Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve ziynet alacağı davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun süreden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Somut olayda davalı-karşı davacı kadın tarafından 52.235 TL ziynet alacağı talep edilmiş, 22.165,00 TL ziynet alacağının kabulüne karar verilmiş olup, 30.070 TL’nin ise reddine karar verilmiş olup verilen karar kesindir. Bu nedenle davacı-karşı davalı erkeğin ziynet alacağı davasının reddedilen bölümüne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Tarafların boşanma davaları ve ferilerine yönelik temyiz incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Boşanma davalarında vekalet ücreti boşanma isteminin kabul veya ret durumuna göre takdir edilir. Boşanma davası içinde istenen, boşanmanın eki niteliğinde olan tazminat ve nafaka talepleri nispi harca tabi olmadığı gibi, bu taleplerin kabul veya reddi halinde ayrıca vekalet ücreti verilemez. Boşanmanın fer’isi niteliğinde olmayan ziynet alacağı talebi yönünden de ayrıca kabul/reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin, davacı kadın yararına kabul edilen boşanma ve ziynet alacağı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmetmesi ve boşanmanın eki niteliğindeki tazminat ve nafakaların reddedilen kısmı yönünden davalı koca yararına vekalet ücreti takdir etmemiş olması doğru olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından boşanma ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının ziynet eşyası alacağı, davacının gösterdiği diğer delillerle kanıtlanamamıştır. Ancak, davacı kadın delil listesinde açıkça "yemin" deliline de dayanmıştır. Davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....
Somut olayda talep edilen ziynet alacağının miktarı 13.000 TL olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı ve ferilerine yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı erkeğin ziynet alacağı davasında kadın yararına hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası ile kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi ve kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davası ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının ziynet alacağı davasının reddedilen bölümüne yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, kadının boşanma davasının kabulü, kendi boşanma davasının ve yetki itirazının reddi ile ziynet ve ev eşyası ile çeyiz alacağı taleplerinin reddi, maddi tazminat talebinin tefriki ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin, her iki boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Mahkemece, tefhim edilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında sadece "tarafların davalarının kabulüne, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına" karar verilmiş ise de; gerekçeli kararda tarafların kimlik bilgilerine tam olarak yer verilmemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı davası hakkında verilen 10.05.2021 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla istinaf/temyiz, asıl istinaf/temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. İlk derece mahkemesince verilen karar davacı-davalı kadın tarafından ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmiş, davalı-davacı erkek tarafından ise katılma yolu ile boşanma davasındaki kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kendi boşanma davası ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının, kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılama ve toplanan delillerle davacı-davalı erkeğin, kadının babasına "Al götür kızını, istemiyorum" dediği ve annesinin çocuk olmaması sebebiyle evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır....