Davalının ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kendi tedbir nafakası talebi hakkında istinaf başvurusu bulunmamasına karşın, kadının iştirak nafakası talebinin reddedilerek davalı erkek yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.03.2020 (Per.)...
Her ne kadar yerel mahkeme kararına karşı davacı vekili tarafından tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının düşük olduğu, davalı vekili tarafından ise birleşen davada hükmedilen tedbir nafakası miktarının fahiş olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflara atfedilen kusur dereceleri, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında TMK 169 ve 175....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı olarak davacı için aylık 3.000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı lehine aylık 700 TL tedbir nafakası tayini cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmolunması için davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekir....
1.000,00- er TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili için 100.000,00- TL maddi ve 100.000,00- TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
çalışmaya başladığını ve tedbir nafakası davası açtıklarını bu dava ile birleştirme talep ettiklerini beyan etmiştir....
İlk hükümde davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen aylık 100,00 TL tedbir nafakası taraflarca temyiz edilmemiş ve tedbir nafakasına ilişkin hüküm kesinleşmiştir. Kesinleşen hususlarda yeniden hüküm kurulamaz. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda kesinleşen tedbir nafakası konusunda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırılmış olduğundan davalı-karşı davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin bu yönüyle kabulü ile Dairemizin 11.11.2019 tarihli ve 2019/7170 esas ve 2019/11160 karar sayılı onama ilamının tedbir nafakası yönünden kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Her ne kadar davacı/birleşen davalı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı nafaka taleplerinin kısmen kabulünün hatalı olduğunu, talepleri doğrultusunda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, karşı davanın kabulünü, kadın için maddi - manevi tazminat ve tedbir - yoksulluk nafakası verilmesini, çocuk için tedbir - iştirak nafakası verilmesini, erkek lehine verilen vekalet ücreti miktarını istinaf etmiştir. Davalı-davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, asıl davanın kabulünü, kadın için verilen yoksulluk nafakası ve maddi - manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir....
Somut olayda; davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile, aylık 500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş, mahkemece verilen kararda davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de, tedbir nafakası isteğine ilişkin talebiyle ilgili gerekçede değerlendirme yapılmayıp, olumlu olumsuz herhangi bir hüküm kurulmayarak, yukarıda bahsedilen HMK'nun 297/2. maddesine aykırı davranılmıştır. 3- Kural olarak; boşanmanın fer'i niteliğinde olan ve boşanma davası içerisinde talep olunan Türk Medeni Kanununun 174/1- 2. maddesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi uyarınca talep edilen yoksulluk nafakasının reddi veya kısmen kabulü halinde taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilemez....
Türk Medeni Kanunun 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdiri doğru miktarları ise makuldür. Kaldı ki müşterek çocuk Asaf Tayyip istinaf aşamasında reşit olup çocuk için hükmedilen tedbir nafakası da reşit olduğu tarih itibarı ile kalkmıştır, bu itibarla erkeğin tedbir nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Müşterek çocuk Asaf Tayyip istinaf aşamasında 18/12/2021 tarihinde reşit olduğundan velayet ve iştirak nafakası konusundaki istinaf konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yaşı itibariyle idrak çağında olan ayrılık döneminde anne yanında yaşayan kurulu düzeni anne yanında oluşan Selvi Naz'ın velayetinin annesine verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından erkeğin müşterek çocuk Selvi Naz'ın velayetini içeren istinafının reddine karar vermek gerekmiştir....