WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davalı borçlu ile diğer davalı eşi, boşanma davasına esas olmak üzere bir protokol hazırlamış ve bunu mahkemeye sunmuşlardır. Davacı alacaklı, anılan protokol ile borçlu tarafından eşine devredilen 8 adet taşınmaz (bağımsız bölüm) hakkındaki tasarrufların iptalini istemiştir. Davacının asıl amacı, boşanmaya ilişkin mahkeme hükmünün iptali değil, taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptalidir. Tasarrufun tarafları karı-kocadır. Boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmiş değildir. Tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlenmiştir. Bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkanı vardır. Gerek tasarrufun iptali davalarında, gerekse HUMK.nun 446. maddesinde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurmak suretiyle açılan davaların yasal düzenlemelerinin, aynı amaca yönelik olduğu kuşkusuzdur....

    Somut olayda, davalı borçlu ile diğer davalı eşi, boşanma davasına esas olmak üzere bir protokol hazırlamış ve bunu mahkemeye sunmuşlardır. Davacı alacaklı, anılan protokol ile borçlu tarafından eşine devredilen taşınmazlar hakkındaki tasarrufların iptalini istemiştir. Davacının asıl amacı, boşanmaya ilişkin mahkeme hükmünün iptali değil, taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptalidir. Tasarrufun tarafları, karı-kocadır. Boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmiş değildir. Tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlenmiştir. Bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkânı vardır. Gerek tasarrufun iptali davalarında, gerekse HUMK.nun 446. maddesinde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurmak suretiyle açılan davaların yasal düzenlemelerinin, aynı amaca yönelik olduğu kuşkusuzdur. Kaldı ki sistem kayıtlarına göre davalıların 06/12/2006 tarihinde yeniden evlendikleri de kesindir....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı eşi ile, Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açmış olduğu 2023/31 Esas sayılı mal rejimi davasının derdest olup bu dava sonuçlanıncaya kadar boşanma davasının bekletici neden sayılmasına karar verilmesini talep ettiği, kadının boşanma ve nafaka konusunda herhangi bir istinafının bulunmadığı, boşanma davasının mal rejimi davası için bekletici mesele sayılması talebini mal rejimi davası görülen mahkemeden talep edebileceği, istinafa konu yaptığı husus nedeniyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B....

        Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosya içeriğinden davalıların anlaşmalı boşanma davası ile boşandıkları, boşanmaya rağmen birlikte oturmaya devam ettikleri sabit olduğu bu anlamda boşanma danışıklı olup, dava konusu taşınmazın mal kaçırma amacı ile önce boşanma ilamında davalı Nazife adına tesciline karar verildiği daha sonra da tapuda satış olarak işlem yapıldığının sabit bulunmasına göre davalı ....... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu durumda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi, açıklanan sebeplerle sonucu itibariyle doğru olup, davalı-karşı davacı kadının erkeğin boşanma davasının kabulüne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiş (HUMK m.438/son) ve davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek daha ağır kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, kadının bu isteklerinin hatalı kusur belirlemesi sonucunda reddi doğru görülmemiştir. 3-Davalı-karşı davacının karşı dava dilekçesinde boşanma talebinin...

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, boşanma dava dosyasındaki beyanlarının mal rejiminin tasfiyesini kapsayıp kapsamadığı, mahkeme içi ikrar bulunup bulunmadığı ve iradenin fesada uğrayıp uğramadığı, dürüstlük kuralı, hakkın kötüye kullanılması noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir. 2....

              Taraflar 20.08.1987 tarihinde evlenmiş; Müjde’nin 18.07.2005 tarihinde açtığı boşanma davasının kabulü ve 05.02.2008 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı 18.7.2005 tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....

                Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Bu itibarla; tarafların boşanmalarına ilişkin mahkemenin 6/11/2018 tarih, 2018/437 Esas 2018/656 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmediği, kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11....

                Oysa yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; erkeğe kusur olarak yüklenen eylemlerden mal mal iş yapıyorsun tarzı aşağılama olayına, kadının dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde dayanılmadığı, ileri sürülmeyen bir başka deyişle vakıa olarak dayanılmayan hadiselerin taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin eşini sevmediğini ve istemediğini söyleyerek kadını rencide ettiği, davacı karşı davalı kadının da, tanık ...’ın beyanından anlaşıldığı üzere, “bulurum zengin bir koca bakarım çareme” diyerek, eşini başkaları nazarında küçük düşürdüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı- karşı davacı erkek de boşanma talep etmekte haklıdır....

                  Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 01.04.1981 tarihinde evlenmiş, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.07.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur (TMK.nun 225/2). TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu taşınmaz 03.04.1998 tarihinde davalı adına satın alma nedeniyle tescil edilmiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler....

                    UYAP Entegrasyonu