İlk derece mahkemesince kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle verilen ikinci kararda kesinleşen boşanma kararı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadının ziynet alacağı davasının ise kabulüne karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen ikinci karara karşı davacı-davalı erkek, reddedilen tazminat talepleri ve ziynet alacağı davası yönünden davalı-davacı kadın, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2023 tarihli ek kararı ile, istinaf harçları gönderilen muhtıraya rağmen ödenmediğinden davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların boşanma ve fer'îleri yönünden istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek eş tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkek eşin boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının ziynet alacağı davasına yönelik temyizinin inclenmesine gelince; Dava konusu ziynet eşyalarının 2009 yılında davacı kadın eş ve ailesi tarafından kendi rızaları ile ve iade edilmemek üzere davacı erkek eşe iade edildiğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle erkeğin, ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş; boşanma davası yönünden tesis edilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek erkeğin boşanma davasına yönelik istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların reddi, tazminatların miktarı ve ziynet alacağı davasında lehine vekâlet ücreti verilmemesi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı- davalı kadının ziynet alacağı davasındaki vekâlet ücretine yönelik, davalı- davacı erkeğin ise ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmının miktarı 44.698,82 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Dava, TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir. 1- Davalının kusur durumu ve boşanma davasına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu anlaşılmış olup, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince davacı lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile tedbir/yoksulluk-iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, müşterek çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velayetin anneye...
Davalı-karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu edilen ziynet eşyalarının herhangi bir iade beklentisi olmadan müşterek gayrimenkul alımı için birlikte karar verilerek taraflarca bozdurulduğunu, satın alınan gayrimenkulden birlikte yararlanıldığını, davacının aksi iddialarını ispat etmek zorunda olduğunu ayrıca vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini tüm bu nedenler ile birlikte yerel mahkemece haksız ve hukuka aykırı olarak verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma ve fer'ileri ile ziynet eşyası alacağı, karşı dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, aleyhe istinaf bulunmadığından boşanma ve ferileri yönünden hüküm kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin boşanma davası yönünden temyiz itirazları yersizdir. 2-Ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini iddia etmiştir. Davacı kadın tanıklarının ziynet eşyalarına yönelik beyanları kadından aktarım niteliğinde olup hükme esas alınamaz. Davacı yemin deliline de dayanmamıştır....
bulunmadığından, davacı-karşı davalı kadının ziynet eşyasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ziynet eşyası davasına ilişkin kararının kaldırılmasına ve ziynet eşyası davasının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Somut olaya gelince; davacı kadın, ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 13.000,00 TL ziynet bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....