Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın cevap dilekçesiyle boşanmadan sonrada davacı eşin soyadını kullanmaya izin talebinde bulunmuştur. Bu talep boşanmanın fer'i niteliğinde olmayıp harca tabidir. Davalı kadının bu yönde harcı yatırılarak açılmış bir davası veya karşı davası bulunmamaktadıdr. Mahkemece bu talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığna karar vermek gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, kocasının soyadı bulunmaksızın, sadece evlenmeden önceki soyadını taşımasına izin verilmesini istemiş, davalı olarak nüfus müdürlüğünü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacının eşi Volkan Kocaman'ın hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı kullanımına izin istemine ilişkin davada Ankara 10. Asliye Hukuk ile 11. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Yasasının 173. maddesi uyarınca soyadı kullanımına izin istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının eşi ...'ın Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesince gaipliğine karar verildiği, Ankara 9. Aile Mahkemesince ise, ...'ın gaipliğine karar verilmesi nedeniyle taraflar arasındaki evliliğin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Yasasının 173/2. maddesinde "kadının boşandığı koca soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir" hükmü yeralmaktadır....
TMK'nın 173.maddesi ile boşanan kadının kocasının soy adını taşımasına izin verilmesinin şartları düzenlenmiş, aynı yasanın 187.maddesinde kadının evlenmekle kocasının soy adını alacağı düzenlenmiştir. Davacının dilekçesindeki açıklamalar, dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddia ettiği gibi halen evli olduğu Hassan Hassan ile boşandığı T4'nin aynı kişi olduğu mahkeme kararı ile tespit edilmediği sürece davacının talebinin boşandığı eşin soy adını alma olarak kabulü gerekir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi; 4721 sayılı TMK'nun ikinci kitabında üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.md.118- 395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır....
Boşandığı eşinin soyadını kullanmaya izin talebi yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Yapılan soruşturmaya ve tüm dosya kapsamına göre; davalı karşı davacı kadın, gösterdiği delillerle boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ispat edememiştir. Sadece müşterek çocuğun menfaatinin olması davanın kabulü için yeterli değilir. Davalı karşı davacı ile velayeti kendisine verilen müşterek çocuğun soy isimlerinin farklı olması durumunun haklı sebep olarak kabul edilmesi halinde, ebeveynleri boşanmış olan bütün çocuklar için aynı durumun sözkonusu olması gerekir. Oysa, Kanun, çocukların değil, kadının menfaatinin varlığını esas almıştır....
Aile Mahkemesinin 2019/537 Esas 2021/1155 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müvekkilinin bekarlık soyadına geri döneceğini düşünse de davalının kararı istinaf ettiğini, müvekkilinin yalnızca 9 ay evli kaldığı ve can güvenliğini tehdit eden eylem ve davranışlarda bulunan davalının soyadını kullanmak istemediğini, davalının kendisine yaşattığı kötü günleri hatırladığını belirterek müvekkilinin davalı eşe ait "Turgay" soyadının kaldırılarak bekarlık soyadı olan" Sayan "soyadını kullanmasına izin verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir. T4 temsilcisi duruşmadaki beyanlarında; TMK.nun 187. maddesi ve Nüfus Hizmetleri Kanununa göre evlenen kadının kocasının soyadını aldığını veya kızlık soyadı ile beraber kocasının soyadını kullanabileceğini, davacının sadece kızlık soyadını kullanmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 187. maddesinde kadının, evlenmekle kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği hükme bağlandığından, evli kadının evlilik soyadının iptali isteminin bu gerekçe ile reddi yerine; 2525 sayılı Kanunun 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddelerinde "yabancı ırk ve nüfus adları soyadı olarak kullanılamaz" yine Soyadı Tüzüğünün 5. maddesinde de "yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır" hükümlerine yer verildiği gerekçesi ile davacının değiştirmek istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzük hükümlerine aykırılığından reddedilmesi doğru değil ise de, sonucu itibari ile doğru olan kararın gerekçe değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin başta insan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile temel hak ve özgürlükleri düzenleyen diğer sözleşmelerde, evli kadının "evlenmeden önceki soyadını muhafaza edeceğine" ilişkin açık bir hüküm ve düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile "aynı konuda farklı hüküm" söz konusu değildir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi "Tekeli-Türkiye" kararında kişinin soyadını, özel hayatın kapsamında kabul etmiş, Türk Medeni Kanununun 187. maddesindeki düzenlemenin "evli kadına kocasının soyadını taşımayı dayattığını, bunun da soyadını seçme ve evlenmeden önceki soyadını muhafaza etme hakkını ortadan kaldırdığını" belirterek, yasal düzenlemenin Sözleşmenin 8. maddesinde düzenlenen "özel hayata" müdahale oluşturduğunu kabul ederek ihlal kararı vermiştir. Burada ihlale yol açan, ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünü yorum tarzı değil, yasal düzenlemenin bizatihi kendisidir....
nin dul kaldığı ve henüz başka bir kişi ile resmen evliliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın evlenmekle kocanın soyadını alır. Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 67. maddesi hükmüne göre de, kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır ve kocasının soyadını taşımaya devam eder. Ancak, kendisinin yazılı istemde bulunması durumunda bekarlık hanesine dönerek, bekarlık soyadını alıp kapanmış olan nüfus kaydı açılabilir. Sözü edilen madde hükümlerinden de açıkça anlaşıldığı üzere kocası ölen kadın kendi istemi ile bekarlık soyadını almadıkça veya haklı nedenlere dayanarak soyadının değiştirilmesini isteyip bu yolda mahkemece karar verilmiş olmadıkça, ölen kocasının soyadını taşımayı sürdürür....
Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. (TMK.md.187) Somut olayda,davacının halen evli olduğu ve evlenmekle birlikte kullanmaya başladığı kocasının soyadının nüfus kaydından silinmesini istediğine göre, uyuşmazlığın Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından kaynaklandığı ve görevli mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğu (4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi) anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince ... 11. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 16.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....