WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2019/1500 esas 2019/4799 karar sayılı emsal kararı ile "Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. İhbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu ...’a karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takiptir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. " şeklindeki gerekçe ile ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının Ticaret Mahkemelerinin görev alanında olduğu belirtilmiş, somut uyuşmazlıkta davacı ... İİK 89/3 maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesine muhatap olan üçüncü kişi konumunda olup, ihbarnamenin gönderildiği takibin de, davalı alacaklı ...A.Ş tarafından dava dışı borçlu ...'...

    in, borçlu Yıldıray'ın bu durumunu bilmediğini ispat edemediğinden bahisle taşınmazlar yönünden açılan davaların kabulüne dava konusu edilen araçlarla ilgili açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından, esastan davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında dava dayanağı alacağın gerçek olması gerekir. Davalı borçlu ..., dava dayanağı borca ilişkin çeklerin gerçek bir borca ilişkin olmadığını teminat amaçlı olarak verildiğini ve davacı ...'a devrinin gerçek bir borçla ilgisi olmadığını kötü niyetle verildiğini ileri sürmektedir. Bu iddia ile ilgili olarak, dosya içeriğinden davalı borçlu tarafından, ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/268 Esas sayılı dosyasından menfi tesbit davasının açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle, borçlu tarafından TTK.nun 726, İİK.nun 71 ve 33/a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği, mahkemece borçlu tarafından açılan menfi tespit davası nedeniyle zamanaşımının kesildiğinden bahisle istemin reddine karar verildiği görülmektedir....

        Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazın, borçlu ile müteahhit arasında imzalanan sözleşme gereğince müteahhide düşen payı aldığı, borçlunun taşınmazın maliki olmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut tapu kayıtlarının incelenmesinden, dava konusu 3868 Ada 8 parselle ilgili olarak davalı borçlu arsa sahibi ... ile dava dışı yüklenici .. arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, 7 nolu bağımsız bölümün yüklenici .., 10 nolu bağımsız bölümün borçlu Seyfettin'e düştüğü, davalı .. 11.02.2011 tarihinde 7 nolu bağımsız bölümü mütahhit ..'dan, 10 nolu bağımsız bölümün ise 12.07.2010 tarihinde borçludan satın aldığı anlaşılmaktadır....

          Davalı 3.kişi vekili, borçlunun haciz adresi dışında bir başka adreste faaliyetine devam ettiği, haciz adresinin borçlu ile bir ilgisinin olmadığını ve ayrı tüzel kişilikler olduğundan haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, 3.kişi ile borçlu şirketin bir ilgisinin oladığını belirtmiştir. Mahkemece, borçlu ve davacı 3.kişi şirket ortakları arasında organik bağ buunduğu, 3.kişi şirketin mal kaçırma amacı ile kurulduğunu ayrıca her iki şirketinde aynı adreste çalıştığını BK'nun 179.maddesine göre de 3.kişinin borçlardan sorumlu olacağından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Davalı 3.kişi vekili, borçlunun haciz adresi dışında bir başka adreste faaliyetine devam ettiği, haciz adresinin borçlu ile bir ilgisinin olmadığını ve ayrı tüzel kişilikler olduğundan haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, 3.kişi ile borçlu şirketin bir ilgisinin oladığını belirtmiştir. Mahkemece, borçlu ve davacı 3.kişi şirket ortakları arasında organik bağ buunduğu, 3.kişi şirketin mal kaçırma amacı ile kurulduğunu ayrıca her iki şirketinde aynı adreste çalıştığını BK'nun 179.maddesine göre de 3.kişinin borçlardan sorumlu olacağından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Bu bilgiler ışığında somut olayda; davacı tarafça davaya dayanak takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemli eldeki dava açılmış ise de; işbu menfi tespit davasından önce davalı banka tarafından davacı taraf aleyhine aynı hukuki ilişkiden dolayı .... ATM'nin ... E sayılı dosyasından açılan itirazın iptali istemli davasında, davaya dayanak kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan anılan davacı borçlunun, savunma yoluyla eldeki davadaki sebeplerle borçlu olmadığını ileri sürüldüğü ve mahkemece bu konudaki savunmaların etraflıca tartışılarak değerlendirildiği ve kesin olarak hükme bağlandığı; bu durumda anılan davacının aleyhine açılan itirazın iptali davasından sonra açılan menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından anılan davacı yönünden açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....

                Davalı borçlu vekili, davalı 3.kişi .... tarafından yapılan icra takibinin gerçek bir borç ilişkisine dayandığını, takibin boşanma kararından önceki tarihte yapıldığını, araç satışının bizzat müvekkili tarafından yapılmaması nedeniyle iptale tabi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı 3.kişi... vekili ve diğer davalı 3.kişi .... borçlu ile aralarında gerçek bir borç ilişkisi bulunduğunu icra takibinin ve satış işleminin gerçek olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir....

                  Borçlu ortağın alacaklısı, İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak elbirliği mülkiyetine konu ve borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir, paylı mülkiyette ise borçlu payının satışı mümkün olduğundan ortaklığın giderilmesi davası açamaz. Elbirliği mülkiyetine konu ve borçlunun ortağı olduğu taşınmazlar için açılan ortaklığın giderilmesi davalarında, borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarının incelenmesinde;......

                    Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir. Bu itibarla dava tarihi ile satışın yapılacağı tarih arasındaki süre ve bu süre içerisinde icra takip borcunun artacağı da dikkate alınarak, mahkemece taşınmazların satışına karar verilmeden önce borçlu paydaşın güncel borcu tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın satışına karar verilmesi gerekir. Somut olayda; davalı ... tarafından, diğer davalılar ... vd. aleyhine ... Aile Mahkemesi'nin 2013/689 Esas sayılı dosyası ile dava konusu bağımsız bölümleri de içerir şekilde mal rejimi davası açıldığı ve derdest olduğu anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu