-USD. cezai şartın dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL. karşılığının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmedeki müvekkili aleyhine olan hükümlerin geçersiz olduğunu, cezai şart hükümlerinin koyu harflerle ve büyük puntolarla yazılması gerektiğini, miktarın sonradan doldurulduğunu, cezai şartın fahiş olduğunu ve sözleşmenin taraflarınca ihlal edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davalının tarafları bağlayıcı nitelikteki sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek başka marka ürünleri iş yerinde bulundurup sattığı, Efes Pilsen marka birayı satmadığı, sözleşmede kararlaştırılan 10.000.-USD. cezai şartı ödemesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalının işyerinde davacıya ait olmayan Perge Pilsener fıçı birası bulundurduğu hususu sabittir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I İş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı ve indirim hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Cezai şart, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla, işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, şartları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....
"İçtihat Metni"ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ Davacı Şirket vekili tarafından, davalı ... aleyhine cezai şartın iptali ile borçlu olmadığının tespiti davasının temyiz incelemesinin 10. Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşıldığından, Sonuç: Dosyanın temyiz incelemesi için 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Toplanan delillere göre yukarıdaki tespit ve değerlendirmeler ışığında yapılan incelemede; sözleşme süresi sona ermeden sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin feshinden davalının haksız olduğu, bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğu, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede sözleşme tarihi itibari ile davalının yıllık kârının 80.499,87 TL olduğu, bu kârın ceza şartın yaklaşık yarısına isabet ettiği, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmeden de anlaşılacağı üzere bu tutarın ağır olduğu ve ekonomik olarak mahvına sebebiyet vereceği değerlendirilmekle takdiren sözleşmede kararlaştırılan ceza şarttan %25 indirim yapılarak 30.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsili gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve temerrüt tarihi olan ihtarnamenin tebliği olan 21.10.2022 tarihinden 10 gün sonrasına isabet eden 01.11.2022 tarihinden takip tarihine kadar 673,15 TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 30.673,15 TL üzerinden itirazın iptali...
DAVA : Davacı, cezai şart borcunun davalı tarafça istenilen miktarda olmadığının tespiti ile çalışılan süreye oranla hesaplanmasına, belirlenen cezai şart miktarının Borçlar Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca indirilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin belirsiz süreli iş sözleşmesi yaptığını, kararlaştırılan cezai şartın geçersiz olduğunu, kararlaştırılan cezai şartın denklik esasına uygun olmadığını ifade ederek cezai şart adı altında borcu olmadığının tespitine, bu kabul görmezse cezai şartın indirilmesini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, cezai şartın koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ....01.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye arsa payı devrinin ........2008'de yapıldığı, yüklenicinin arsa sahibinin taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırıncaya kadar inşaatı durdurma hakkı olduğu, ipoteğin ........2008 tarihinde kaldırıldığı, bu durumda ... aylık inşaat süresinin ........2009 da sona erdiği, oysa ... takibine konu olan cezai şartın bu tarihten önceki döneme ait olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin ....01.2013 tarih ve 2012/3547 Esas, 2013/403Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Bu durumda asıl ücretin %2 olduğu, bu oranın üzerindeki %2'lik oranın ise cezai şart olarak kararlatırıldığının kabulü gerekir. Mahkemece 8.000 YTL üzerinden dava kabul edildiği için cezai şart alacağınını da tamamının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Oysaki davalı tacir olmadığı için sözleşmedeki cezai şartın BK'nın 161/son maddesi uyarınca mahkeme tarafından değerlendirilmesi zorunludur. Mahkemece %2 oranının üzerindeki %2'lik oranın cezai şartın mahiyetinde olduğu gözetilerek, BK'nun 161/son maddesi uyarınca tartışılıp değerlendirilmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması 2008/16196-2009/7278 usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 26.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Yargıtay uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....
Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli iş sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür. Borçlar Kanunun 182/son maddesinde ise, aşırı görülen cezai şartın hâkim tarafından indirileceği hükme bağlanmıştır. İş hukuku uygulamasında işçi aleyhine cezai şart düzenlemeleri bakımından konunun önemi bir kat daha artmaktadır....
İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez....