Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. Somut olayda tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, ancak davacı kocanın anlaşmalı boşanmaya yönelik kararından vazgeçmesi nedeniyle davanın hukuksal niteliği değişmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek anlaşmalı boşanma (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, tarafların 03.10.2018 tarihli celsede anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini belirtmeleri üzerine mahkemece tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına (TMK m. 166/3) karar verilmiş, hükme yönelik davalı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulmuş, bölge adliye mahkemesi tarafından davalı kadının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın HMK m. 353/l-a-6 uyarınca çekişmeliye dönüşen boşanma davası hakkında hüküm kurulmak üzere yerel mahkemesine iadesine karar verilmiş, davacı erkek tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur....
Somut olayda; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine rağmen davalı, boşanmanın fer'isi olan nafakaları istinaf etmek suretiyle anlaşmalı boşanma şartları oluşmamış (anlaşma bozulmuş) ve anlaşmalı boşanma hükmü yukarıda da belirtildiği üzere bütünüyle geçersiz hale gelmiş ve bu suretle davanın hukuki niteliği değişmiştir. Davanın, anlaşmalı boşanma sebebine dayalı olarak açılmış olması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmemiş ve netice olarak da Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi kapsamında henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır. Bu sebeple, yukarıda izah edilen çerçevede yeniden değerlendirme yapılmak üzere HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Anlaşma boşanmanın fer'i hükmü yoksulluk nafakası yönünden çekişmenin sürdüğünü kabul edip sanki böyle bir çekişme yokmuş gibi temyiz istemini sadece yoksulluk nafakası ile sınırlayarak hükmün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermek açık bir çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma kavramında yer alan "anlaşma" kavramı ile böyle bir uygulama bağdaşmamaktadır. Bu uygulama ile hükmün boşanma bölümü kesinleşmiş duruma getirildiğine göre yoksulluk nafakası yönünden çekişmenin sürüyor olması da bir anlam taşımamaktadır. Davacı bu çekişmeye rağmen "anlaşmalı boşanma" kararını elde etmiş durumdadır. Davacının bu aşamada kalan davadan feragat etmesi durumunda davalının karar düzeltme yoluna başvurması dahi mümkün olamayacaktır....
Hukuk Dairesi'nin 14/09/2021 tarih ve 2021/1865- Esas 2021/6015 sayılı kararı ile; " bölge adliye mahkemesince, süresinde yapılan istinaf başvurusu gereğince istinaf incelemesi yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozulması üzerine duruşma açılarak bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, uyulan ilam doğrultusunda; Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. TMK'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen istinaf etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. Anlaşmalı boşanma hükmü kusur ve gerekçesi dahil bütün unsurları ile bir bütündür ve anlaşmanın içerisinden bir kısmı çıkartılarak diğer kısımların anlaşma hükümleri içerisinde kaldığından söz edilemez....