ameliyatı yapmasıyla dahi müvekkilinin şikayetlerinin düzelmediğini, başka bir hastanede başka bir doktora ameliyat olması ile şikayetlerinden kurtulabildiğini, davalı doktor tarafından yapılan ameliyata eser sözleşmesi hükümleri uygulandığından davalı doktorun işin sonucunun gerçekleşmesi taahhüdünün bulunduğunu, bu sebeple sonucun müvekkilin istediği şekilde olmamasından sorumlu olduğu, davalı tarafın iddialarının kabulü anlamına gelmemekle birlikte, onam formlarının müvekkile imzalatılmış olmasının davalı doktorun sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda, doktorun kusurunun bulunmadığının açıklanmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre dava temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır. Eş deyişle dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (BK.386, 390 md) Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. (BK.390/11) vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1) o nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır....
Davacı eldeki dava ile eşi ...’nın davalı doktora doğum için başvurması sonucu; doktorun kusuru nedeniyle, doğum sırasında ve sonrasında uygulanan yanlış tedaviler sonucunda küçüğün kolunun sakat kaldığını ileri sürerek 2.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre dava temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır. Eş deyişle dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. ( TBK 502 vd ) Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. (TBK 506/2) Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafifte olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....
İlk derece mahkemesince; davacının davalı hekim tarafından aslında yapılmaması gereken bir ameliyat geçirdiğini, bu yanlış ameliyat sebebi ile göğsünde şekil bozukluğu ve koltuk altında ameliyat izi bulunduğunu, doktorun gereken özeni göstermediği için görevini gereği gibi yapmadığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat talep ettiği, davacı hasta ile davalı hekim arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesi olduğu, ameliyatın 22.01.2015 tarihinde yapıldığı, davanın 30.09.2020 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle vekalet sözleşmesinden doğan dava konusu alacak için, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 83/1 maddesinin atfı ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147....
Mahkemece, alınan adli tıp raporuna dayanılarak, davalı doktorun kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıların kusurlu, sorumsuz tutum ve davranışları sonucu zarar gördüğünü ileri sürerek maddi manevi zararının tahsili istemiyle eldeki davayı açmış; davalılar davanın reddini dilemiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Eş deyişle dava, davalının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı şirkete ait hastane ve davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılıktan dolayı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacılar bebekleri küçük Emine Ecrin'in yanlış tedavi edildiğini belirterek davalı doktorun ve davalı hastanenin söz konusu olayda kusurlu olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır (TBK 502- 506 md)....
KARAR Davacı, 13.5.2013 günü davalı şirkete ait hastanede, diğer davalı doktorun kontrolünde sezeryan ameliyatıyla doğum yaptığını, ameliyat sonrası ağrı ve kanaması olduğunu, davalı doktorun antibiyotik verip gönderdiğini, başka bir hastanede muayene olduğunda, ultrasonda plesenta parçası kalması nedeniyle bu sıkıntıyı yaşadığını ve ameliyat eden doktora gitmesinin söylendiğini, davalı doktora gittiğinde ise yapılan muayenede plesenta parçası olmadığının beyan edildiğini, bu durumun bir süre devam ettiğini, en son üniversite hastanesine başvurarak plesenta parçalarının temizlenmesi için operasyon geçirdiğini ve tedavi gördüğünü, tüm bu sıkıntıların davalı doktorun işini özenle yapmaması ve şikayetlerinin dikkate alınmaması nedeniyle meydana geldiğini bildirerek yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 1000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, "...Dava, davacının oğlu Arda Kurtuluş Vayiç 'in 28- 29/03/2016 tarihli tedavisini üstlenen davalı hastane ve istihdam ettiği doktorun tedavi sırasındaki kusurları sebebiyle oluşan zararın giderilmesi istemine ilişkin olup, taraflar arasında vekalet sözleşmesi bulunmaktadır. 6098 Sayılı TBK'nın 147. Maddesinde Vekalet sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımna tabi olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 12/07/2011 tarih, 2011/2343 Esas, 2011/11552 Karar sayılı ilamı "Dava, davacı Cemile'nin tedavisini üstlenen davalı hastane ve istihdam ettiği doktorun ameliyat ve tedavi sırasındaki kusurları sebebiyle oluşan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre, davanın temelini vekillik sözleşmesi oluşturmakta olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır ( B.K.m. 386- 390 ). Davalılar tarafından davacının bu talebine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunulmuştur....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalı doktorun ve hastanenin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava, teşhis ve tedavi hizmetini üstlenen doktor ve özel hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hâkimin doğrudan görevidir. (1086 sayılı HUMK 76. mad., 6100 sayılı HMK 33 mad.) Davanın temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır. Dava, davalı hastane ve hekimin vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur....
Mahkemece, Adli Tıp Raporu gereğince davalı doktora atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı Hastanede diğer davalı doktor tarafından gerçekleştirilen hatalı ameliyat nedeniyle omirilik zarının yırtıldığını, bu nedenle yeniden başka yerde tedavi olduğunu ileri sürerek, uğramış olduğu sıkıntı ve üzüntüler nedeniyle manevi tazminat talebine bulunmuştur. Uyuşmazlık, uygulanan tedavi ve ameliyatta davalı doktorun herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre davanın temelini vekalet sözleşmesi oluşturmaktadır. Eş deyişle dava, davalının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (BK:386, 390 md) Vekil, ... görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur....