Asıl dava, davacı kadın tarafından Tavas Aile Mahkemesinin 2019/384 Esas sayılı dosyası ile açılmış TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ileri ile davalı erkek tarafından cevap süresi içerisinde açılmış TMK 166/1 maddesine dayalı karşı boşanma davası olup, iş bu birleşen dava ise davacı kadın tarafından açılan TMK 161 maddesine dayalı boşanma davası ile terditli olarak açılan TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davası ve ferilerine yöneliktir. Davacı/ davalı kadın vekili 07/02/2023 tarihli dilekçesi ile, tarafların Denizli 3. Aile Mahkemesinin 2023/23 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanma kararının 07/02/2023 tarihinde kesinleştiğini, bu nedenle taraflarca açılan davaların konusuz kaldığını kaldığını belirterek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir....
Yerel mahkeme genel boşanma sebebine (TMK. md. 166/1) dayalı olarak hüküm kurmayı tercih ederek özel boşanma sebebine (TMK. md. l65) dayalı istem hakkında bir karar vermemiştir. Davalı-davacı (koca)'nın Türk Medeni Kanununun 165. maddesindeki akıl hastalığına dayalı olarak açtığı boşanma davası hakkında hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca verilen boşanma hükmüne yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün kadının nafakanın artırılması davasının kabulü yönünden ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2015 (Çrş)...
Aile Mahkemesi TARİHİ : 04/07/2014 ESAS-KARAR NO : 2014/39-2014/366 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından nafaka, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ile ortak çocuk ... yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, lehine hükmedilen tazminatların miktarları ve tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında ise olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu durumda, mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) sebebine dayalı boşanma davası hakkında toplanan delillere göre, olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamıştır. Açıklanan tüm bu nedenlerle; yerel mahkeme hükmünün esasına girilmeden münhasıran bu sebeplerle kaldırılmasına ve belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan sebeplerle, 1- Tarafların istinaf başvurularının kabulü ile, Antalya 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden; Davacı kadın tarafından 09.09.2013 tarihinde ayrılık davası (TMK. md. 170/2), 06.11.2013 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK. md. 166) sebebine dayanan boşanma davası açılmış, davalar birleştirilerek görülmüştür. Davacı kadın vekili 14.10.2014 tarihinde "...birleştirilen ayrılık talebimizden vazgeçiyoruz..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bu beyan birleştirilen ayrılık davasından feragat niteliğindedir....
Bundan ayrı, ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (Md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davalı kadının temyizinin incelenmesine gelince; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....