"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, manevi tazminat talebinin ve taşınmazlara yönelik talebinin reddi ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı erkek dava dilekçesinde iki adet gayrimenkulün yarı hisselerinin adına kaydını talep etmiştir. Bu talep mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir....
Dava, 743 sayılı TKM.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir. Taraflar 25.09.1973 tarihinde evlenmişler, ... Asliye Hukuk Mahkemesine açılan ve 26.11.1998 tarihinde kesinleşen boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/497 Esas, 2002/ 325 Karar sayılı hükmünün 15.03.2003 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 225/2.maddesi hükmü; yabancı mahkeme boşanma kararlarını tanıma ve tenfizinde de uygulanır....
Taraflar 14.08.1992 tarihinde evlenmiş, 22.11.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 17.06.2006 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 s.K. m. 10) 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM. nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.).Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 2 numaralı mesken 10.12.1999 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiş, 25.10.2005 tarihinde ...’ya tapuda satılmıştır. Dava konusu meskenin evlilik içinde satın alındığı tarihe göre istek katkı payına ilişkindir....
Paylaştırılmasını talep ettiği taşınmazlardan bir tanesinin tapu bilgilerini bildirmiş ve dava değerini belirterek nispi harç yatırmıştır.Mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine yönelik talebin incelenebilir hale gelmesi için mal rejiminin sona ermesi gerektiği ( TMK. md.225/2) dikkate alınıp bu talep yönünden davanın tefriki ile boşanma davasının sonucunun beklenilmesi gerekmekte ise de; tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün temyiz edilmemek suretiyle kesinleştiği, bu durumda kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin incelenebilir hale geldiği gözetilerek, bu hususta taraflara delil ibraz etmeleri için mehil verilip, gösterdikleri taktirde delilleri toplanıp sonucuna göre bu talebin esası hakkında karar verilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı KARAR Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteği olarak açılmış ise de mahkemenin de kabulünde olduğu üzere mal rejiminden kaynaklanan alacak isteği yönünden 14.07.2010 tarihinde tefrikine ve ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiğine, davaya boşanma davası olarak devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğuna göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Eşler arasında 1.1.2002 tarihinden itibaren yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ( TMK. md. 218 – 241 ) Mahkemece, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. ( TMK. md. 225/2 ) Davacı kocanın talebi, edinilmiş mallar yönünden de tasfiyeyi amaçlamaktadır. Açılmış olan boşanma davası reddedildiğine göre yasal mal rejimi (edinilmiş mallara katılma) devam etmektedir. Davacı kocanın yasal rejimin mal ayrılığına dönüştürülmesi yönünde bir talebi de bulunmamaktadır. Bu yönler nazara alınarak evlilik içinde ortak alınan eşyalar hakkındaki davada dava şartı oluşmadığında “ hüküm verilmesine yer olmadığına ” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Artık değere katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Somut olayda; eşler, 08.05.2003 tarihinde evlenmiş, 02.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son)....
Taraflar 06.11.2000 tarihinde evlenmiş, 28.11.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve boşanmaya ilişkin hüküm bölümünün 23.12.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre, davalı-karşı davacı ...'...
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, dava konusu taşınmazların davalı adına tescil edildiği tarih itibariyle edinilmiş mal niteliğinde bulunmalarına, davalı tarafın kişisel mal iddiasını TMK'nun 6 ve 222/ son maddeleri gereğince usulüne uygun olarak ispatlamadığına, taşınmazlardan 393 ada 12 parselin boşanma dava tarihinden hemen önce 26.08.2008 de ve 375 ada 21 parselin ise boşanma dava tarihinden sonra satış sonucu elden çıkarılmış olmasına, her iki parselin satış tarihindeki değerlerinin esas alınmasına, araçlar ve ticari işletmelere ilişkin bir değerlendirme yapılmamış ise de, bu hususta davacı vekilinin aleyhe temyizi bulunmadığına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince, TMK'nun 239. maddesi...
Bundan ayrı; taşınmazın edinilmiş mal olduğu ve davacının 1/2 katılma alacağı bulunduğu kabul edilmesine karşılık, Mahkemece, TMK'nun 236/2.maddesi uyarınca indirim yapılarak 25.000 TL katılma alacağına karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. Anılan maddede; zina (TMK'nun 161.m.) veya hayata kast (TMK'nun 162.m.) nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebileceği açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre, madde hükmü ancak, boşanmanın zina ve / veya hayata kast nedenlerinden dolayı açılması ve boşanmaya hükmedilmesi halinde uygulanabilmesi mümkün olacaktır. Somut olayda; boşanma davası sadakatsizlikten kaynaklanan şiddetli geçimsizliğe dayalı (TMK'nun 166/1) olarak açılmış ve aynı gerekçelerle boşanmaya hükmedilmiş ve karar bu haliyle kesinleşmiştir....