Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline takibin 500 USD üzerinden devamına; karşı davanın kabulü ile 4.200 TL cezai şartın 19.02.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacının sair temyiz itirazlarının dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre reddine, 2-BK'nun 161/son maddesine göre, hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin re'sen gözetmesi gerekir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken tarafların iktisadi durumları, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması sebebiyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü olarak alınmalıdır....
Dosya kapsamına göre; her ne kadar yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ve davalı işçinin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsiline karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 8/a maddesinde düzenlenen cezai şart hükmünün incelenmesinden işveren açısından "İş Kanunu 25. madde dışında bir sebeple fesih" şeklinde bir şartın yer aldığı, işçi yönünden ise haklı fesih hali öngörülmeden salt "sözleşme süresi dolmadan işi bırakanlar" ibaresi koyulduğu anlaşılmaktadır. Bu halde cezai şartın karşılıklı olduğundan bahsedilemeyecektir. Taraflar arasındaki denge işçi aleyhine bozulmuş olup, bu nedenle cezai şart geçersiz olduğundan, davacıların cezai şart talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......
Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....
Söz konusu dosyanın akıbeti araştırılmalı, iş bu davamızdaki taleplere etkisi hususu irdelenmelidir. 3- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 182 nci maddesinin son fıkrası ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 22 nci maddesi gereğince, kural olarak tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ancak, kararlaştırılan cezai şart tutarının davalı/borçlunun iktisaden sarsılmasınına veya çöküntüye uğramasına/mahvına neden olacağı anlaşılırsa, mahkemece, talep edilen cezai şartın miktarında uygun bir oranda indirim yapılmalıdır. Bu taktirde indirim yapılan kısım yönünden talebin reddi nedeniyle de davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece hükmedilen cezai şartın davalının mali olarak mahvına sebebiyet verip vermeyeceği hususunda bir inceleme ve değerlendirme de yapılmamıştır....
Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla, işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, şartları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz....
Davalı karşı davacı vekili,iş hukukunda cezai şartın bağlayıcı olması için sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olmasının, cezai şartın karşılıklı olarak düzenlenmiş olmasının, cezai şartın denk ve eşit şekilde düzenlenmesinin gerektiğini, cezai şartta çalışılan süre ile orantılı olarak mahsup ve hakkaniyet indirimi yapılmasının gerektiğini, imzalanan sözleşmedeki cezai şartın denklik ilkesine aykırı olduğunu, ayrıca çalıştığı dönemlere ilişkin davalıdan 4.922,00 TL satış primi alacağının bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine ve 4.922,00 TL satış primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağına aykırılık nedeniyle cezai şartın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının rekabet etmeme yasağına uymadığı gerekçesiyle sözleşmede öngörülen 10.000 USD tutarındaki cezai şarttan sorumlu olduğu ancak cezai şartın fahiş olması nedeniyle cezai şarttan yarı oranında indirim yapılması ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....
olacağı, cezai şarttan takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılması kanaatinin oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 28.380,69 TL mali yardımın ve 20.020,00 TL cezai şartın faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, icra takibine vaki itirazın asıl alacak 18.000,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, simsarlık sözleşmesi ile kararlaştırılan cezai şartın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının sözleşmeye aykırı davranarak davacıyı devre dışı bırakmak suretiyle taşınmazı dava dışı kişiye satması nedeniyle davacının sözleşmede belirtilen cezai şarta hak kazandığı tespit edilmiş; ancak, talep edilen 24.000,00TL cezai şart fahiş görülerek ¼ oranında takdiri indirim uygulanmak suretiyle 18.000,00TL olarak tenkis edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu ...Gazetesi ile davalının sahibi olduğu ... Gazetesi arasında telafi ve mahsup işlemlerinin kendi aralarında uygulanamayacağına dair imzalanan sözleşmeye davalının uymadığını, bu nedenle cezai şartın koşullarının gerçekleşmiş olduğunu , bu nedenle davalı hakkında cezai şart alacağının tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....