; 12.06.2015 icra takip tarihi itibariyle; cezai şartın davalı şirketin kaydi aktifine (bilanço büyüklüğüne) oranı %5,77, cezai şartın davalı şirketin 2015 yılı toplam satışlarına oranı %8,16 ve cezai şartın davalı şirketin kaydi özvarlığına oranı %30,02 olduğu, icra takip tarihi itibariyle sözleşmedeki cezai şart miktarının ödenmesi halinde davalı şirketin kaydi özvarlığının üçte birinin azalacağı, 10.06.2016 dava takip tarihi itibariyle; cezai şartın davalı şirketin kaydi aktifine (bilanço büyüklüğüne) oranı %5,64, cezai şartın davalı şirketin 2016 yılı toplam satışlarına oranı %84 ve cezai şartın davalı şirketin kaydi özvarlığına oranı %57,31 olduğu, dava tarihi itibariyle sözleşmedeki cezai şart miktarının ödenmesi halinde davalı şirketin kaydi özvarlığının yarısından fazlasının azalacağı belirtilmiştir....
ın ise optik bölümünün mesul müdürü olduğunu, ... adlı hastanın şikayeti üzerine kurumun yaptığı inceleme neticesinde, reçete muhteviyatının verilmeden verilmiş gibi gösterildiği gerekçesiyle 05.02.2010 tarihinde müvekkillerine tebliğ ettiği yazı ile sözleşmelerini feshettiğini ve 5.000 TL cezai şart uyguladığını bildirdiğini, dava konusu reçetenin sahte olduğunun anlaşılamadığı gibi reçete bedelinin 88,20 TL gibi düşük bir miktar olması nedeniyle davacıların sözleşmesinin 5 yıl süre ile feshi ve 5.000 TL cezai şart uygulanması kararının iptali ile sözleşmenin geçerliliğine ve muarazanın giderilmesine karar verilmesinini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların protokol hükümlerine aykırı hareket ederek cezai şart ve fesih işleminin uygulanmasına sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 7....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarını reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında imzalanın 04.05.2010 tarihli yazılı ek sözleşmenin 11. maddesinde öngörülen cezai şart tarafların sözleşmedeki edimlerine muhalefet etme hali için kararlaştırılmıştır. Bu nedenle, bu cezai şart hukuki niteliği itibari ile "Seçimlik Cezai Şart" niteliğindedir. Ve talep edilebilmesi için ihtirazi kayıta gerek yoktur. Ne var ki, bu cezai şartın talep edilebilmesi için ifa yönünden bir iradenin ve istemin seçilmemesi gerekir. Oysa taraflar karşılıklı olarak edimlerini kendi istemleri ile ifa etmiş olduklarından cezai şart talep etmeye hakları yoktur....
Dava dilekçesinde cezai şartın tahsili de talep edilmiş ise de, cezai şartın miktarı gösterilmediği gibi bu talep ile ilgili olarak peşin harç da yatırılmamıştır. Davacı 25.07.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile miktar göstermek suretiyle talepte bulunduğundan hüküm altına alınan cezai şarta bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken faizin başlangıcının dava tarihi olarak gösterilmiş olması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, mahkemece yapılan bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Bu durumun tespit edilmesi halinde sözleşme feshedilir ve 3 (üç) ay süre ile sözleşme yapılmaz(...).”; 6.3.17. maddesi; “Bir fatura dönemi için uygulanacak cezai şartın hesaplanması reçete bazında yapılır. Bir reçetede birden fazla usulsüz fiilin tespit edilmesi durumunda cezai şartlardan en yüksek olanı esas alınır. Bir fatura döneminde cezai işlem gerektiren birden fazla reçete tespit edilmesi halinde belirlenen cezai şartlar her bir reçetedeki tespit için ayrı ayrı hesaplanıp bu bedeller toplanmak suretiyle tahsil edilir. Cezai şartlar reçete/ilaç bedelinden az olamaz. (Bu maddenin uygulanmasında Eski protokoldeki maddelerde yer değişikliği yapıldı. Protokolün (5.3.4.) numaralı madde hükmü hariçtir.) Kurumca uygulanacak cezai şart tutarının her fiil için 250 (ikiyüzelli) TL’den az olması halinde, alınacak cezai şart bedeli 250 (ikiyüzelli) TL olarak uygulanır....
HGK'nun 02.02.2005 tarih, 2004/9-759 E. 2005/9 K.sayılı ilamında "Kural olarak, taraflar cezai şart miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan cezai şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması da gerekir. Borçlar Kanunu'nun 161/3.maddesi hükmü uyarınca, hakim fahiş gördüğü cezaları indirmekle yükümlüdür. Bu hüküm, emredici nitelikte olduğundan hakim tarafından re'sen gözetilmelidir; borçlunun bu yolda bir talebinin bulunması aranmaz. Ancak, cezai şart ödenmişse, hakim bunu daha sonra indiremez. Borçlu cezai şartın indirilmesini isteme hakkından önceden feragat edemez; Borçlar Kanunu'nun 161/3.maddesi ile hakime bırakılan bu konuda, taraflarca yapılan kararlaştırma, aynı kanunun 19.maddesine göre geçerli değildir." Kural olarak, taraflar cezai şartın miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan cezai şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması gerekir. BK.'nun 161/3.maddesi (TBK.'...
Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (... Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK. m. 158-161), ... 2003, s. 40-42). Hukukumuzda cezai şartın türleri seçimlik cezai şart, ifaya eklenen cezai şart ve ifa yerine cezai şart (dönme cezası) olarak düzenlenmiştir. Seçimlik cezai şart; 6098 s. TBK. m. 179 f. I (818 s. BK. m. 158 f. I) hükmüne göre; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir”. Bu hükme göre, taraflar, sözleşmede borçlunun ya borcunu sözleşmeye uygun olarak ifa etmesi ya da ceza koşulunun ödenmesini kararlaştırmış olabilirler. Bu durumda, borçlu borca uygun hareketle yükümlüdür. Ancak, borçlu borca uygun hareket etmediği takdirde, kendisini bir yaptırım beklemektedir....
Mahkemece, davacının sözleşmede kararlaştırılan % 3+KDV komisyon ücretini almaya hak kazandığı, bu ücrete hak kazanması nedeni ile bundan sonraki dönemde alıcının satın almaktan vazgeçmesinin emlak komisyoncusunun hukuki durumuna etki etmeyeceği gerekçesi ile cezai şarta yönelik % 6 oranındaki talebin reddine, takibe itirazın 5.557,80 TL üzerinden iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalının, tellallık sözleşmesine aykırı olarak kendisine gösterilen daireyi satın almaktan vazgeçtiğini ileri sürerek, sözleşmenin 5 ve 6. maddeleri uyarınca % 3+KDV komsiyon ücreti ile % 6+KDV cezai şartın tahsili için başlattığı takibe itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Davalılar vekilleri, halen eksik ve kusurlu işler bulunduğunu, iskân izninin usulsüz alındığını ve iptali için idare mahkemesinde dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemişler; bir kısım davalı arsa sahibi vekili, karşı davada, eksik ve kusurlu işbedeli ile sözleşmenin 47. maddesi ve devamında belirlenen inşaatın süresinde ve gereği gibi bitirilmemesi halinde ödenmesi gereken cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki feshin ve cezai şartın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı olduğunu, usulüne uygun olarak hazırlanan reçetelerdeki ilaçları verdiğini, sahtecilik yapmadığını, buna rağmen davalı kurumca sözleşmenin haksız birşekilde feshedilerek cezai şart tahakkuk ettirildiğini, sözleşmeye aykırı davranışının bulunmadığını ileri sürerek, fesih kararının ve cezai şartın iptalini istemiştir. Davalı, uygulanan fesih işlemi ve cezai şartın sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....