Cezai şart, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla, işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, şartları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. Olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 158-161. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, 4857 sayılı İş Kanun'larında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir....
(eski 24.) maddesi gereğince tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ise de, kararlaştırılan ... tutarı borçlunun iktisaden sarsılmasını, çöküntüye uğramasını mucip olacak ise indirim isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir. Dava konusu olayda ise; Mahkemece, cezai şartın fahiş olduğu kabul edilerek % 50 oranında indirim yapılmış ise de, davalı işletmesinin boyutu ve cezai şartın ekonomik olarak mahvına sebep olup olmayacağı hakkında yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi herhangi bir bilgi veya bu konuda alınmış bir bilirkişi raporu bulunmamaktadır....
Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının iş sözleşmesini ve eki taahhütnameyi imzaladığını, istifa etmek sureti ile iş sözleşmesini haklı gerekçe olmadan süresinden önce feshettiğini, cezai şartın geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere göre davacının haklı bir nedene dayanmaksızın istifa etmek suretiyle işten ayrıldığı, taahhütnameden kaynaklanan cezai şart tazminatını ödediği, taahhütnamede düzenlenen cezai şartın taraflar arasında denklik esasına göre düzenlendiği ve cezai şartın geçerli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. Gerekçe: Kararlaştırılan cezai şartın şartlarının denk olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....
Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının iş sözleşmesini ve eki taahhütnameyi imzaladığını, 31.07.2011 tarihinde istifa etmek sureti ile iş sözleşmesini haklı gerekçe olmadan süresinden önce feshettiğini, cezai şartın geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere göre davacının haklı bir nedene dayanmaksızın istifa etmek suretiyle işten ayrıldığı, taahhütnameden kaynaklanan cezai şart tazminatını ödediği, taahhütnamede düzenlenen cezai şartın taraflar arasında denklik esasına göre düzenlendiği ve cezai şartın geçerli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. Gerekçe: Kararlaştırılan cezai şartın şartlarının denk olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....
Davalı vekili cevabında; yanında çalışan ... isimli kişiye vekalet verdiğini, taşınmazların Mustafa tarafından satıldığını, davacının payını ödediğini, ancak belge almadığını, cezai şartın yasaya aykırı olup, iptali gerektiğini ve miktarın fazla olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile cezai şartın taşınmazın satış bedeli 43.470 TL'yi aşamayacağından, 43.470 TL'nin davalıdan tahsiline, reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalının 22.8.2003 tarihinde konutunda kullanmak üzere abone olduğunu, davalının 2.10.2004 tarihinde digitürk kartını kullanarak birahane olan işyerinde 1. futbol liği maçlarının yayınını sağladığını ve bu suretle sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ve bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şartın tahsili için yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....
Mahkemece , davalının tacir olup olmadığı araştırılarak tacir değil ise, hükmedilen cezai şartın fahiş olup olmadığı tartışılmalı, şayet fahiş görülür ise indirilecek miktar belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde cezai şartın tümüne hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz edilen kararın davalı yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesinin 'Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.' hükmünün bulunduğu ve bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmesi gerektiği, cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koyduğu, başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşmasının düşünülemeyeceği, iki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda ise cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğünün işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamayacağı,...” kabul edilmektedir....
Borçlar Kanununun 158/1’deki “hilafına mukavele olmadıkça alacaklı ancak ya aktin icrasını (aktin ifasını) veya cezanın tediyesini isteyebilir” şeklindeki hükme göre satış bedeli olarak verdiğini geri isteyen davacı aktin icrasından vazgeçtiğinden sözleşmedeki cezai şartın tahsilini de isteyebilir. Yapılan bu açıklamalara göre mahkemece yapılması gereken iş; davacının ikinci kademedeki isteği olan satış bedelinin istirdatı ve cezai şartın ödetilmesi taleplerini hükme bağlamak olmalıdır. Değinilen bu yönler bir yana bırakılarak davanın bütünüyle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
; 12.06.2015 icra takip tarihi itibariyle; cezai şartın davalı şirketin kaydi aktifine (bilanço büyüklüğüne) oranı %5,77, cezai şartın davalı şirketin 2015 yılı toplam satışlarına oranı %8,16 ve cezai şartın davalı şirketin kaydi özvarlığına oranı %30,02 olduğu, icra takip tarihi itibariyle sözleşmedeki cezai şart miktarının ödenmesi halinde davalı şirketin kaydi özvarlığının üçte birinin azalacağı, 10.06.2016 dava takip tarihi itibariyle; cezai şartın davalı şirketin kaydi aktifine (bilanço büyüklüğüne) oranı %5,64, cezai şartın davalı şirketin 2016 yılı toplam satışlarına oranı %84 ve cezai şartın davalı şirketin kaydi özvarlığına oranı %57,31 olduğu, dava tarihi itibariyle sözleşmedeki cezai şart miktarının ödenmesi halinde davalı şirketin kaydi özvarlığının yarısından fazlasının azalacağı belirtilmiştir....