Mahkemece, 5.107,50 TL cezai şart ve 4.397,06 TL reçete bedeli yönünden işlemin hukuka aykırı olduğu, iptali ve muarazanın önlenmesi talebinin reddine, 35.303,81 TL ceza-i şart yönünden 5510 SK'nun geçici 62.maddesi gereği talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, davalı kurum tarafından 2012 yılı protokolü gereğince davacı aleyhine düzenlenen cezai şartın tahsili yönündeki işlemin haksızlığın tespiti ile iptali istemine ilişkindir....
K A R A R Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalıdan daire satın aldığını, ödemelerini düzenli olarak yapmasına rağmen, konutun tesliminde gecikme yaşanması nedeniyle sözleşmenin karşılıklı mutabakatla feshedildiğini, toplamda otuz bir adet senedin kendisine iade edildiğini, ancak daire için ödediği bedelden haksız olarak %5 cezai şart kesildiğini ileri sürerek, 9.500,00 TL cezai şartın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, cezai şart kesintisinin hukuka uygun olduğunu, 19/09/2013 tarihinde yapılan taşınmaz mal satış ve inşaat yapım fesih sözleşmesi ile tarafların birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettiklerini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında imzalanan gayrimenkul sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen cezai şartın iadesi istemine ilişkindir....
Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek; bozma ilamı uyarınca dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan 18/02/2021 tarihli rapor uyarınca bir fatura döneminde aynı fiilden birden fazla tespit edilmesi halinde tek bir cezai işlem uygulanarak 10.000 TL cezaî işlem uygulanması gerektiğinden davanın kısmen kabulüne; 27.500 TL cezai şartın 10.000 TL'si haksız olduğundan bu kısmın iptali ile davalı idare tarafından davacının istihkakından mahsup edildiği anlaşıldığından 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir....
nazara alınarak ve T.B.K.’nun 182/son maddesi göz önünde bulundurularak cezai şartın fahiş olup olmadığı hususunda resen yeniden değerlendirme yapılarak ve sözleşme hükümleri arasındaki dengesizliğin giderilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir....
Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir....
Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....
Dava,kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin cezai şartın tenkisine ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Cezai şart, geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Cezai şartın ceza ve tazminat fonksiyonu olup, Borçlar Kanununda bu iki fonksiyon kaynaştırılarak bileşik sistem kabul edilmiştir. Bu sistemin sonucu olarak aşırı görülen cezai şartın indirilmesinde tazmin ve ceza dengeli olarak korunmalıdır....
Somut olayda davacı cezai şart sebebiyle borçlu bulunmadığının tespiti, bu istemin haklı görülmemesi halinde ödenmesi gereken cezai şart tutarının çalışılan süreyle oranla belirlenmesi ve belirlenen cezai şart miktarının mülga 818 sayılı Kanun'un 161. madde uyarınca takdiri inidirim yapılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Dairemizin bozma ilamında belirtildiği gibi taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi ve eki niteliğindeki taahhütname içeriği dikkate alındığında, cezai şart bakımından denklik söz konusu olduğu ve cezai şartın geçerli bulunduğu, ancak davacının istemide göz önüne alınarak davacı tarafından ödenmesi istenen cezai şartın mahkemece davacının çalışılan ve çalışması gereken sürelerde göz önüne alınarak indirime gidilerek belirlenmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
maddesi gereği ceza tayini gerekse de, sözleşmenin 8.2.21. maddesi gereği en ağır cezai şartın uygulanması gerektiğinden, yeniden cezai şart uygulanmayacağını belirtmiş; sözleşmenin 7.3.7. maddesi gereği reçete bedeli 555,86 TL'nin tahsil edilmesine; sonuç olarak 60.555,86 TL cezai şartın tahsiline ve sözleşmenin 1 ay feshine karar vermiştir. Dosyaya kazandırılan 16.01.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, reçete arkasındaki imzalar hastalara ait olmasa bile, hastalar gözlüklerini aldıklarını beyan ettiklerinden, bu hususta cezai şart uygulanmasının mümkün olmadığı; yine 9 hastanın göz muayenesi için......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, ... komisyoncusu olduğunu, davalı ...’ya ait taşınmazın satılması için ...’nin vekili olan diğer davalı ile sözleşme yaptıkları aracılık hizmetlerini yerine getirmesine rağmen davalıların taşınmazı anlaşılan kişi dışında başka kişiye sattıklarını, komisyon ücret alacağı ile cezai şartın tahsili için yaptığı takibe itiraz edildiğini ileri sürerek sadece cezai şart alacağı ile sınırlı olmak üzere itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı ......