- K A R A R - Dava, taraflar arasındaki Tüplü Gaz Bayilik Sözleşmesinin feshi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın ve kâr mahrumiyetinin tahsili ile sözleşme gereğince emanet olarak verilmiş ve davacıya iadesi gereken tüplerin aynen teslimi, bu mümkün olmazsa imalat bedellerinin faizi ile birlikte tahsili ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması istemine ilişkindir. Davalı vekili cevabında, davacı şirketin kötü niyetli olduğunu, kâr mahrumiyetinin sözkonusu olmadığını, noter marifetiyle tespitin yaptırılması gerektiğini, çeklerle ilgili borçları bulunmadığını, cezai şartın tenkisi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 09.09.1999 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 15. maddesinde gösterilen ferağ aşamalarına göre yükleniciye devri gereken bağımsız bölümlerin süresinde devredilip devredilmediği ve devredilmemişse 23. maddede öngörülen cezai şartın talep edilip edilemeyeceği konusundadır....
Sayılı 31.05.2022 tarihli ilamında"-İş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır (Tunçomağ, Kenan: Türk Hukukunda Cezai Şart, İstanbul 1963). Cezai şartın en yaygın kullanıldığı alanlardan biri iş hukukudur. Gerek mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nda gerekse 4857 sayılı İş Kanunu’nda cezai şarta ilişkin bir hüküm yer almamaktadır....
Ltd.Şti. ile imzalandığını, davacının verdiği buzdolabının davalı şirkete imza karşılığı iade edildiğini, bu durumun sözleşmenin sona erdiğini gösterdiğini, müvekkilinin davacının bayisi olmadığını, satışın “nokta satış” tabir edilen şekli ile yapıldığını, sözleşmedeki koto maddesinin sonradan doldurulduğunu, talep edilen miktardaki cezai şartın kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davalının işyerinde başka marka ürünler satmak ve reklam yazılarını bulundurmak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığı, davalı tacir ise de, sözleşmede öngörülen cezai şartın tahsilinin davalının ekonomik açıdan geleceğini büyük tehlike altına sokacağı, bu itibarla B.K.nun 161/3. maddesi uyarınca davacının 20.000.-USD. isteminin 2/3’ünün indirilerek 7.000....
Maddesindeki cezai şart, sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesi veya işyerini tahliye etmesi veya başka bir tedarikçi tarafından talep edilmesi durumlarında uygulanabileceği, sözleşmenin 4.3. 4.5. 4.6 7.2. Maddelerindeki koşulların farklı olduğu, bu nedenle, 4.3. 4.5. 4.6. 7.2. Maddelerindeki koşulların sağlanmaması durumunda sözleşmenin 7.1. Maddesindeki cezai şartın, bunun sonucu olarak icra cezai şart ve gecikme zammının uygulanamayacağı kanaatine varıldığı, ancak; bu konudaki hukuki takdir Sayın Mahkemenin olduğundan, raporun aşağısında davacının, davalıdan talep edebileceği; cezai şart, icra cezai şart ve gecikme zammı hesaplandığı belirtilerek tahakkuk ettirilen fatura borçlarının gecikmeli olarak ödediğinden, davacı Şirketin İcra Takip Tarihi İtibariyle Davalıdan Alacağı: Cezai Şart 20.946,52 TL, İcra cezai şart 2.513,58 TL, Gecikme zammı 418,93 TL Toplam alacak 23.879,03 TL olabileceği'' mütalaa edebileceği anlaşıldı....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı cezai şarta ilişkin icra takibine yönelik itirazın iptali taleplidir. Davacı vekili; taraflar arasındaki sözleşme ile taşınmaz satışının kararlaştırıldığını, ancak davalının sözleşme ile kararlaştırılan edimini yerine getirmediğini ve cezai şart bedelini ödemediğini ileri sürerek cezai şartın tahsili için başlatılmış icra takibine yönelik davalının itirazının iptalini istemiştir. Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmemiş olması sebebiyle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmedeki cezai şart hükmünün de geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir. Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2006/2555 Esas-8599 Karar sayılı 21/09/2006 tarihli ilamıyla; "davacı yararına hükmedilen cezai şart tutarında yapılan indirime esas alınan bilirkişi raporunun yeterli kanaat oluşturacak açıklıkta bulunmadığı gerekçesiyle" bozulmuştur. Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve yapılan araştırma sonucu sözleşmede belirtilen cezai şartın tahakkuku halinde davalı şirketin ticari hayatının zorlaşacağı gerekçesiyle sözleşmenin feshine, davacının cezai şarta ilişkin talebinin kabulü ile 79.000. USD cezai şartın BK’ nun 43 ve 44.maddeleri uyarınca re’sen tenkise tabi tutularak, takdiren 35.000 USD’nin dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca 1 yıl vadeli dolar bazında açılmış mevduat hesaplarına uygulanan faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki YTL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2006/2555 Esas-8599 Karar sayılı 21/09/2006 tarihli ilamıyla; "davacı yararına hükmedilen cezai şart tutarında yapılan indirime esas alınan bilirkişi raporunun yeterli kanaat oluşturacak açıklıkta bulunmadığı gerekçesiyle" bozulmuştur. Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve yapılan araştırma sonucu sözleşmede belirtilen cezai şartın tahakkuku halinde davalı şirketin ticari hayatının zorlaşacağı gerekçesiyle sözleşmenin feshine, davacının cezai şarta ilişkin talebinin kabulü ile 79.000. USD cezai şartın BK’ nun 43 ve 44.maddeleri uyarınca re’sen tenkise tabi tutularak, takdiren 35.000 USD’nin dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca 1 yıl vadeli dolar bazında açılmış mevduat hesaplarına uygulanan faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki YTL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Davalının ödemesi gereken asıl ücret %3 oranında ücret olup, %3'ün üzerinde kararlaştırılan kısım (dava konusu olayda %3) cezai şart niteliğindedir. Davalı sözleşmeye aykırı hareket ettiği için %3 oranında komisyon ücreti ve cezai şarttan sorumludur. Ne var ki davalı tacir olmadığı için sözleşmedeki %3'ün üzerinde yer alan bakiye %3 oranındaki cezai şartın fahiş olup olmadığının BK 161/son maddesi uyarınca mahkemece tartışılıp değerlendirilmesi ve fahiş olduğu takdirde indirim yapılması gerekir. Mahkemece sözleşmede kararlaştırılan %3 oranının üzerindeki bakiye %3 oranının cezai şart olduğu gözetilerek ve BK. 'nun 161/son maddesi uyarınca değerlendirilmesi yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde %6 oranında ücrete hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....