Eldeki dosya kapsamına göre; 12.06.2012 tarihli müfettiş raporunda, yapılan çevre soruşturmasında davacının eşi olarak bildikleri kişi ile aynı adreste ikamet ettiklerini bildirildiği, boşanılan eşin işyerine gidildiğinde, davacının da işyerinde bulunması nedeniyle beyanına başvurulduğu, pasajda bulunan komşu işyerlerinde yapılan soruşturmada davacının eşi sorulduğunda boşanılan eşin beyan edildiği, kolluk araştırması sonucu tutulan 25.05.2012 tarihli tutanak içeriği ve özellikle boşanılan eşin, annesi ile yaşadığını beyan etmesi sonrası yapılan incelemede, birlikte kalındığı belirtilen ikamette boşanılan eşe ait kişisel giyim eşyasının bulunmadığının belirlendiği, tutanağın davacı ve boşanılan eş tarafından da imzalandığı belirgin olup, dava konusu dönemde davacı ile boşanılan eşin fiilen birlikte yaşadığının anlaşılması karşısında davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Davalı eş de davacı kadının sadece kendi soyadını kullanmasına muvafakat etmektedir. Evlilik birliğinin devamında davacı kadının sadece evlenmeden önce kullandığı soyadını kullanmaya devam etmesinde fayda olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçeyle, "Davacının davasının KABULÜ ile; Giresun ili Bulancak ilçesi Saraç Mahallesi / Köyü Cilt No:5 Hane No:23'de nüfusa kayıtlı Mustafa ve Yadiğar'dan olma 18/08/1987 Kayseri doğumlu (T.C.No:) T1'in EVLENMEKLE ALDIĞI SOYADININ İPTALİNE, SADECE EVLENMEDEN ÖNCE KULLANDIĞI "KÖSEOĞLU" SOYADINI KULLANMASINA İZİN VERİLMESİNE, " karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Nüfus Müdürlüğü hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi talebine ilişkindir....
Maddesinde “ Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı" düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 24/06/2010 tarihinde boşandığı ve 01/07/2010 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlandığı, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı iddiasıyla kuruma ihbar yapıldığı, ihbar üzerine kurum tarafından denetim başlatıldığı, boşanılan eşin kayıtlarda bulunan adreslerde yapılan araştırmalarda ilgili kişinin tanınmadığının tespit edildiği, davacının kayıtlarda geçen adreslerine komşu olan kişiler davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadıklarını belirttikleri, kurum denetim görevlilerine beyannda bulunan ve davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığını belirten kişilerden bir kısmının mahkemece tanık olarak alınan beyanlarında farklı beyanda bulundukları anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : 1 DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "Açık rızası alınmadan" İş Bankası lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacı ve malik eşin iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....
Yüksek Özel Dairece; dava konusuna temel oluşturan 19.03.2003 tarihli Kurum raporunda, eski eşin ikamet adresindeki apartman sakinlerinin mahkemece dinlenmeden, davalı ve eski eşin nüfus, seçim gibi kurumlardan adres araştırmaları yapılmaksızın davalı ve eski eşin eylemli olarak birlikte yaşayıp yaşamadıkları hususunun açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesi ve somut olayda; likit bir alacak söz konusu olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Yüksek Özel Daire Sayın Çoğunluğunun, eşlerin birlikte yaşayıp yaşamadıklarının tekrar araştırılması yönündeki hükmün bozulması kararına aşağıdaki nedenlerden dolayı katılmıyoruz. 5510 Sayılı Kanunun 56/son maddesinde; “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96. maddede hükümlerine göre geri alınır" hükmü düzenlenmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T3 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların hala evli olduklarını, boşanma kararının henüz kesinleşmediğini, bu durumda tek başına kızlık soyadını kullanmasının mümkün olmadığını, Anayasa Mahkemesi kararının kanun gücünde olmadığını, emsal Anayasa Mahkemesi kararının dosyaya uygun düşmediğini, davanın kabulünün hatalı olduğu gibi davacının vekaletnamesinde nüfus değişikliğine ilişkin olarak özel yetkisinin bulunmadığını, kendisinin dava açılmasında bir kusurunun bulunmadığı halde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olup, kendisinin Bakırköy'de ikamet ettiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava, evli kadının münhasıran evlenmeden önceki kızlık soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır....
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ Davacı vekili temyizi; boşandığı eşinin boşanma süreci ve sonrasında evi terk edip yurt dışına gittiği, pasaport kayıtları ile kendi tuttuğu eve ilişkin aidat makbuzlarının dosyaya ekli olduğu, kurum denetmeninin her nasılsa boşanma dava tarihinden önce davacının muvazaalı boşandığına ilişkin denetim yaptığı, davacının yasal haklarını bilmediği için yargılanma korkusu ile bir takım belgeleri imzaladığı ve aldığı maaşı iade ettiği, ceza dosyasında beraat ettiği, boşandığı eşinin Kuzey Irakta çalışıp sadece yurtdışından geldiği zamanlarda 1-2 saatliğine çocuklarını görmek için eve uğradığını, denetmen raporunun tanık ... nin beyan ettiği gibi 05/02/2012 tarihi kabul edildiğinde bu kez rapor tarihinden sonra denetim yapılmış olduğunun anlaşılacağı, boşandığı eşinin kuzey Irak ta çalıştığı, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "...Somut olayda; davacı eşinden 2003 yılında boşanmış ve boşandığı eşiyle tekrar 2009 yılında evlenmiştir. Kurum tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen denetmen raporunda davacının muvazalı boşandığı gerekçesiyle, ödenen aylıkları davacı hakkında borç olarak çıkarılmıştır. Öte yandan, davacı Şubat/2015 tarihinde eşinden ikinci defa boşandığı, Mart/2015 tarihinde Kuruma müracaat ederek yeniden babasından dolayı ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği, ancak Kurum tarafından talebin reddedildiği görülmektedir. Her ne kadar davacı Mart/2015 tarihinden itibaren ayrı yaşadığını ve kendisine babasından dolayı ölüm aylığı bağlanmasını talep etmiş ise de, davacı eşinden 2. boşanma kararından sonra boşandığı eşinden ayrı yaşadığını ispatlayamamıştır....
K A R A R Dava; davacının babasından dolayı aldığı yetim aylığının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı, muvazaalı olarak boşandığı gerekçesi ile kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....