Ayrıca failin maddede belirtilen seçimlik ve bağlı hareketlerden en az birini nefret saiki ile işlemesi gerekir. 6521 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile ayrımcılık niteliğindeki hareketlerin nefret saiki ile işlenmesi manevi unsur olarak eklenmiştir. TCK 122. maddesinde ırk, devlet, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefrete dayalı ayrımcılığı suç saymıştır. Yasa koyucu burada açık bir şekilde on koruma grubu belirlemiş ve bu on koruma gurubuna yönelik seçimlik ve bağlı hareketleri suç olarak düzenlenmiştir. Suç ve Cezada Kanunilik İlkesi gereği bu on koruma grubu dışındaki bir gruba nefret saikiyle de olsa ayrımcılık yapılması durumunda veya bu on koruma grubuna karşı maddede belirtilen dört farklı seçimlik hareket dışında bir eylemle ayrımcılık yapılması halinde de ayrımcılık suçu oluşmayacaktır....
'nun 42. maddesi ile değişik 6100 s. HMK 'nun 362/1- a ve aynı Kanunun 5. maddesi ile değişik 5521 s. İMK'nun 8/1. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/08/2017 tarihli ve 2017/3711 değişik iş sayılı kararının verildiği, ancak söz konusu karardan evvel Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 13/07/2017 tarihli ve B.M.2017/10151 sayılı yazısı ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca 14/06/2017 tarihli ve 2017/48568 sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmak suretiyle, soruşturmanın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/59150 soruşturma sırasına kaydedilerek sanık hakkında halkın bir kesimini sosyal sınıf din mezhep cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçundan soruşturmaya devam edildiği, yapılan soruşturma soncunda anılan suçtan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 17/07/2017 tarihli ve 2017/59150 soruşturma, 2017/14143 esas, 2017/10865 sayılı iddianame ile kamu davasının açılmasını takiben sanığın üzerine atılı suçtan Bursa 16....
Somut uyuşmazlıkta; davalı işverenin davacı ile olan iş ilişkisinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. maddesinde belirtildiği gibi cinsiyet, dil, ırk, sosyal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı olarak bir ayrıma gittiği açıkça iddia ve ispat edilemediğinden talebin reddi yerine kabulü hatalıdır. H) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 25.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Saptanan bu durum karşısında kıdem tazminatının reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
İşverence, işçiler arasında farklı uygulamaya gidilmesi yönünden nesnel nedenlerin varlığı halinde eşit işlem borcuna aykırılıktan söz edilemez. 4857 sayılı Yasanın 5. maddesinin ilk fıkrasında, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiştir. Belirtilen bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerekir. Eşit davranma ilkesinin uygulanabilmesi için aynı işyerinin işçileri olma, işyerinde topluluk bulunması, kolektif uygulamanın varlığı, zamanda birlik ve iş sözleşmesiyle çalışmak koşulları gerekmektedir. Yasanın 5. maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır....
Yasanın 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır. Bununla birlikte, işverenin işin niteliği ile biyolojik nedenlerle faklı davranabileceği bahsi geçen hükümde açıklanmıştır. Yine değinilen maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında, işverenin ücret ödeme borcunun ifası sırasında ayrım yapamayacağından söz edilmektedir. Burada sözü edilen ücretin genel anlamda ücret olduğu ve ücretin dışında kalan ikramiye, pirim v.b. ödemleri de kapsadığı açıktır. Bundan başka 4857 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sözü edilen sendikal nedenlere dayalı ayrım yasağı da mutlak ayrım yasağı kapsamında değerlendirilmelidir....
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile davalının fesihte haklı olduğunu ispatlayamadığı sabittir. Ancak feshin dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı olduğu da ispat edilememiştir. Açıklanan nedenle, davacının ayrımcılık tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki cinsiyet düzeltilmesi istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Temyiz incelemesi yapılabilmesi için; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/346 - 324 sayılı kararının taraflara tebliğ edilip kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 22/2. maddesinde "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Halkın bir kesmini sosyal sınıf din mezhep cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alanen aşağılama HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi daha çok “düşünce ve kanaatin açıklanması yöntemine” yoğunlaşmışsa da, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında ele alınabilecek suçların işlenme biçimleri ve bu suçların nitelikleri dikkate alındığında; yöntemin her durumda düşünce ve kanaatin içeriğinden ayrıştırılamadığı, bağımsız olarak ele alınamadığı; aksine tutumun kanunun genel gerekçesi ve ifade özgürlüğünün ödev ve sorumluluk yükleyen özüne aykırı olacağı ve sanığın kaba sövme niteliğindeki sözlerinin "sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri" ile işlenen suç bağlamında 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin...