maddesinde cezai şartın düzenlendiği, sözleşme uyarınca üç yıl boyunca toplam 7092 maaşın davacı banka üzerinden yapılması gerekirken, 559 maaş ödemesi yapıldığı, geri kalan 6533 maaş ödemesinin yapılmadığı, bu nedenle davacının 66.000,00 TL cezai şart ve taleple bağlı kalınarak 34.596,00 TL bağlanma bedeli ile 587,04 TL işlemiş faiz ve 83,49 TL protesto masrafı kadar alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile toplam 101.262,53 TL üzerinden takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 26.03.2014 tarih ve 112 E., 2290 K. sayılı ilamıyla onanmıştır....
Noterliğinin 14.01.2010 keşide 19.01.2010 tebliğ tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için davalıya 15 gün süre verildiği, bu durumda cezai şartın davalıya gönderilen ihtarnamede sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için verilen sürenin bitiminden itibaren hesaplanması gerekirken, mahkemece; 18.12.2009 tarihinden itibaren cezai şartın tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını doğrudan mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacı yüklenici ile davalıların murisi arasında ....01.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalıların edimlerini yerine getirmeyerek davacıyı vekaletten azlettiğini ve sözleşmeyi tek taraflı şekilde feshettiğini, davacının sözleşmenin .... maddesine dayalı olarak ödediği ....000,00 TL'nin ve .... maddesinden düzenlenmiş 50.0000,00 TL cezai şartın tahsili için başlattığı ... takibinin ise davalının haksız itirazı neticesinde durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %... ... inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili; müvekkiline imzalatılan rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davalının çalıştığı firmanın faaliyet alanının davacı şirketin faaliyet alanından farklı olduğunu, sözleşmenin iş verence davalıya zorla imzalattırıldığını, davalının sürekli uzak mesafelere göreve gönderilmesi sebebiyle işten ayrılmak zorunda bırakıldığını, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü halinde düzenlenen cezai şartın fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; sözleşmede yer alan yer yönünden yapılan kısıtlamanın hakkaniyete aykırı olduğu bu nedenle geçerli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1. Dava rekabet yasağı sözleşmesinde yer alan cezai şartın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir....
Tarafların hür iradesi ile kararlaştırılan cezai şart bedeli, satıcının sözleşmeyi ihlal etmemesi halinde ...’ın sözleşme konusu işten kazanacağı hizmet bedeline denk olup, satıcı cezai şartın fahiş olduğundan bahisle indirime gidilmesi yönündeki hak ve taleplerinden peşinen feragat etmiştir.” hususları kararlaştırılmıştır. Somut olayda; simsarlık ücreti, sözleşmenin 5.2. maddesinde belirlendikten sonra, satım işleminin her ne şekilde olursa olsun emlak şirketi safdışı edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda satış bedeli olarak belirlenen bedelin (%6+KDV)’si oranında ücret ödeneceği kabul edilmiş durumdadır. Bu davada, davacının talebi % 6 + KDV cezai şart istemi olup, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın geçerli olduğunun kabulü gereklidir. Bu bakımdan, bölge adliye mahkemesince, mevcut düzenlemelerin haksız şart olduğu yönündeki değerlendirme yerinde görülmemiştir....
Taraflar arasındaki 25.000 Dolar ödemeye ilişkin kararlaştırmanın cezai şart niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Mahkemece, sözleşmedeki cezai şart ifaya ekli cezai şart olarak nitelenerek, havuzun siteye ait parselde yapılmaması nedeniyle oluşan değer kaybı ve sözleşme ile taahhüt ettiği edimini yerine getirmemesi nedeniyle cezai şartın ayrı ayrı tahsiline karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 158. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Anılan maddenin 1. fıkrasında seçimlik cezai şart, 2. fıkrasında ise ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir....
İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır....
şart hükmü nedeniyle davalı aleyhine 500.000,00 Euro cezai şartın TL karşılığı üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı tarafın haksız bir şekilde takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazının iptalini ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince; indirimsiz kira tutarı üzerinden talep edilebilecek cezai şartın 73.406,40 Euro olduğu, bu tutardan takdiren % 20 oranında tenkis yapılması gerektiğinden bahisle; tespit davasının kısmen kabulüne, davacının 1 yıllık asgari kira bedeli toplamı olan 73.406,40 Euro cezai şartın % 80'i olan 58.725,12 Euro cezai şart alacağı olduğunun tespitine, cezai şartın tahsili davasının kabulü ile 10.000 Euro cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, tarafların istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince; davalının ekonomik mahvına sebep olmayacak miktarın davada talep edilen 10.000 Euro mu, yoksa 12 aylık kira tutarı üzerinden hesaplanan 73.406,40 Euro mu olduğunun raporda açıkça belirtilmediği, bilirkişinin hesapladığı 73.406,40 Euro cezai şartın tamamı dikkate alınarak, cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı hususunda bilirkişiden...
Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Yargıtayın uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....