GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı 2 yaşındayken annesi ve babasının boşandığını, hali hazırda babasının soy adı olan Erkuş soyadını kullandığını, bu soyadının arkadaş çevresinde dalga konusu olduğunu, bu nedenle davacının annesinin soyadı olan Baran soyadını kullandığını, davacının annesinin yanında büyümüş olup arkadaşlarıyla tanışırken Baran soy adını kullandığını, babasını bu yaşına kadar 3- 4 sefer görmüş olup resmi evrak ile fiili durum arasında farklılığın günlük hayatında sıkıntılar yarattığını, müvekkilinin Tıp Fakültesi 3.sınıfa geçmiş başarılı bir öğrenci olduğunu, bugüne dek kendisiyle ilgilenen, kendisine hem anne hem baba olan, günlük hayatında da fiilen kullandığı annesinin hayatlarının sonuna kadar onunla ilgilenen merhum anneannesi ve dedesinin soy adı olan Baran soyadıyla yaşamını idame etmek ve diplomasında yazması isteğinde bulunduğunu beyan ederek davacının Erkuş olan soy adını BARAN olarak değiştirilmesine...
Medeni Kanunun 321. maddesinde, çocuğun ana ve baba evli ise ailenin soyadını, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuğun onun bekarlık soyadını taşıyacağı; Soyadı Nizamnamesinin 15. maddesinde ise, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocukların babalarının soyadını, evlilik dışında doğan çocuklar, analarının soyadını, ana önceki evliliğinden dolayı çift soyadı taşıyorsa, çocuğun onun bekarlık soyadını, evlilik dışında doğmuş çocuklar, ana ve babanın birbirleri ile evlenmesi veya babalarının tanıması veya hakimin babalığa karar vermesi ile babanın soyadını alacakları; Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 22. maddesinde (1) Evlilik içinde veya herhangi bir nedenle evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde Türk babadan olan veya Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak ....vatandaşlığını kazanacakları ve bu çocukların babanın soyadını alacakları ve aile kütüklerinde babalarının...
teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velâyet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müşterek çocuğun annesinin soyadını kullanmasına ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, söz konusu talebin davanın eki niteliğinde yani feri nitelikli bir talep olup, ayrı bir davaya gerek olmadığını, mahkemece velayete ilişkin tespite dair hüküm verilmesi gerekirken talebin reddinin hukuka uygun olmadığını bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik dışında doğmuş olup baba ile soybağı anne ve babanın sonradan evlenmesiyle kurulan ve çocuğun anne ve babanın sonradan evlenmesiyle kazandığı soyadının, davacı annesinin kızlık soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun anne ve babanın evlenmesiyle kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
Mahkemece, her ne kadar Türk Medeni Yasasının 177. maddesi gözönünde bulundurularak yetkisizlik kararı verilmişse de, bu maddeye göre boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka, alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunun hüküm altına alındığı, oysa ki; somut olayda boşanmadan sonra açılan ayrı bir davanın söz konusu olmadığı, açılan boşanma davasına karşı cevap dilekçesiyle birlikte karşı talepte bulunulduğu, H.Y.U.Y.'nın 14 ve 203. maddeleri gözönünde bulundurulduğunda, asıl davanın açılmış olduğu mahkemenin asıl davaya karşı açılan karşılık davaya bakmaya da yetkili olduğu gözönünde bulundurulduğunda, uyuşmazlığın asıl davanın açıldığı Abana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Abana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması hallerinde velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne dava dilekçesinde; ... ile olan evlilik dışı birlikteliğinden ortak çocuk ...'...
Aile Mahkemesi'nin 2018/665 E 2019/549 K sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Mustafa Bakırcı'nın velâyetinin annesine verildiğini, müşterek çocuğun Orman Genel Müdürlüğü'nün kreşine, dedesi geçmişte Orman Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştığı için gittiğini, ayrıca dedesinin başvurusu ile ordu evlerinin imkanından da faydalandığını, annenin soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının zaman zaman sorun çıkardığını, çocuğun kendi soyadı ile annesinin soyadının neden farklı olduğunu sorguladığını, çocuğun üstün menfaatleri gözetildiğinde annesi ile aynı soyadı taşımasının çocuğun yararına olacağını beyanla, davacının velâyeti altında bulunan Mustafa Bakırcı'nın soyadının, annesinin soyadı ile aynı olacak şekilde "Ulukanlıgil" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin kararına dayanmış ise de; ilgili karar; velayeti anneye verilen küçüğün annenin bekarlık soyadını almasına engel bulunmadığına ilişkin olup, somut olayımızdan farklı bir durumu içinde barındırmaktadır. Yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere; davacının babasına ait soyadının değiştirilerek annesinin bekarlık soyadından da başka bir soyadını almak istemesini gerektirir. TMK 27. maddesinde belirtilen "haklı neden" ispatlanamadığından ilk derece mahkemesince belirtilen gerekçe ile davanın reddine dair karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....