"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.01.2008 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Maddesi Uyarınca Yapılan Düzeltme İşleminin Kaldırılması Talebi Taraflar arasında Muş Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1) İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Mesela alacak, taşınır mal veya taşınmaz mal davaları gibi. İflâs kararının kesinleşmesi ile düşen icra takipleri (md. 193/1 ve 3) ile ilgili itirazın kaldırılması, icra takibinin iptal ve taliki, itirazın incelenmesi ve icranın geri bırakılması talepleri de düşer. Yani, bu talepler, 194. madde hükmüne tabi değildir. İcra mahkemesi, artık bu talepler hakkında inceleme yapıp karar veremez....
Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1) İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Mesela alacak, taşınır mal veya taşınmaz mal davaları gibi. İflâs kararının kesinleşmesi ile düşen icra takipleri (md. 193/1 ve 3) ile ilgili itirazın kaldırılması, icra takibinin iptal ve taliki, itirazın incelenmesi ve icranın geri bırakılması talepleri de düşer. Yani, bu talepler, 194. madde hükmüne tabi değildir. İcra mahkemesi, artık bu talepler hakkında inceleme yapıp karar veremez....
kendilerine belirttikleri bu sebeple davalının yolsuz tescilinin iptali ile düzeltme işleminin kabulüne karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....
DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı 15.000 TL dava değeri göstererek, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, bu nedenle tapu kaydı üzerindeki davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Taşınmazın ipotek akit bedeli olan 375.000 TL. üzerinden hesaplanarak alınması gerekli peşin harç mahkemece tamamlatılmıştır. Davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması talebi reddedildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı banka yararına ipotek değeri üzerinden nispi tarifeye göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti tayini doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK md. 438/7)....
O halde tedbir nafakasının, boşanma kararının 21.01.2011 tarihli itibarıyla kesinleşmiş olması gözetilerek bu tarih itibarıyla kaldırılması gerekirken verildiği tarih olan 2.5.2010 tarihinden itibaren kaldırılması doğru değil ise de; bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir ( HUMK. md. 438/7). SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan " yine bu tarihten" sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine "21.01.2011 tarihinden" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20.06.2013 (Per.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.01.2007 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine dair verilen 27.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali, isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalı ...'ın kendisinin kızı olan eşi ...'yi bıçaklayarak öldürdüğünü ve halen bu suçtan tutuklu olduğunu, bu sebeple müşterek çocukları ...'ın davalıda olan velayetinin kaldırılarak kendisinin vasi olarak atanmasını talep etmiştir. Mahkemece davalının velayet hakkının kaldırılmasına ve davacının küçük çocuk ...'a vasi tayin edilmesine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (MK. md. 118- 395, 5133 S.K. md.2-3) kaynaklanan dava ve işlerin Aile Mahkemesinde, vesayet hukukundan kaynaklanan üçüncü kısımdaki dava ve işlerin ise vesayet makamı olarak Sulh Mahkemesinde bakılması gerekir....
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK md. 6). İpotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmamaktadır. Bu durumda davalı bankanın ipoteğe ilişkin kazanımı iyi niyetli ise korunur (TMK md. 1023). Toplanan delillerden davacı, davalı bankanın kötü niyetli olduğunu kanıtlayamamıştır. Bu durum nazara alınmadan, davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından onama kararına karşıyım....