenlerle davanın tam kabulüne karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduğu, davalı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sadece davacı...