"İçtihat Metni" Halk Bankası A.Ş vekili avukat ... ile ...aralarındaki dava hakkında Niksar Asliye Hukuk Mahkemesinden (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) verilen 3.11.2010 tarih ve 371-451 sayılı hükmün Dairenin 14.7.2011 tarih ve 2227-11549 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARAR Davacı, davalı ...'...
Ancak 6102 sayılı TTK’nin 763. maddesinde iptali istenen kambiyo senedinin mahkemeye sunulması durumunda davacıya istirdat davası açması için süre verileceği, davacının bu süre içinde dava açmaması durumunda, mahkemenin, kambiyo senedini, sunmuş olana geri vereceği ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldıracağı düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin mefhumu muhalifinden anlaşılacağı üzere verilen süre içerisinde istirdat davasının açılmış olması durumunda kambiyo senedine ilişkin konulan ödeme yasağının kaldırılmaması gerekir. İstirdat davasını açan davacı, senedin ödeneceği endişesinden uzak bir şekilde yürütür (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s. 294). Somut olayda davacının mahkemece kendisine verilen süre içerisinde istirdat davası açtığı sabit olup, anılan düzenlemeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken ödeme yasağına ilişkin tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir..." Yargıtay 11....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulüne, davacının davalı tarafından düzenlenen 25/09/2018 tarih ve 2018/566556 muta yıl/nolu kaçak kayıt dökümüne istinaden tahakkuk ettirilen 13.784,80 TL ve 05/09/2018 tarih ve 2018/518998 muta yıl/nolu kaçak kayıt dökümüne istinaden tahakkuk ettirilen 42.038,54 TL davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının Ziraat Bankası Siverek Şubesinde bulunan destekleme hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılmasına ve hesaptan kesilen 6.321,66 TL'nin davalıdan alınarak davacıya iadesine, koşulları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine, şeklinde karar vermiştir. Davalı vekili yerel mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
tespitine, 2020/92347 sayılı takip dosyası nedeniyle kısmen borçlu olduğunun tespitine, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacının banka hesabına konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Dava, taraflar arasında akdedilen bireysel kredi sözleşmesi ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüş; yine İİK'nın 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa'nın 82. ve 83. maddelerinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığı belirtilmiştir....
K A R A R Davacı, davalı bankadan aldığı emekli maaşı üzerine, kullandığı kredi nedeniyle bloke konulduğunu ve kesintiler yapıldığını, banka uygulamasının haksız olduğunu ileri sürerek; blokenin kaldırılması ile yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı banka vekili, davalının kullandığı krediye karşılık takas/mahsup talimatı ile bankaya yetki verdiğini savunarak; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel ... Sigortası Kanunu'nun 93/1. maddesine göre, aylık ve ödeneklerin devir ve temlik edilemeyeceği hükmü gereğince davacı tarafından imzalanan mavafakatnamenin geçersiz olduğu saptanarak, davanın kısmen kabulü ile davacının hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, 1.498,40 TL kesintin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bilindiği üzere, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93. maddesinde “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır. İİK’nun 83/a maddesindeki "İİK’nun 82 ve 83. maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir." hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanun’un 32. maddesi ile değişik 5510 Sayılı ......’nun 93/1. maddesinde, "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedileceği" düzenlemesine yer verilmiştir....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davalı vekili 18/07/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının, davalı bankadan kredi ve kredi kartı kullanmak suretiyle borçlandığını, davacının 31/10/2017 tarihinde imzaladığı ek rehin sözleşmesi, taahhütname, virman, takas-mahsup talimatı ile davalı banka nezdindeki tüm hesapları üzerine borçları sebebiyle banka lehine rehin tesis edilmesi herhangi bir talimata gerek olmaksızın alacakların tahsili için takas mahsup yetkisi verdiğini, davacının haklılığını yaklaşık olarak ispatlamadığını, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire ilişkin ara kararını gerekçelendirmediğini belirterek, ilk derece mahkemesinin ara kararının ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin istirdadı istemlidir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tüketici kredisi borcu nedeniyle emekli maaşına konulan blokenin iptali ve yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile İİK'nın 83/a ve 5510 sayılı kanunun 93/1 inci maddeleri 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Bunlar, tarafların yargılama konusunda bilgilenme hakkı, yargılama ile ilgili açıklama ve ispat hakkı, bu açıklamaların mahkemece dikkate alınıp değerlendirilmesi yükümlülüğüdür. Gerekçe özellikle tarafların yargılamada dikkate alındığının, açıklama ve delillerinin değerlendirildiğinin bir göstergesidir. Kararın gerekçeli olması hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereğidir. Zira mahkemenin keyfilikten uzak şekilde, hukuka ve kanuna uygun karar verip vermediği ancak gerekçeden anlaşılabilir. Bu sebepledir ki, Anayasa'da kararların gerekçeli olması özel olarak vurgulanmıştır. Somut olayda; davacı, davalı bankaya olan borcundan dolayı maaşına konulan blokenin kaldırılması ile yapılan kesintilerin iadesini istemiş olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda hangi nedenler ile bu kararın verildiğine ilişkin bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, hükümde iade edilecek bedel de belirtilmemiştir....