WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, paylaşımın içeriği, sebebi, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının az olduğu, daha yüksek düzeyde tazminat takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla, aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 4.000TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun miktarda olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 39....

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:Somut olayda, dava konusu paylaşımın kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde olup olmadığı, manevi tazminat ödetilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve hükmedilen manevi tazminat tutarının somut olayın özelliklerine uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, sosyal medya hesabından yapılan hakaret içerikli paylaşım sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava konusu olaya ilişkin davalı hakkında hakaret suçundan Ankara 13....

tapu maliklerinden ...’in başka yerlerden taşınmaz aldığının ve bu konuda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığının anlaşılmasına göre diğer kayıt malikleri ... ve ... mirasçıları arasında yöntemine uygun paylaşım yapılıp yapılmadığı, özellikle 15 ve 16 numaralı dava konusu taşınmazların kullanım durumu da göz önüne alınarak ...'...

    Somut olayda, davalı tarafından yapılan paylaşımın içeriği, paylaşım tarihi, başkasının paylaşımının kendi sayfasına alınarak benimsenmesi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının az olduğu, aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 2.500TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kabulüne" dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    taşınmaz almışsa nereden aldığının ve kimin adına tespit edildiğinin araştırılması, gerektiğinde ilgili tutanakların getirtilip incelenmesi ve çok uzun süreli kullanmanın harici paylaşımın karinesi olduğunun düşünülmesi, paylaşımda eşitliğin zorunlu bulunmadığının göz önünde tutulması ve bundan sonra, tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

      Taraflar arasında davacı arsa sahiplerine düşecek bağımsız bölüm sayısı konusunda ihtilaf bulunduğu sabit olup, mahkemece gerekirse mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, sözleşme tarihi itibariyle taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan emsal .../... sözleşmelerdeki paylaşım oranları baz alınıp, davacı arsa sahipleri ve davalı yüklenici arasında uygulanması gereken paylaşım oranının tespit edilmesi ve bu paylaşım oranına göre davacı arsa sahiplerinin ... bağımsız bölüm talep etmekte haklı olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yanılgılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Bu nedenle terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Öyle ise, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, murisinden gelen taşınmazın mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşım, satış, bağış yoluyla davacıya geçip geçmediğinin araştırılması, şayet, murisin terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya intikal etmemiş ise, davacının terekeye dahil taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığından ve tek başına kendi adına tescil isteğinde bulunduğundan, TMK'nun 702. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1)Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 04/04/2013 tarihli ve 2013/35-32 sayılı kararında da ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere, sosyal paylaşım siteleri ve internet üzerinden askeri fotoğrafların paylaşılmayacağına dair, Birlik Komutanlığınca tebliğ edilen emrin, birlik disiplini ve güvenliğinin sağlanması için istihbarata karşı koyma amaçlı getirilmiş hizmete ilişkin bir emir olduğu hususunda kuşku bulunmamakla birlikte emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşumu için hizmete ilişkin bir emrin varlığı, bu emrin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması, emrin hiç yapılmamış olması ve suç kastıyla hareket edilmiş olması gerekmekte olup, dosya kapsamına göre 29 Şubat 2016 tarihli ve “sosyal paylaşım sitelerinde yapılan paylaşımlar” konulu emrin sanığa 12/06/2016 tarihinde yazılı olarak...

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kat irtifakı öncesi taşınmazda 91,00 m² hissesinin bulunduğu, mimari projeye göre toplam inşaat alanının 1.720,30 m² olduğu, sözleşmeye göre arsa üzerinde 22 adet bağımsız bölüm yapılacağının kararlaştırıldığı ve 22 adet bölümün yapılmış olduğu, ana taşınmazın zemin kat ön ve yan cephesinde yer alan davacıya ait 6 numaralı bağımsız bölümün sözleşme ve eki ile mimari projeye uygun yapılmış olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşme ekinde paylaşım şemasının bulunduğu, ancak şemanın dairelerin paylaşım ve konumunu belirttiği, dairelerin şeklini ve büyüklüğünü göstermediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Noterliği'nin 07.07.1987 tarih ve 55978 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, gerekse İstanbul 3. Noterliği'nin 05.12.1991 tarih ve 25409 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile çekişme konusu bağımsız bölümler müteahhide isabet etmiştir. Öte yandan, mirasbırakan, Beyoğlu 19. Noterliği'nin 09.12.1991 tarih ve 41496 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile çekişme konusu 1 nolu dükkan ve 12 nolu bağımsız bölümün de aralarında bulunduğu 5 adet bağımsız bölümün müteahhide satışını vaat ve taahhüt etmiştir. O halde, çekişme konusu 1 nolu dükkan ve 12 nolu bağımsız bölümler yüklenici adına temlik edilmiş olup, anılan bağımsız bölümler yönünden de mirasçıdan mal kaçırma kastı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur. 3....

                UYAP Entegrasyonu