Burada kendi malzemesi ile bina yapan davacının inşaata başladığından bitimine kadar zemin mülkiyetinin ileride kendine geçirileceği inancında olduğu, bu maksatla hareket ettiğinde kuşku yoktur. 625 parsel üzerindeki bilirkişi krokisinde ... ile gösterilen yerde davacının yaptığı binanın zemin değerinden fazla olduğu da saptanmıştır. Uygulamadaki deyimi ile söylemek gerekirse, temliken tescil davasının kabulünde aranan objektif ve subjektif koşullar olayda gerçekleşmiştir. Kuşkusuz bu yerin tescili için kamu düzeni ile ilgili 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerince ifraz olanağı olup olmadığına da bakmak gerekecektir. Mahkemece bu yön de araştırılmış, idarenin 6.1.2005 tarihli yazısı ile taşınmazın daha önce 625 parsel iken 760 ve 761 parsellere ifraz edilmesi nedeniyle yeniden ifrazın mümkün olmadığını bildirmesi, 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son ve Yönetmeliğin 14. maddelerinin de paylı tescile olanak vermemesi nedeniyle dava reddedilmiştir. Dava, 28.5.2003 tarihinde açılmıştır....
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Yalova İli, ... İlçesi, ... Mahallesi kök 49 ve 50 parsel numaralı taşınmazların 1959 yılında yapılan arazi kadastrosu sebebiyle davacılar murisi adına ½ hisse oranında tespit ve tescil edildiği, 1995 yılında yapılan ifraz ile dava konusu 475 parsel sayılı taşınmazın 14.963,50 m2, 477 parsel sayılı taşınmazın 4.388,00 m2, 478 parsel sayılı taşınmazın 811,60 m2 yüzölçümlü taşınmazların oluştuğu Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1351 E., 2006/289 K. sayılı ilamı ile taşınmazların tamamının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek 29.05.2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 16/05/2014 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı anlaşılmaktadır....
istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır....
DAVA 1. Dava konusu 137 ada 2, 3, 4, 5, 9 parsel sayılı taşınmazlar 2924 sayılı Kanun uyarınca 1993 yılında kullanım kadastrosuna tabi tutulmuş, 3 nolu parsel ifraz görerek orman olan kısmı 20 parsel olarak tapuya tescil edilmiş, 4 nolu parsel hükmen devlet ormanı olarak tapuya tescil edillmiş, 5 nolu parsel ise mahkeme kararı uyarınca ifraz görerek orman olan kısmı 10 nolu parsel olarak tapuya tescil edilmiş; bilahare bu taşınmazlar orman olarak kullanılmak üzere ... adına tahsis edilmiştir. 2. Davacı vekili; dava konusu taşınmazların müvekkilinin zilyetliğinde olduğunun tespiti ile tapudaki beyanlar hanesine taşınmazların zilyedi olarak davacının isminin işlenmesine karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı ... İdaresi vekili; dava konusu parsellerin Devlet Ormanı sınırları içerisinde kaldığından ve tapuda orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğundan İdareye karşı açılan haksız davanın reddini savunmuştur. III....
'nın 2/8 payının tespitinin iptali ile 1/8 davacı ..., 1/8 hissesinin davalı ... , 106 ada 29 sayılı parsel de davalı ... adına tespit edilen 1/3 payın iptali ile 1/6 payın davacı ..., 1/6 payın davalı ... adına tesciline, 106 ada 12 ve 29 sayılı parsellerin geri kalan paylarının tespit gibi tesciline, 102 ada 31 sayılı parsel üzerinde bulunan 48 adet kayısı ağaçlarının, 102 ada 5 sayılı parsel üzerinde bulunan 102 adet kayısı ağaçlarının, 102 ada 20 sayılı parsel üzerinde bulunan 50 adet kayısı ağaçlarının, 103 ada 4 sayılı parsel üzerinde bulunan 373 adet kayısı ağacının ve 103 ada 34 sayılı parsel üzerinde bulunan 2 katlı evin davalı ... 'ya ait olduğunun tutanakların beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava konusu taşınmazların bir kısmı davalı ... , bir kısmı ise davalı ... ile, dava dışı paydaşları adına tesbit edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " dava, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9. maddesi ile, anılan maddede yapılan değişiklik ile, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların resen düzeltilmesine, Kadastro Müdürlükleri yetkilidir hükmü düzenlemiştir. Yapılacak düzeltmeyle mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bilindiği üzere taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1- d maddesi gereğince dava şartı olup kamu düzeni ile ilgisi nedeniyle yargılamanın her aşamasında re'sen göz önüne alınması zorunludur. (HMK 115/1). Davanın belirlenen niteliğine göre bu tür ihtilaflarda husumet, lehine sınır değişikliği yapılan kişi veya kişilere karşı yöneltilmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava 3402 s.y. nın 41. Maddesi gereğince yapılan düzeltmenin iptali talebine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Dava, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenn'i hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm, açılacak olan tapu iptal ve tescil davasıdır....
bu parsellerden 2060 numaralı parsel de 2064 ve 2688 parsellere ifraz edilmiş olup, çekişmeli 240 ada 9 ve 241 ada 34 parseller ifraz parselleridir ve Hazine adına kayıtlı iken 22/03/1989 tarih 897 yevmiye ile ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.11.2007 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir....
Şöyle ki: dava konusu 3665 ve 4388 parsel sayılı taşınmazlar, yörede 1979 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları sonucunda, sırasıyla 3665 parsel 2722 parsel sayılı taşınmazın, 4388 parsel ise 2720 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluştuğu, 2010 yılında yörede yapılan 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesi gereğince kullanım kadastrosu çalışmaları yapıldığı, dava konusu taşınmazlarda herhangi bir sınır ve yüzölçüm düzletilmesi yapılmadığı ve daha önce tapuya kayıtlı olduğu için tutanak düzenlenmediği gibi, herhangi bir işleme de tabi tutulmadığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 25. maddesi gereğince tutanak düzenlenmeyen ve 6 aylık sürede açılmayan orman kadastrosuna itiraz davalarının kadastro mahkemesinin görevine girmeyeceği, somut olayda görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu, bu nedenle davanın 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden önce açıldığı da gözönüne alınıp, öncelikle değer tespiti yapılarak mahkemenin değer yönünden...