nın ayrı ayrı hapis cezası aldığını, davalıların ceza mahkemesinde yapılan yargılamasında çocuğun gerçekte annesinin kendisi olduğunu kabul ve ikrar ettiklerini, bu nedenlerle, ... isimli çocuğun nüfus kayıtlarında gerçeğe aykırı olan anne adı ... olduğu belirtilen kayıtların iptali ile çocuğun genetik annesi olarak ... olarak tescil edilmesine, küçük ...'ın dosyaya sunulan doğum belgesi ve davalıların ceza mahkemesindeki savunmalarından anlaşılacağı üzere ... Özel ......
geçildiği, mahkemenin dosya numarası ve ceza bilgileri bulunan çağrı kağıdının, suça sürüklenen çocuğa adresinde 03/03/2015 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan verilen hüküm nedeniyle 11/03/2015 tarihinde cezaevine girdiği ve hükmün 27/04/2016 tarihinde infaz edildiği hususları birarada nazara alındığında, suça sürüklenen çocuğun 03/09/2020 tarihli dilekçesi ile temyiz ve eski hale getirme isteminde bulunmuş ise de, 03/03/2015 tarihi itibariyle öğrendiği kararı, 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 03/09/2020 tarihinde temyiz eden suça sürüklenen çocuğun temyiz istemi ile yerinde görülmeyen eski hale getirme isteminin aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 03/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların, boşanma davasından sonra tekrar bir araya geldikleri, bu süreçte davacı annenin hamile kaldığı, tarafların daha sonra ayrı yaşamaya başladıkları, müşterek çocuğun Yargıtay aşamasında 2017 yılında dünyaya geldiği, davacı Cansu'nun %70 mental retardasyon (zeka geriliği) tanısının olduğu ve annesi T2 kendisine vasi olarak atandığı, bozma ilamı doğrultusunda talimat yoluyla alınan 06/10/2022 tarihli sosyal inceleme raporuna göre; müşterek çocuğun yaşı itibariyle, anne bakım, ilgi ve sevgisine muhtaç bir gelişim döneminde olduğu, doğumdan itibaren gelişimsel bütün ihtiyaçlarının davacı anne ve anneanne tarafından tam ve eksiksiz bir biçimde karşılandığı ve çocuğun bakımında herhangi bir ihmal gözlemlenmediği, çocuğun bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişimini tehlikeye sokacak bir ortamda bulunmadığı, davacı annenin, annesinin desteği ile çocuğun bakımını sağladığı, anaannenin çocuğun bakımını sağlama ve sürdürme konusunda istekli olduğu...
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2007 yılında anlaşmalı şekilde boşandıkları, 2001 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakası takdir edildiği, annenin 2009 yılında artırım davası açtığı, yargılama sonunda aylık 40,00 TL artırımla iştirak nafakasının aylık 240,00 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, 2014 yılında eldeki artırım davasının açıldığı, müşterek çocuğun dava tarihi itibariyle 13 yaşında olduğu ve devlet okulunda okuduğu, her iki tarafında boşanmadan sonra yeniden evlendikleri, bu evliliklerden de çocukları olduğu, davacı annenin Kuran Kursu öğretmeni olup aylık 1.800,00 TL kazandığı, davalı babanın işçi olduğu, asgari ücret aldığı anlaşılmıştır. TMK'nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Kural olarak boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....
Aile Mahkemesinde görülen velayet davasında tanık Halil Öztürk tarafların boşanmasından sonra çocuklara davacının anne ve babası tarafından bakıldığını, tanık Sevgi Doğan Eyüp ün annesinin yanında kreşe gittiğini,Sevim in ikinci eşinden boşanmasından sonra çocuklarına rahatlıkla bakabileceğini,yaz dönemi olduğu için her iki çocuğunda babaannede olduğunu ifade etmiştir.yine davalı tanığı Dilek Çoban Eyüp ün annesi ile birlikte kaldığını annesinin yanında anaokuluna ve kreşe gittiğini ancak yaz dönemi olduğu için her iki çocuğunda babaannesinde olduğunu ifade etmiştir. Aynı celse dinlenen küçük Elif kardeşinin önceleri kendileri ile birlikte kaldığını ancak şu an ana okuluna annesinin yanına gittiğini,yaz tatilinde ise kendileri ile birlikte kaldığını beyan etmiştir. Uyap üzerinden yapılan incelemede Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesinde görülen velayet davasında davanıne reddine karar verildiği ve tarafların istinaf etmemesi üzerine kararın kesinleştiği görülmüştür....
TMK.nın 282.maddesinin 1. fıkrası “ Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.” hükmünü içerdiği buna göre doğuran kadın çocuğun annesi olup, annenin doğum anında çocuğun babasından başka bir kişi ile evli olması, nüfus kayıtlarında çocuğu ile olan bağının kurulmasına engel teşkil etmez. ... Bakanlığı Adli Tıp Kurumunun 18.06.2015 tarihli raporunda davacının davalı ... kızı olduğu tespit edildiği ve mahkemece de bu rapora itibar edildiğine göre, davacının baba hanesindeki kaydına annesinin kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgilerinin belirtilmek sureti ile arada bağlantının kurulması talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken bu istemin reddi doğru görülmemiştir....
DAVA TÜRÜ :Çocuğun Mutad Meskene İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1980 tarihli La Haye Sözleşmesine göre, mutad meskeni ülkesine iadesi talep edilen 11.02.2005 doğumlu çocuk evlilik dışında dünyaya gelmiş, davalı baba ile soybağı "tanıma" yoluyla kurulmuştur. Bu çocuğun davalı tarafından annesinin rızasıyla ve İsviçre makamlarından alınan izinle Türkiye'ye getirildiği sabit ise de, izin süresinin bitiminden sonra çocuğun Türkiye'de alıkonulması, annenin velayet ve ziyaret hakkını ihlal ettiğinden sözleşme hükümlerine göre hukuka aykırıdır (Söz.m.3)....
Ceza Dairesinin 05.03.2019 tarih ve Esas: 2018/10447, Karar: 2019/3055 sayılı ilamı ile "suç tarihinde nüfus kaydına göre 11 yaşında olan suça sürüklenen çocuğun, alınan 14.06.2013 tarihli Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporuna göre yaşının 17 olduğunun tespit edilmesine rağmen, suça sürüklenen çocuğun yaşının düzeltilmesi halinde annesi ile arasında 12 yıldan az bir süre olduğunun anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun annesinin yaşının düzeltilmesi için mahalli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması, bu hususun bekletici mesele yapılması ve annesinin yaşı düzeltildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun yaşının CMK'nın 218/2. maddesi uyarınca yaşı usulüne uygun düzeltilmeden yazılı şekilde karar verilmesi" gerekçesiyle bozulması üzerine işbu davada Van Cumhuriyet Başsavcılığı davanamesi ile suça sürüklenen çocuğun annesi olan ...'...
Öncelikle bu şekilde araştırma yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmemesi HMK 353/(1)-a-4. Maddesine göre doğru bulunmamıştır. Taraf teşkili sorunu giderildikten sonra gerekirse velayet hususunda yeniden sosyal inceleme raporu alınmasına ve dosyadaki tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme ve hatalı değerlendirime ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır. HMK'nn 353/(1)-a-4.maddesi; ''Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.'' düzenlemesini içermektedir....
OLAY VE OLGULAR Suç tarihinden önce Facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde tanışan sanık ve mağdurenin bir müddet arkadaşlıklarının bu sitede devam ettiği, aralarındaki mesajlaşmanın sürdüğü, süreç içerisinde aralarında duygusal bir ilişkinin başlaması üzerine buluşmaya karar verdikleri, mağdurenin okulunun önünde buluştukları, suç tarihi olan 03.11.2014 tarihinde keza sanığın mağdurenin okumuş olduğu okulun girişine sabahleyin gittiği, burada mağdure ile buluştuğu ve onu yine kendi evine götürdüğü, eve vardıklarında başlangıçta sanığın annesinin evde olmasına karşın annesinin bir müddet sonra evden ayrıldığı, annesinin ayrılmasından sonra sanığın mağdure ile basit istismar kapsamında cinsel yakınlık kurduğu, mağdurenin okula gitmediğini anlayan şikâyetçinin mağdureyi sıkıştırması ve söylememesi üzerine sosyal medyadaki hesabını kontrol etmesi ve yazışmaları görmesi ile intikalin gerçekleştiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. IV. GEREKÇE 1....