Yargıtay HGK'nun 13.10.2010 gün ve 2010/2- 501 E. 2010/492 K.; 23.11.2011 gün ve 2011/2- 547 E., 2011/695 K.; 16.03.2012 gün ve 2011/2- 884 E., 2012/197 K. ile 06.03.2013 gün ve 2012/2- 794 E. 2013/310 K. ; 23/05/2018 gün 2017/2- 1567 E., 2018/1132 K sayılı kararlarında; "Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocuğun "üstün yararı" gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar ile ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, çocuğun cinsel istismarı Gereği görüşülüp düşünüldü: Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafi tarafından yapılan itirazın, itiraz merciince kaldırılmasına karar verildikten sonra Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, mahkemece kaldırma kararı sonrası çocuğun cinsel istismarı suçundan 2016/169 Esas, 2016/202 Karar sayılı ilamı ile yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği görülmekle inceleme dışı tutulmuştur....
ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü: Sanık hakkında mağdure ...’ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış beraat hükmü usul ve kanuna uygun bulunduğundan, katılan mağdure ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanık hakkında mağdure ...’ya yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince; Mağdure ...’nın aşamalarda sanığın kendisini telefonla sürekli arayıp, bu aramalardan birine annesinin de şahit olduğunu beyan etmesi karşısında görüşme içeriğinin belirlenmesi, ayrıca sanığın, okuldaki diğer öğrencilere mağdureyle görüşmemeleri için uyarıda bulunup bulunmadığı ve bu konuda mağdurenin anne-babasıyla görüşme yapıp yapmadığı hususlarında araştırma yapılıp, mağdurenin anne ve babasının da tanık...
Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, olay tarihinde 15 yaşından küçük olan mağdurenin herhangi bir cebir, tehdit veya hile kullanılmaksızın velayeti altında bulunduğu anne-babasının yanından ayrılarak, erkek arkadaşı olan suça sürüklenen çocuk ile 14:00'da dışarda buluşup bir müddet gezdikten sonra suça sürüklenen çocuğun evine giderek gece vaktine kadar burada kaldıkları, mağdurenin annesinin Emniyet birimine giderek durumu bildirmesi üzerine polisin suça sürüklenen çocuğa telefonla ulaştıktan sonra mağdurenin şahsına zarar verilmeksizin evine döndüğü tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, mağdurenin suç tarihinde henüz on beş yaşını tamamlamamış olması nedeniyle rızası hukuken geçerli sayılmadığından, mevcut haliyle suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 109/1, 109/3-f. ve 109/5. maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde çocuğun kaçırılması ve alıkonulması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Mağdur ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde, 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının ... üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun ... olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, kovuşturma evresinde alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 314. maddesi uyarınca REDDİNE, 2) Sanığın temyiz isteminin incelenmesinde ise; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; Kayden 25.03.1999 doğumlu olup suç tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdurenin velayet hakkına sahip annesinin, 15.01.2014 günlü duruşmada sanıktan şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince; Mağdure ile annesinin Sivas ilinde gerçekleştiği iddia olunan...
çalıştığı ancak gücünün yetmediği, bu şekilde dördüncü kata kadar çıktıkları, dördüncü kata vardıklarında sanığın, çocuğun cinsel organından elini çektiği, çocuğun annesinin kapıyı açtığı, sanığın ona üst kat komşularının ismini söylediği, çocuğun annesinin sanığa niye bizim zili çalıp duruyorsun dediği, sanığın ise ona ilk defa geliyorum abla diyerek üst kata çıktığı somut olayda; sanık, savunmalarıyla her ne kadar suçlamayı kabul etmese de mağdur çocuğun kendisini rahat biçimde ifade edebildiğine dair uzman görüşü, katılan ... ve tanık olarak dinlenen...'...
Boşanma kararı tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle artık manevi tazminat talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle tazminat istenemez. Bu bakımdan dava reddedilmelidir” gerekçesi ile bozulmuştur. 3....
bıraktığını, davalı ile müşterek çocuğun aynı çatı altında yaşamadığını, davalının anne ve babasının müşterek çocuğa mobing uyguladığını, hakaretlerde bulunduklarını, şiddet uyguladıklarını, müşterek çocuğu evden kovduklarını, bu süre zarfında çocuğun müvekkilinin annesinin yanında kaldığını, davalının ikinci evliliğinden olan çocuklara gösterdiği ilgiyi davaya konu çocuğa karşı göstermediğini belirterek, müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 2.000 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....
bir araya gelmediği, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun, ayrı yaşama süresinde annesinin yanında kalması, annesinin yanında belli bir düzenin olması ve annesi ile birlikte yaşmaktan memnun olduğunu beyan etmesi nedeni ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, kadının, çalışmadığı ağır kusurlu olmadığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği, erkeğin fiilen kadının yanında bulunan ortak çocuğun giderlerine gücü oranında katılması gerektiği anlaşıldığından tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ... 1....