Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2022 NUMARASI : 2022/256 ESAS 2022/465 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının reşit olduğunu, tarafların anlaşmalı boşanma konusunda mutabık olduklarını, aralarında protokol düzenlediklerini belirterek tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2022 NUMARASI : 2022/256 ESAS 2022/465 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının reşit olduğunu, tarafların anlaşmalı boşanma konusunda mutabık olduklarını, aralarında protokol düzenlediklerini belirterek tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Eşlerden herbiri anlaşmalı boşanma isteminin "davacısı" statüsündedir. Eşlerin herbiri anlaşmalı boşanma "istedikleri" için boşanmaya karar verilebilmektedir. Karşı çıkan bulunmamaktadır. Anlaşmadan dönme hakkını "harcı yatıran" eşe verme diğerini bundan yoksun bırakmak eşler arasındaki eşitlik ilkesi ile bağdaşmaz. Temyiz eden eşin irade açıklamasına göre davaya Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hükümlerine göre devam etmek gerekir....
Davacının temyizi bu koşullarda anlaşmalı boşanma iradesinin sakatlanmış olduğunu ifade niteliğindedir. Tarafların anlaşmalı boşanmanın fer’i hükümleri konusunda anlaşmaları sürüyormuş gibi hükmün onanması görüşüne katılabilme olanağım yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, boşanma ve eşya alacağı davası açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucu boşanma davası reddedilmiş, eşya alacağı davası ise kısmen kabul edilmiş, davalı erkek hükmü temyiz etmiştir. Dosya temyiz incelemesinde iken davacı kadın Dairemize gönderdiği 15.09.2017 havale tarihli dilekçe ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Aile Mahkemesi sıfatıyla açılan davada, davalı erkekle anlaşmalı olarak boşandıklarını beyan etmiştir. Kararın incelenmesinde tarafların 18.08.2017 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, istinaftan feragat ettikleri, bu nedenle kararın aynı tarihte kesinleştiği anlaşılmıştıır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (erkek) taarfından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından "anlaşmalı boşanma" talebiyle açılmış, üzerinde anlaşmaya varılan protokol hükümleri davalı kadın tarafından da imzalanmıştır. Ancak davalı (kadın) ön inceleme duruşmasına gelip, boşanmayı kabul beyanında bulunmuş ise de protokol hükümlerine ek olarak kendisi için tedbir yoksulluk, velayeti kendisine bırakılacağı kararlaştırılan müşterek çocuklar içinde tedbir iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. Duruşmada taraflar "nafakalar" hususunda anlaşamadıklarına göre, dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, kendiliğinden çekişmeli boşanmaya dönüşmüştür. Bu bağlamda Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi şartları oluşmadığı anlaşılmaktadır....
Davacı anlaşmalı boşanma istememektedir Anlaşmalı boşanma davalarında (TMK. 166/3) eşlerden her birinin anlaşmayı bozma konusunda eşit derecede hak ve yetkileri vardır. Davacı anlaşmayı bozduğunu açıklamış olmakla davaya çekişmeli yargı (TMK. m. 166/1) hükümlerine göre devam edilmek üzere temyiz edilen kararın bozulması gerekir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" ( TMK m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı kadın, 16.01.2015 tarihli duruşmada boşanmak istemediğini beyan ettiğine göre; anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Bu sebeple davacıya, davaya Türk Medenî Kanunu 166/1-2 maddesi uyarınca çekişmeli boşanma davası olarak devam etmek isteyip, istemediğinin sorulması; devam etmek istemediği takdirde davanın reddine; devam etmek istediğinde ise, taraflara delil bildirme imkanı sağlanarak bildirildiğinde delillerin toplanması ile gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeden; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir....