WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ardından tek başına eve dönen sanığın mağdureye karşı zorla nitelikli cinsel istismar eyleminde bulunduğu anlaşıldığından, sanığın mağdure ile aynı evde yaşamasına rağmen ilk hadiseden sonra evden ayrılan mağdureye karşı ikinci eylemini yaklaşık onbir ay sonra gerçekleştirdiği, aradan geçen süre nazara alındığında sanığın ikinci suçu ayrı bir suç işleme kararı kapsamında işlemesi nedeniyle eylemlerinin iki ayrı suçu oluşturduğu gözetilerek, 2013 yılı bahar aylarında gerçekleştirdiği çocuğun basit cinsel istismarı ve 14.02.2014 tarihinde gerçekleştirdiği çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde zincirleme olarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanık müdafii ve katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla re'sen de temyize tabi hükmün 5320 sayılı...

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; soyadı düzeltimi istenen küçüğün babası ile evlilik dışı ilişki yaşadığını, bu ilişkiden 2000 yılında ...'in dünyaya geldiğini, çocuğu 2001 yılında kendi nüfusuna kaydettirdiğini, bir yıl sonra da babanın çocuğu tanıma yoluyla kendi nüfusuna aldığını, ancak çocuğun baba ile kişisel ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek küçüğün "..." olan soyadının annesinin soyadı olan "..." şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. 4721 sayılı yasanın 282. maddesinde çocuk ile annesi arasındaki soybağının doğumla, çocuğun baba ile arasındaki soybağının tanıma, anne ile evlilik ve hakim hükmüyle kurulacağı hüküm altına alınmıştır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının zaten evliyken sürekli ailesinin yanına gittiğini, çocuğun vefatından sonrada ailesinin yanına haber vermeden gidip müvekkilinin tüm çağrılarına rağmen eve geri dönmediğini, evlilik süresince davacının ev işlerine katkıda bulunmadığını, ev işlerini dahi müvekkilinin annesi ve kız kardeşinin yaptığını, davacının el üstünde tutulduğunu, buna rağmen müvekkilinin ailesine karşı tavrının hep olumsuz olduğunu, davalının annesine ve kardeşine olmadık laflar ettiğini, davacının kendi annesinin dahi müvekkilinin annesine, kız kardeşine kızının ev işlerini pek iyi yapmayı, yemek yapmayı bilmediğini söyleyerek öğrenene kadar ona destek olmalarını, birlikte yapıp yemelerini rica ettiğini, müvekkilinin annesinin davacıya neredeyse hizmet ettiğini, yemeğini bile önüne getirdiğini, asgari ücretle çalışan davalının sorumluluklarını yerine getirdiğini, müşterek çocuğun erken doğduğunu ve 74 gün hastanede kaldıktan sonra...

      Cevap ve birleşen dava dilekçesi; Davalı-davacı kadın vekil cevap dilekçesi ve birleşen dava dilekçesinde özetle; düğünde erkeğin ablasının kavga çıkarttığını, davalının eşinin kadının küçük erkek kardeşine kafa attığını, annesinin etkisinde kalarak hareket ettiğini, ve erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, sürekli şiddet uyguladığını,sürekli kadına ve ailesine hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli kavga çıkarttığını, düğünde erkeğin yakın akrabasının sarhoş vaziyette gelip kavga çıkarttığını, erkek ve annesinin kadına şiddet uyguladığını ve telefonunun elinden alındığını, erkek ve annesinin kadına hakaret ettiğini, erkeğin annesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, erkeğin annesinin erkeği kadına karşı sürekli kışkırttığını, erkeğin kadının ziynet eşyalarını alıp annesine teslim ettiğini, kadının cebindeki 20,00TL yi dahi aldığını, taraflar İstanbul'dayken kadının babasının kadına bıraktığı parayı erkeğin aldığını, erkeğin anne ve ablasının...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanmadan Sonra Açılan Katkı Payı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm boşanmadan sonra açılan katkı payı alacağına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.19.09.2013(Prş.)...

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup iddiaların doğruluk payı olmayan soyut ve temelsiz söylemler olduğunu, müvekkilinin ebeveyn ilişkisinde otorite kurmak için sergilediği tutum dışında çocuğuna gösterdiği fiziksel veyahut psikolojik şiddetten bahsetmenin mümkün olmayacağını, ikinci evliliğinden olan çocuklarından sonra küçüğün ikinci plana itildiği iddiasının da soyut olup kabulünün mümkün olmayacağı gibi aksine kıskanma ihtimaline karşı müvekkilinin doğumdan sonra küçük ile daha çok ilgilenmeye çalıştığını, küçüğün boşanmadan sonra sürekli baba tarafından annesi ile yaşamaması konusunda baskı ve yönlendirmeye maruz kaldığını, küçüğün babanın yanından her gelişinde annesine ve çevresine daha hırçın ve agresif tutumlar sergilediğini, iddia edildiği şekilde müvekkilinin oğlunu kovmasının da söz konusu olmayıp küçüğün yaşının artması ve ergenlik çağına girmesiyle asi davranışlar sergilediğini ve annesinin onayına sunmadan kararlar...

        TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar boşandıktan sonra müşterek çocuğun velâyetinin annesine verildiğini, davacı annenin Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/407 Esas sayılı dosyası kapsamında isnat edilen bir suç nedeniyle tutuklandığını, tutuklama nedeniyle müşterek çocuğun velâyetinin davacı annenin isteği doğrultusunda babaya verildiğini, daha sonra davacının bu suçtan beraat ettiğini, ayrıca davacı annenin müşterek çocukla görüşmesinin davalı tarafından kısıtlandığını, davalı babanın velâyeti aldıktan sonra müşterek çocuk ile manevi yönden ilgilenmediğini, bakım yükümlülüğünün babaanne tarafından yerine getirildiğini, müşterek çocuğun da annesi ile kalmak istediğini beyanla, müşterek çocuğun velâyetinin değiştirilerek davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Çocuk, 14.2.2014 doğumlu olarak "evlilik içi doğum" şeklinde baba ve annesinin bildirimi üzerine nüfusa 17.2.2014 tarihinde tescil edilmiştir. Çocuğun mahkemece kabul edilen doğum tarihinde annesi.... isimli şahısla evli olup, bu kişiden 22.3.2013 tarihinde boşanmıştır. Düzeltme kararıyla çocuk, annesinin önceki evliliği içinde doğmuş olmakta ve soybağı bakımından önceki kocaya bağlanmış bulunmaktadır. Başka bir ifade ile, çocuğun 18.11.2011 tarihinde doğduğunun kabulü, Türk Medeni Kanununun 285/1. maddesi gereğince önceki koca ile soybağı tesis etmektedir. Mevcut nüfus kayıtlarıyla çatışacak ve baba yönünden çift soybağına yol açacak şekilde doğum tarihinde düzeltme yapılamaz. Çocuğun gerçek doğum tarihi, davacıların iddia ettikleri gibi 18.11.2011 ise, öncelikle "evlilik içinde doğumla" önceki koca ile kendiliğinden kurulan soybağının çürütülmesi gerekir....

          Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz....

          SAVUNMA : Davalı vekili 28/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının evlilik birliği içerisinde çocukla yeterince ilgilenmediğini müşterek çocuğun ve kendisinin tüm kişisel ihtiyaçlarını annesinin karşıladığını,boşanma aşamasında müşterek çocuğa bakamayacağını belirterek çocuğun velayetini almadığını, müşterek çocuğa 5 yıldır kendisinin baktığını, davacının görüş günlerinde bile çocuğunu görmeye gelmediğini, davacının müşterek çocuğu alarak Manisa ilinde bulunan kadın sığınma evine gittikten sonra çocuğu görmek için gittiğinde çocuğun sol kalçasında büyük bir yanık yarası gördüğünü, kızının çok mutlu ve başarılı bir öğrenci olduğunu, 1....

          UYAP Entegrasyonu