WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşverence, işçiler arasında farklı uygulamaya gidilmesi yönünden nesnel nedenlerin varlığı halinde eşit işlem borcuna aykırılıktan söz edilemez. 4857 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ilk fıkrasında, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiştir. Belirtilen bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerekir. Eşit davranma ilkesinin uygulanabilmesi için aynı işyerinin işçileri olma, işyerinde topluluk bulunması, kolektif uygulamanın varlığı, zamanda birlik ve iş sözleşmesiyle çalışmak koşulları gerekmektedir. Kanun'un 5. maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli- belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır....

    (Muhalif) KARŞI OY: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile yasal gerektirici nedenlere ve özellikle davacının reşit olmadığı sırada babası tarafından açılan soyadı düzeltimi davası sonucu babasının soyadının değiştirildiği Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b maddesi gereğince idari yoldan davacınında soyadının düzeltildiği bu nedenle davacının daha önce kendisi tarafından açılmış bir soyadı düzeltim davası bulunmadığından çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum. ÜYE...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 78 ve 4905 parsel sayılı taşınmazların tapu kütüğünde “Hüseyin” olan malik hanesinin nüfus kayıtlarına uygun şekilde ”....” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanan davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalı ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1117 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan babası .....'a ait olduğunu taşınmazın tapu kütüğünde ".... oğlu ...." olarak görünen malik hanesinin nüfus kayıtlarının uygun şekilde "....." olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j....

          yararlandığını, iş yerinde vardiya uygulandığını, vardiya dışında müvekkilinin fazla mesaiye zorlandığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını iddia ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik kıdem tazminatı, ayrımcılık tazminatı, fark ücret alacağı, fazla çalışma ve izin ücreti alacağının faizi ile birlikte talep ve dava etmiştir....

            İş bu davada uyuşmazlık; yaşlılık aylığı bağlanmasında sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı ve bu bağlamda düzeltilen doğum tarihinin ilk defa çalışmaya başlandığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı olan doğum tarihi yerine ikame edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 120/2 maddesinde “yaşlılık, ölüm ve maluliyet sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında; sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınacağı” hükme bağlanmıştır. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltilmesinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır....

              Davalı işveren tarafından davacının performansının düşük olması gerekçesi ile ücretine zam yapılmamış olup davacının dil, ırk, cinsiyet ya da siyasal düşüncesinden dolayı yapılmış ayrımcılığı ortaya koyan bir saptamanın bulunmadığı anlaşıldığından ayrımcılık tazminatı talebi reddinin yerinde olduğu, ayrıca tüm doktorlara aynı oranda zam yapılmadığı ve bakılan hasta sayılarında faklılıklar bulunduğu, davacının emsali konumunda olan bir işçi bulunmadığı anlaşıldığından fark ücret isteminin reddinde de isabetsizlik bulunmadığı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Buna göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nüfus kütüğünde 1957 olan doğum yılının 1948 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nüfus kütüğünde 01.01.1957 olan doğum tarihinin 01.01.1948 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden özellikle nüfus kayıt tablosunun incelenmesinden, davacının 01.01.1957 doğumlu olarak 02.01.1957 günü nüfus kütüğüne tescil ettirildiği, 03.04.1966 yılında yani 9 yaşında 1931 doğumlu Gülüstan ile evlendiği anlaşılmaktadır....

                Bu cümleden olarak, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.  ...

                Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 25/09/2008- 24/01/2018 tarihleri arasında Mağaza Müdür Yardımcısı olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini, asgari ücret aldığını, ayrıca aylık 300 TL yemek ücreti verildiğini, yıllık izin ücretinin eksik ödendiğini, işverence davacıya göre kıdem, tecrübe, uzmanlık, eğitim gibi nitelikleri daha az bulunan ve aynı pozisyondaki çalışanlara daha yüksek ücretler verdiğini, bu durumun iş kanununun 5.maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu belirterek brüt 2000 TL kıdem tazminatı, net 100 TL bakiye yıllık izin alacağı ve 4 aylık ücreti tutarında ayrımcılık tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu