"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve tazminat KARAR Davacı vekili, davacının davalıya verdiği borç karşılığında, davalının adına tapuda kayıtlı 601 parselin ifrazı ile oluşacak ve dava dilekçesine ekli krokide belirtilen 2 numaralı kısmını vermeyi noterde düzenlenen taahhütname ile taahhüt ettiğini, sonrasında da taraflar arasında taşınmazın belirtilen kısmının harici satışının gerçekleştirildiğini, davalının hukuki imkansızlığı gerekçe göstererek taahhüdünü yerine getirmekten kaçındığını bildirerek; taşınmazın belirtilen kısmına eşdeğer 487,50 m²'lik bölümünün davacı adına tapuya tescilini ve 1.000 TL cezai şartın ödenmesini; olmadığı takdirde söz konusu yerin bedelinin ve 1.000 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ile birlikte cezai şartın tahsili, olmadığı takdirde tazminat ve cezai şartın tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26/05//2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu durumda, mahkemece cezai şart alacağının tenzilatına ilişkin hatalı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3- Kabule göre de, İcra Müdürlüğünün 2015/11581 E. sayılı icra takip dosyasında, 02.05.2015-10.06.2015 tarihleri arasındaki 60.000,00 TL cezai şartın tahsili istenmiş olup, taraflar arasındaki sözleşmenin 21/1-a maddesi uyarınca gecikme halinde her ay için 30.000,00 TL cezai şart öngörüldüğü, ancak icra takip dosyasındaki talebin iki aylık cezai şart alacağını içerdiği, mevcut durum itibariyle istek konusu zaman aralığının iki aylık süreyi kapsamadığı, mahkemece bir aylık cezai şart alacağı yönünden hüküm kurulması gerekirken hatalı olarak iki ay üzerinden hesaplama yapılıp % 50 tenzilat ile sonuca gidilmesi de doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, feshin haklılığının takdirinin sadece davacı okulun yönetim kuruluna bırakıldığından cezai şartın her iki taraf açısından eşit şartlara dayalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı işveren vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasında iş sözleşmesinde düzenlenen cezai şartın geçerli olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gerektiği gibi, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şart işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olamaz. İşçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, şartları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....
Karşı davada, sözleşmenin 47 ve devamı maddelerine istinaden cezai şartın tahsili de talep edilmiştir. Mahkemece, istenilen cezai şartın mahiyetinin ne olduğu, inşaatın tümüne mi, bir kısım bağımsız bölümlere ilişkin mi talep edildiği, karşı davacılara açıklatılmadan ve buna uygun inceleme ve değerlendirme yapılmadan, karar yerinde, hem işin süresinden sonra teslim edildiği hem de gereği gibi bitirilmediği belirtildikten sonra, koşullar oluşmadığından karşı davadaki cezai şartın reddine karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
nedeni ile belirli bir çalışma koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şartın bulunduğu gerekçesi ile itirazın cezai şart ve ihtar masrafı açısından iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, sözleşme ile belirlenen cezai şart tacirin mahfına sebep olacağı, davacının ekonomik durumu, yargılamaya konu eylem nedeni ile davacının sağladığı menfaat göz önünde bulundurulduğunda cezai şarttan indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle cezai şarttan %50 oranında indirim yapılarak, davacı hakkında cezai şartın 96.702,40 TL olarak uygulanmasına karar verilmiş ise de; taraflar için bağlayıcı olan protokol ile açıkça yukarıda izah edilen şekilde cezai şart düzenlenmiş olup, basiretli tacir olan davacının protokol hükümlerine uymak zorunda olduğu ve imzalanan protokolun kendisi açısından bağlayıcı olduğu gözetilmeden mahkemece 6098 sayılı Borçlar Kanunu 182/3. maddesi hükmüne atıf yapılmak suretiyle, cezai şartın fahiş olduğu gerekçesiyle indirim yapılması hatalıdır. O halde, mahkemeCE bu hususlar gözetilmeden cezai şartın fahiş olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
sözleşmeden beklediği faydayı tamamen elde ettiğini, hiçbir zarara uğramadığını, cezai şartın bir işlevinin kalmadığını, talep edilen cezai şart ile müvekkilinin sözleşmeden sağladığı maddi menfaat kıyaslandığında müvekkilinin sağladığı faydayı neredeyse yok edeceğini savunarak davanın reddini, kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, konut abonesi olan davalının 28.8.2004 tarihinde dijitürk kartını kullanarak maç yayınını şifresiz olarak işyerinde gösterime sunduğunu, sözleşmeye aykırı davranan davalının cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, cezai şartın tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir. Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir....