DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin)talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Somut olaya gelince; Mahkemenin derdestlik iddiasına konu, Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2020/1239 Esas sayılı dosyasının kadının ikinci evliliğinden olma, Güneş Alp Akdoğan'a ilişkin olduğu, dava konusunun ise Mehmet Eren isimli çocuğun annenin kızlık soyadını kullanmasına ilişkin olduğu, böylelikle derdestlik durumunun söz konusu olmadığı mahkemece tarafların usulüne uygun olarak dava dilekçelerinin tebliği sağlanarak gösterdiği takdirde delillerinin toplanarak sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir....
Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili özetle; davanın kabulü kararının çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul kararının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı İptal Kararı, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, davacı ... boşandığı eşinin "..." soyadını mahkemenin izni ile kullandığını, bu durumda kendisinin boşanmamış gibi algılandığını ileri sürerek "..." soyadının kızlık soyadı olan "Nalçacı" olarak düzeltilmesini istemiştir. Davacının yukarıda özetlenen istemi gözönünde tutulduğunda davanın soyadı değişikliği olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davaya 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesi hükmünce bakılarak, toplanacak kanıtlarla oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken yerinde görülmeyen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadının Sadece Bekarlık Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, evlilik içerisinde yalnızca bekarlık soyadı olan "..." soyadının kullanılmasını talep etmiş, davalı olarak Nüfus Müdürlüğünü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacının eşi ...'in hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kadının Sadece Bekarlık Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, evlilik içerisinde yalnızca bekarlık soyadı olan "..." soyadının kullanılmasını talep etmiş, davalı olarak Nüfus Müdürlüğünü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacınıni eşi ...'in hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarları, çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davacı-davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80'er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı Nüfus Müdürlüğü Temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 24/02/2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Türk Medeni Kanununun 187 maddesi ile evli kadınların soyadını düzenleyen hüküm getirildiğini ancak hükmün yeni olmadığını, eski Medeni Kanunun 153.maddesi ile aynı olduğunu, bu hüküm değişmedikçe ve TMK'da gerekli düzenlemeler yapılmadıkça evlilik devam ettiği sürece kadınların koca soyadını taşınmakla yükümlü olup evlilik sona ermedikçe soyadlarının değiştirilmesinin yürürlükte bulunan kanun ve yasalara aykırı olduğunu ayrıca kararda Nüfus Kütüklerinde de gerekli düzeltmelerin yapılması yönünden bir hüküm bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava evlenen kadının önceki soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından boşanma ve ferileri ile birlikte açılmış kocanın soyadını kullanmaya izin istemine ilişkin dairemizin 2021/917 esas sayılı dosyasından TEFRİK ile gelen "kocanın soyadını kullanmaya izin" istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak olarak tarafların boşanmalarına karar verildikten sonra davalı kocanın soyadını kullanmaya izin verilmesini talep etmiştir. Eldeki dava boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığından dairemizce boşanma ve ferilerine ilişkin davadan tefrik edilerek yukarıda esas numarasına kaydedilmiştir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar....
İlk Derece Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ek karar ile kadının eşinin soyadını kullanmasına izin talebi hakkında hükmün tamamlanması talebinin reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusu kabul edilerek kabul edilen yönlere ilişkin hükümler kaldırılıp ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'na göre; "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.” (TMK.m.321). "Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar" (TMK.m.335). "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim,velâyeti eşlerden birine verebilir....