WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2016/157 E. sayılı dosyasının davacı vekili dava dilekçesinde, davacı/birleşen dosya davalısı kocanın açtığı Kiraz Asliye(Aile) Hukuk Mahkemesinin 2009/260 sayılı boşanma davasının, davacının kusurundan kaynaklı olarak ret edildiğini, davacı/ davalı kocanın sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve evliliğin devamına imkan kalmadığını belirterek birleşen davanın kabulü, velayet, 100.000,00TL maddi, 100.000,00TL manevi tazminat, aylık 500,00'er TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile ziynet ve mal rejiminden kaynaklı alacak talebinde bulunmuş ve mal rejiminden kaynaklı alacak talebi ile ilgili tefrik kararı verilmiştir. MAHKEME KARARI : Mahkemece; "her iki davanın kabulüne, velayetin anneye bırakılmasına ve birleşen dosya davacısı kadının fer'i taleplerinin ve ziynet alacağı taleplerinin ise kısmen kabulüne " ilişkin hüküm kurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkeme kararı her iki taraf tarafından istinaf incelemesine getirilmiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarafların evlilik birliğinin devam etmesinden dolayı usulden reddedilse de devam eden bir boşanma davası olduğundan hâkimin dosyayı en azından “bekletici mesele” yapması gerektiğini, boşanma davasının derdest olduğunu, mehir senedindeki 80 gr altının mehri muaccel olduğunu, müeccel olmadığını yani her zaman istenebileceğini, konuya ilişkin davanın en azından boşanma davasının neticesine göre sonuçlanması gerektiğini, karara gerekçe yapılan emsal kararda ayrı bir boşanma davasının söz konusu olmadığını, bağımsız bir dava açıldığını, bu davada is derdest bir boşanma davasının söz konusu olduğunu belirterek tehir-i icra talepli olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarafların evlilik birliğinin devam etmesinden dolayı usulden reddedilse de devam eden bir boşanma davası olduğundan hâkimin dosyayı en azından “bekletici mesele” yapması gerektiğini, boşanma davasının derdest olduğunu, mehir senedindeki 80 gr altının mehri muaccel olduğunu, müeccel olmadığını yani her zaman istenebileceğini, konuya ilişkin davanın en azından boşanma davasının neticesine göre sonuçlanması gerektiğini, karara gerekçe yapılan emsal kararda ayrı bir boşanma davasının söz konusu olmadığını, bağımsız bir dava açıldığını, bu davada is derdest bir boşanma davasının söz konusu olduğunu belirterek tehir-i icra talepli olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

GEREKÇE : Dava boşanma protokolünden kaynaklanan menfi tespit talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarakinceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Davanın niteliğine göre görevli mahkeme Aile mahkemeleridir. Mahkemece; "...protokolün hüküm altına alındığı ve tarafların özgür iradeleri ile duruşma tutanağını imzaladıkları, bu şekilde boşandıkları, boşanma dava dosyasında duruşma tutanağında davalı kadının evlenmesinin kira bedelinin sona ermesine ilişkin bir sebep olarak yazılmadığı, bu nedenle tarafların bu konuda imzaladıkları sözleşmede davalı kadının 1 yıl boyunca kira bedelinin tazminattan ayrı olarak davacı erkek tarafından ödeneceği konusunda anlaştıkları anlaşılmakla ve bu nedenle takip başlatıldığı sabit olmakla, başlatılan takipte davacının borçlu olduğu alınan raporla sabit olduğundan"gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

GEREKÇE: Tarafların 05.01.2021 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında imzalanan ve hakim tarafından onaylanan protokol ile, davalı adına kayıtlı olan Buca İlçesi, Tınaztepe Mahallesi, 7334 ada, 1 parsel, 20 nolu bağımsız bölüm üzerine davacı lehine intifa hakkı tesis edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı protokol gereğince lehine intifa hakkı tesis edilmesini talep etmiştir. Bu halde dava, boşanma protokolünden kaynaklanan intifa hakkı tesisine ilişkindir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır....

Somut olayda verilen süre içerisinde aciz belgesi sunulmadığı, dava konusu taşınmazların boşanma davasının bir nevi maddi ve manevi tazminatı olarak verildiği, alacaklıyı zarara uğratma kastı bulunmadığı, boşanmanın ve taşınmaz devir işlemlerinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. İcra dosyası kapsamından davalı borçlu ... hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, 29.3.2007 tarihli borç tasfiye protokolünden davalı ...'in de içinde bulunduğu borçluların on bankaya 21.153.996,48 Euro borçlu oldukları, davalı borçlu hakkında düzenlenen 10.6.2008, 15.7.2007 20.6.2008 tarihli haciz tutanaklarının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olup borçlunun aciz halinde olduğu anlaşılmaktadır. Fatih 2.Aile Mahkemesinin 8.3.2006 tarih ......

    -TL.kâr mahrumiyeti tutarının davalıdan tahsiline, ariyet olarak verilen malların davacıya iadesine aynen iade olunmaz ise İİK.nun 24.maddesinin uygulanmasına, ariyet protokolünden doğan ceza-i şart talebinin ve fazlaya ait kâr mahrumiyeti talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle ariyet protokolüne karşı aykırılık ileri sürülüp kanıtlanamadığından ariyet protokolüne bağlı ceza-i şart talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 3.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın şirket tasfiye protokolünden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi KARAR Dava, dava dışı şirketin ortakları olan davanın tarafları arasındaki hisse devir protokolünden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 11.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hakeza mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak ve borçların belirlenmesinde de, eşya ve ziynet alacağına ilişkin taleplerde de boşanmada kimin kusurlu ya da daha çok kusurlu olduğunun bir ehemmiyeti yoktur. Boşanma kararı ile bu kalemlere ilişkin alacak talepleri muaccel hale gelir. Esasen maddi tazminat bakımından da durum bu şekildedir. Her ne kadar, bu kalemin istenebilirliği yönünden evlilik sözleşmesinin ihlaline (boşanmaya) sebep olan olay ve bu olaydaki kusur durumu hükmedilecek tazminatın alacak ve borçlusunu tayinde belirleyici ise de sözleşmenin ihlal edilmesi ile borcun doğumu aynı şey olmadığından burada da borcun doğum tarihinin evlilik tarihi olarak kabulü gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu