İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2021 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasındaki protokolle davacı tarafından boşandıktan sonra davalının "..." soyadını kullanmasına izin verildiği, tarafların iki ortak çocuğu olduğu, bu çocuklardan ...'in velâyetinin davalı annede olduğu, çocuğun üstün yararının devam ettiği, davalının hekim olarak görev yaptığı, çok uzun süreden beri...soy adını kullandığı, bu soyad ile tıp camiasında tanınırlığının olduğu, taraflar arasındaki soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiği, davacı koca tarafından kadının soyadını kullanımından kaynaklı somut bir zararın ispat edilemediği, taraflar arasında kadın hakkında takipsizlik kararı ile sonuçlanan soruşturma dosyası bulunmasının da tek başına kocanın soyadının kullanımından kaynaklı zararına dayanak gösterilmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalılardan Sezcan ile 11.4.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 2007 doğum tarihli Çağlar’ın velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ile oğlunun soyadının değişik olması nedeniyle sosyal ortamlarda ve resmi ortamlarda zorluklar yaşadığını iddia ederek, ortak çocuğun "Yıldız" olan soyadının kendi kızlık soyadı olan "Kılıç" olarak değiştirilmesini istemiştir....
ın müvekkilin soyadı olan Yıldırım soyadını almasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı-davacı ...'in cevap dilekçesinde; boşanmadan sonra yaşı küçük olan çocuğu annesinin yanında ziyaret ettiğini, çocuğun annesinin kendisine haber vermeden Antalya'yı terk ettiğini, hukuki mesnetten uzak olan kötüniyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı ...'in birleşen dava dilekçesinde; davalı ... ile boşandıklarını, boşanma ilamına ortak çocuk ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kocanın Soyadını Kullanmaktan Men-Kocanın Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.06.2010(Salı)...
Bu maddenin iptalinden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi (Türk Medeni Kanununun 292. maddesi) ya da aynı Kanunun 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuğun babanın soyadını alma imkanı bulunmamaktaydı. Yukarıdaki açıklamalar ışığında bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2020 NUMARASI : 2018/1011 ESAS-2020/39 KARAR DAVA KONUSU : Boşanan Kadının Kocasının Soyadının Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların boşandığını, müşterek çocukların velayetinin anneye verildiğini, boşanma protokolü gereği davalının, davacının soyadı olan Kaplan soyadını kullanmaya devam etmesine izin verildiğini, davalının Kaplan soyadını kullanmaya devam etmeyi istemesindeki sebebin, müşterek çocukların henüz iki yaşında olması, boşanmanın ne olduğunu anlayacak ve idrak edecek yaşta olmaması olduğunu, çocukların şimdi büyüdüğünü ve çocukların 10 yaşını bitirdiğini, çocukların boşanma sürecini sıkıntısız atlattığını, davalının davacının soyadını kullanmasında artık maddi ya da manevi bir yarar olmadığını, müvekkilinin de artık bunu istemediğini beyanla davalının KAPLAN olan soyadını kullanmasına...
Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan çocuğun velâyet sahibi annenin yeniden evlenerek aldığı soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; boşandıktan sonra davacının oğlu ile birlikte yaşadığını, tüm eğitim, sağlık, bakım ve diğer gündelik işleriyle ve bunlarla ilgili masraflarıyla annesi ...'nin ilgilendiğini, bu süreç dahilinde babası ...'...
CEVAP Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalının, taraflar boşandıktan sonra davacının soyadını kullanmak için kesinlikle baskı yapmadığını, boşanma protokolünü geri alınmasını gerektirecek herhangi bir davranışa davalının sebebiyet vermediğini, yine davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi müşterek çocuklarıyla görüşmesine izin vermediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının çocukları görmediğini ve çocukları görmek için keyfi olarak icra takibi yaptığını, protokolden kaynaklı taşınmazın devrinden kendisinin kaçınmadığını, davacının davalıya küfür ettiğini, darp ve tehdit ettiğini, koruma kararlarını defalarca ihlal ettiğini, davacı tarafın boşandıktan sonra çocukları görmeye gelmediğini, davalının, davacının soyadını kullanmasındaki tek amacın ortak çocukların okulda sıkıntı yaşamaması adına olduğunu, davalının başarılı bir iş kadını olduğunu, iş hayatında evlilikteki soyadı ile tanındığını, bu soyadını kullanmasında hukuki ve sosyal olarak menfaatinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadının Kullanmasına İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı anne, boşanma kararı ile velayetleri kendisine bırakılan çocukların soyadlarının değiştirilerek kendi soyadı olan "..." olarak düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece; "davanın genel hükümlere dayalı soyadının düzeltilmesi davası olması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
(TMK.md.173/3) Toplanan delillerden; davalı kadının, İzmir 7.Aile Mahkemesi'nin 04.06.2007 tarih 2007/315- 403 E-K sayılı, 13.09.2007 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı ile boşandığı kocasının "Akman" olan soyadını taşımasına izin verildiği, davalının Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğretim görevlisi olduğu, bu soy isim altında yayınlanmış yurt içi ve yurt dışı bir çok yayınının bulunduğu, akademik camiada bu soy isim ile tanındığı buna göre boşanmadan önce ve boşandıktan sonra bir çalışma hayatının bulunduğu buna göre bu soy ismini kullanmaya devam etmesini gerektirecek bir tanınmışlığının olması, iznin kaldırılmasını gerektirecek Türk Medeni Kanununun 173/3. maddesi anlamında bir durumun da kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır....