Cezai şart alacağının 64.017,83 TL olmasına ve davacı tarafından cezai şart alacağına mahsup edilen mektup bedelinin 120.000 TL bulunmasına göre, artık davacının istenebilir ceza şart alacağının bulunmadığı aksine aradaki fark olan (120.000-64.017,83 TL=55.982,17) 55.982,17TL tutarında fazla tahsilatı olduğu anlaşılmakta olup, esas davanın reddi gerektiği kabul edilmiştir. Birleşen davada, davacı tarafça, cezai şart borcunun bulunmadığı ileri sürülerek tahsil edilen 120.000,00 TL mektup bedelinin iadesi ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini talep edilmiştir....
Cezai şart alacağının 64.017,83 TL olmasına ve davacı tarafından cezai şart alacağına mahsup edilen mektup bedelinin 120.000 TL bulunmasına göre, artık davacının istenebilir ceza şart alacağının bulunmadığı aksine aradaki fark olan (120.000- 64.017,83 TL=55.982,17) 55.982,17TL tutarında fazla tahsilatı olduğu anlaşılmakta olup, esas davanın reddi gerektiği kabul edilmiştir. Birleşen davada, davacı tarafça, cezai şart borcunun bulunmadığı ileri sürülerek tahsil edilen 120.000,00 TL mektup bedelinin iadesi ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini talep edilmiştir....
Hükme esas alınan bilirkişi, raporunda da; davacı hakkında uygulanan sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğundan davacının durumunu ağırlaştırdığının kabul edilmesi halinde cezai şartın iptali gerektiği, genel işlem şartı kabul edilmemesi halinde ise uygulanan cezai şart ve reçete bedeli iadesi işlemlerinin yerinde olduğu görüşünü bildirmiştir. Ancak bu rapor cezai şart işlemlerinin uygulandığı her reçete yönünden tek tek sözleşmeye aykırılık olup olmadığı değerlendirilmediğinden yetersizdir. Mahkemece tarafların delil listesinde talep ettiği gibi SGK soruşturma dosyası getirtilerek, müfettiş tarafından dinlenen tüm tanıklar dinlendikten sonra, her hasta yönünden uygulanan cezai işlemlerin ayrı ayrı değerlendirilmesi suretiyle SGK sözleşmeleri ve mevzuatında uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken eksik inceleme neticesinde yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
kaynaklanan cezai şart alacaklarının bulunduğu, eksik alım yapılan akaryakıt için 19710 USD cezai şartın ödenmesi gerektiği, ihtarnamenin tebliğine müteakip, cezai şart alacak hakkı saklı kalmak kaydıyla; yıllık satış taahhüdünü sağlayacak oranda akaryakıt alımı yapılması veya cezai şart bedelinin ödenmesini, aksi halde, Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesinden doğan tüm haklar ile diğer her türlü dava, talep ve şikayet haklarının kullanılacağının, cezai şart alacaklarının talep olunacağı, müvekkilinin haklarının temin ve tahsili için dava ve icrai takibe başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin davacı tarafa 28.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
.- TL promosyon bedelinin peşin ödendiğini, yine sözleşmeye göre ödemelerin taahhüt edilen tutarın altında gerçekleşmesi halinde promosyon tutarının eksik gerçekleşen tutarlar oranında düşülerek ödeneceğinin öngörüldüğünü, ayrıca davalı şirketin sözleşme hükümlerini gereği gibi yerine getirmemesi durumunda şirket personeline ödenen aylık cari tutarın %98'i oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin devamı süresince davalı şirket tarafından sözleşmede taahhüt edilen asgari ortalama aylık ödeme taahhüdünün gerçekleşmemesi nedeniyle davalıya ihtarname keşide edilerek peşin ödenen 650.000.- TL promosyon tutarından müvekkili banka üzerinden gerçekleşen aylık ödeme tutarları göz önünde bulundurularak 459.671.- TL ve işleyen faizi olmak üzere toplam 505.296.- TL'nin iadesi, ayrıca cezai şartın ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek akde aykırılık nedeniyle davalı şirkete peşin olarak ödenen tutar üzerinden hesaplanan 505.296.- TL '...
2016 protokolünün uygulanması halinde girilip silinen reçete sayısının 54 olması 2012 yılı protokolüne göre bu sayının 250TL ile çarpıldığı 2016 yılı protokolüne göre ilk reçete bakımından 100TL kalan 53 reçete bakımından 300TL ile çarpılarak cezai şartın tespit edilmesi halinde davacının ödemesi gereken cezai şart bedelinin davalı kurum tarafından belirlenen bedelden fazla olması gerektiği buna göre davacının yazılı talebi olması ve henüz tahsil edilmemiş cezai şartın 2016 protokolüne göre hesaplanması halinde dahi davacının istidadını talep edebileceği bir bedel olmayacağı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir....
BK.nun 159. maddesine göre alacaklının zarara uğramaması halinde bile cezai şart öngörülebilir. Ancak aynı maddenin 2. fıkrasına göre cezai şartı aşan bir zarar söz konusu olduğu takdirde alacaklı, borçlunun kusuru olduğunu ispat ettiği takdirde cezai şartı aşan zararını da isteyebilecektir. Somut olayda hem zarar hemde cezai şart birlikte istenmiş olup, mahkemece, BK.nun 159/2. maddesi hükmü gereğince davalının cezai şart ile birlikte zararın da tazmininin istenemeyeceğine ilişkin savunması değerlendirilmemiştir. O halde mahkemece davalının bu savunması üzerinde durulup sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına (BOZULMASINA), takdir edilen 375.000.000....
Davacı, peşin olarak ödenen hizmet bedelinin sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşmenin uygulanmayan kısmına tekabül eden kısmının tahsili ile birlikte cezai şart işteminde bulunmuştur, Dairemizin 20.05.2016 gün ve 2015/1538Es-2016/6844 Kar.sayılı bozma ilamında davacının talebi intifa bedelinin sözleşmenin uygulanmayan kısmına tekabül edecek kısmının tahsili talebiymiş gibi yanlış değerlendirilerek “intifa hakkının henüz terkin edilmediğinden bahisle davanın reddi gerekir gerekçesiyle” bozma kararı verilmiştir. Ancak yukarıda da işaret edildiği gibi davacının talebi sözleşme hükümlerince talep koşulları belirlenmiş hizmet bedelinin sözleşmenin uygulanmayan kısmına tekabül eden bölümüne ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki cezai şart ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında akdolunan yeniden satış sözleşmesi kapsamında müvekkili tarafından davalılara 75.000,00 TL nakit kredi ile 8.540,00 TL tutarında mal verildiğini ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifa etmedikleri gibi müvekkiline haber vermeksizin iş yerini kapattığının değişik iş tespit raporuyla saptanmış olduğunu, sözleşmenin 15. maddesi uyarınca 70.000,00 USD cezai şart isteminin koşulları ve malların iadesi koşullarının oluştuğunu belirterek 70.000,00 USD cezai şartın devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla...
Davacı eldeki dava ile davalı tarafından sahibi bulunduğu eczanesine haksız olarak uygulanan toplam 382.717,73 TL cezai şart ve reçete bedelinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiş, davalı ise kurumca yapılan inceleme sonucunda reçete arkasındaki imzaların reçete sahibine veya yakınına ait olmadığının tespit edildiğini ve sözleşme gereği uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunu savunmuştur. Dosya arasında bulunan 13/03/2015 tarihli bilirkişi raporunun hesaplama bölümünde; kurumun mahsup ettiği bedel (kurumun mahsup fişi dosya arasında olmadığından beyanlara göre yazılmıştır) 382.717,73 TL olarak ve davacıya iadesi gereken bedel ise 272.786,21 TL olarak hesaplanmış olup mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile 272.786,21 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde söz konusu cezai işlemin kurum tarafından izmir 19....