Mahkemece davanın, davacı ... bakımından husumet yönünden, diğer davacılar bakımından ise anataşınmazda yedi bağımsız bölüm bulunduğundan yönetici atanmasının zorunlu olmadığı gibi kat maliklerinin toplanıp bu hususta bir karar alabilecekleri, ancak yönetici seçemezlerse mahkemeye başvurmaları gerektiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya içersine getirtilen anataşınmaza ait tapu senedi içeriğinden toplam yedi bağımsız bölümden oluşan apartmanda kat mülkiyetinin kurulmuş olduğu, davacılardan ...’in bağımsız bölüm maliki olmadığı anlaşıldığından, adı geçen davacı yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak; Kat Mülkiyeti Yasasının 34. maddesinin 2.fıkrası hükmü uyarınca sekizden az bağımsız bölüm bulunan anataşınmazda yönetici atanması zorunlu değil ise de, kat maliklerinin istemesi durumunda böyle bir anataşınmaza yönetici atanmasına da yasal bir engel yoktur....
Dava konusu anataşınmazda 1989 tarihinde, 1984 tarihli 12 bağımsız bölümlü kat irtifakının terkini ile kat maliklerinin vekaletnameleri ile... tarafından 14 bağımsız bölüm için yeniden kat irtifakının kurulduğu, 3 nolu bağımsız bölümün 48/576 arsa payının 16/576'sının 13 nolu bağımsız bölüme, 8/576'sının ise 14 nolu bağımsız bölüme aktarıldığı, 3 nolu bağımsız bölümün ise 24/576 arsa paylı olarak tescil edildiği, 1 nolu bağımsız bölüm maliki ...’ın Gölcük 1. Noteri 27016 yevmiye ve 24 07.1987 tarihli ...'...
Noterliği’nin 24.10.2013 tarihli sözleşmesi ile devir aldığını, ...’nin muvazaalı bir icra takibi ile aracı yakalattığını ileri sürerek,... plakalı aracın 24.10.2013 tarihinde mülkiyetinin kendisine geçtiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine; hisse devri sözleşmesi ile mülkiyet kazanıldığından birleştirilen davanın kabulü ile... plakalı aracın mülkiyetinin davacı ...'...
Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması BK 213, Tapu Kanunu 26. madde ve TMK 706. madde uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. Taraflar arasındaki 27.09.2006 tarihli sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesine dayanılarak cezai şart da istenemez. Zira cezai şart asıl borca ilişkin feri haklardandır. Asıl borç hükümsüz olunca, cezai şart da hükümsüzdür. Taraflar ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler....
Taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılmış ön sözleşme kurulduğu çekişmesiz olup, taşınmaz mülkiyetinin devrini içermemektedir. Hukukumuzda; taşınmaz mülkiyetinin devri taahhüdünü içeren sözleşmelerin, noterlikçe düzenleme şeklinde yapılması gerektiği gibi, bunun ön sözleşmesinin de; TBK 29/2. maddesine göre ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlı olması nedeniyle, bu tip sözleşmelerin tek taraflı feshedilmesi mümkündür. Somut olayda davalılar ön sözleşmeyi tek taraflı irade beyanıyla sözleşmeyi feshetmiş olup, bu sözleşme adi yazılı ön protokol niteliğinde olduğundan, arsa payı devri taahhüdünü de içermediğinden, tek taraflı irade beyanının karşı yana ulaşmasıyla birlikte feshedilmesi mümkündür. Davacı bu durumda varsa ancak zararını isteyebilir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur....
Yazılı olmak koşuluyla miras ortaklığına dahil bir taşınmazdaki miras payının mirasçılar arasında devri için yapılan sözleşmeler geçerlidir (743 s.lı MK m.612; 4721 s.lı TMK m.677). Dava konusu 649 parsel sayılı taşınmaz "Mustafa Kocakelle Mirasçıları" adına kayıtlı olup, davacıların miras bırakanı ... ve davalıların miras bırakanı Murtaza Oğul; sunulan mirasçılık belgesine göre Mustafa Kocakelle'nin mirasçılarıdır. Davacıların dayandığı 17/05/1990 tarihli adi yazılı miras payının devri sözleşmesinin yapıldığı sırada adı geçen mirasçıların miras hakkı doğmuştur. Miras payının devri için elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmüş olması gerekli olmadığı gibi, dönüşmüş olması durumunda daha önce yapılmış miras payının devri sözleşmesini de hükümsüz hale getirir. Mahkemenin bu sebeple davayı reddetmesi yerinde olmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE Dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Eskişehir ili, Çifteler ilçesi, Çiftçi mahallesi, Bostankırı mevkii, 281 ada - 145 parselde kayıtlı taşınmazda kiracı sıfatıyla değil, eski malik Halkbank ile arasında mevcut protokoller uyarınca bulunduğunun tespit edilerek davalılar ile aralarında mevcut muarazanın giderilmesi, davacı şirketin imzaladığı protokollerin banka kredi borçlarının tasfiyesi amacıyla düzenlenen sözleşmeler olduğu, gayrimenkul mülkiyetinin alacaklı bankaya ait olduğu, gayrimenkul mülkiyetinin devrinin, bankanın alacağının devri veya temliki anlamına gelemeyeceği, gayrimenkul devrinin dava dışı Halkbank ile yapılan protokolden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin devri anlamına gelmeyeceğinin tespiti ile davacı ve davalılar arasında mevcut muarazanın giderilmesi talep edilmiştir....
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun, değişik 20/d maddesi hükmünce noterlerce gerçekleştiren devir işlemleri, araç mülkiyetinin devri için yeterli olup, işlemin tamamlanması için trafik sicilinde alıcı adına tescil işlemi yapılması mutlak koşul değildir. Tescil işlemi, idari bir tasarruf olup, yaptırılmaması ayrı bir yaptırıma tabidir ve mülkiyetin devri için kurucu bir nitelik taşımaz. Bunun bir sonucu olarak da, trafik kayıtları mülkiyeti gösteren sicillerden olmakla birlikte, bu karine kesin değildir. Aracı, noter satışı ile devralan, adına tescil işlemi yaptırmamış olsa dahi, aracın maliki sayılır. ../... -2- 2009/5286 2009/7087 Bu durumda somut olayda kazaya neden olan araç, davalı ... tarafından diğer davalı ...’e noterde satılmış olup, bu satış mülkiyetin devri için yeterlidir....
Kat 5 Nolu Bağımsız Bölümün kendisine tapuda devri 23/10/2015 tarihli işlem ile başlatılmış olup davacının en geç bu tarihi itibariyle davalı kooperatiften Bağımsız Bölüm edinme hakkına haiz olduğu bu nedenle Bağımsız Bölüm Taşınmaz Tapu Kaydı üzerinde her ne kadar Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/98 D....
Taşınmazın 1967 tarihli projesinde 8 bağımsız bölümlü iken 1971 tarihli tadilat projesinde 3. katın iki bağımsız bölümlü toplam 9 bağımsız bölüm olduğu, 1972 tarihli kat mülkiyetinin kuruluşunda 1. ve 2 kat bağımsız bölümlerin arsa payı 8/56 olduğu halde, 3. kattaki 8 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin arsa payının 4/56 olduğu, buna göre arsa hissedarlarının 3. katta yeni bir bağımsız bölüm oluşturulmasına belirlenecek arsa payları yönünden şartlı muvafakat verip vermediklerinin belediye imar dosyası getirtilerek incelenmediği, dosya içerisinde bütün raporların aynı bilirkişi heyetinden alındığı ve raporlarda ki açıklamaların birbirinin tekrarı niteliğinde olduğu, kat mülkiyetinin kurulduğu tarihte bağımsız bölümlerin manzarasının nasıl olduğunun, örneğin bodrum katın manzarasının olup olmadığının değerlendirilmediği, yön yönünden bağımsız bölümlerin güneş görüp görmediği, ısınma ve manzaraya bir etkisinin olup olmadığının incelenmediği, genel ve soyut şekilde manzara, yön, vb....