WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Ancak; davacının ibraz ettiği 49.850,00 TL bedelli havale dekontunda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Davalı davacının kendisine yaptığı havalenin borç ödemesi olduğunu belirttiğine göre, ispat yükü bunun aksini iddia eden davacı taraftadır. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir."...

Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine yönelik hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay C.G.K'nın 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının belirtilmesi, suça konu çekin katılana önceden doğan borç nedeni ile sonradan düzenlenerek verilmesi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleriyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...Yenileme işleminin geçerliliği için taraflar yeni borç meydana getirirken eskisini kaldırmak iradesine sahip olmalıdırlar, bu irade açık irade bayanı ile olabileceği gibi örtülü irade beyanı ile de olabilir. Borcun yenilenmesi konusunda taraf iradeleri uyuştuğundan eski borç tüm yükümlülükleri (feri haklar, ceza-i şirtlar vs) ile ortadan kalkar ve taraf iradeleri ile oluşan yeni ve bağımsız bir borç doğar. Eski borca bağlı feri haklar sona erer, yenileme borcu sona erdiren bir nedendir. (Arş.Gör. İpek Yücer. Yenileme-tecdit-, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 9. Sayı 1. 2007 shf.233- 259) Yukarıda anlatıldığı üzere davacı tarafın ikrarı ile sabit olduğu üzere alınan senetler ile borç yenilenmiştir. Borcun yenilenmesi ile yeni ve bağımsız bir borç doğduğu açıktır. Söz konusu mahkeme içi ikrara dayalı borç yenileme ile sona erdiğinden davacının davasının reddine....." karar verilmiştir....

    Bu durumda dava konusu paranın ödünç olarak gönderildiği hususunda ispat yükü davacıdadır. dosyaya sunulan banka dekontunda işlem açıklamasında "borç" olduğu yazılıdır. Bu durumda, davalı taraf gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Davalı taraf gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğine ilişkin her hangi bir yazılı belge ibraz etmemiş, ancak delil olarak yemin deliline dayanmış olduğundan mahkememizce ispat külfeti kendisine düşen davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış davalıda yemin hakkını kullanacağını beyan etmiştir. 08/02/2024 tarihli celsede; Davacı şirket yetkilisi gelerek 23/12/2022 tarihinde 2.000.000,00-TL yi davalıya borç olarak gönderdiğine dair usulüne uygun şekilde yemin etmiştir....

      Tanık Abdulkadir Sezer duruşmada; "Davacı Emrullah benim kardeşim olur, Musa'da onun damadıdır. 07/04/2016 tarihinde Emrullah, amcamın oğlu Muhsin Sezer'den borç alıp Musa'ya Erzurum ING Bank Şubesi üzerinden T2 arkadaşı olan Nejdet Ural'ın hesabı üzerinden borç para gönderdi. 3.000,00- TL kendisi, 10.000,00- TL'de amcamızın oğlu Muhsin Sezer'den borç alarak toplamda 13.000,00- TL damadı Musa'ya borç para gönderdi. Ancak damadı Musa bu güne kadar bu borç parayı kardeşim Emrullah'a ödememiştir. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, eklemek istediğim başka bir husus yoktur, tanıklık ücreti istemiyorum," şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık Hatice Sezer duruşmada; "Davacı Emrullah benim babam olur, Musa'da eski eşimdir. 2018'in altıncı ayında kendisiyle boşandık. 2016 yılında Musa ile o dönem evli olduğumuz için ev aldık. Nakit açısından biraz sıkıntıya girdiğimiz için Musa babamdan borç para istedi....

      şirket için yapıldığı halde müvekkiline borç olarak yazıldığını, müvekkilinin şirketten ayrıldığı tarihten sonraki harcamalarında müvekkiline verilen borç olarak gösterildiğini, şirketin müvekkiline borç verdiğine dair davalının hiçbir bilgi ve belge sunmadığını, şirket defterlerindeki kayıtların borç alacak ilişkisinde bir kanıt olamayacağı incelenirken ortağın şirkete borç verme tarihlerinden sonra şirketin borç ödemelerinin yapılıp yapılmadığının kontrolünün gerektiğini, alınan raporların denetimden uzak olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

      Davacı taraf, davalının borç para aldığını, borç ilişkisinin yazılı borç beyanı ve tanıkların ifadesi sabit olduğunu, müvekkili tarafından birden fazla kez talep edilmesine rağmen borçlu tarafça herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlattığını belirtmiş,dava konusu Çorlu 4. İcra Müd.'nün 2018/10084 E. dosyasında; alacaklının T1 borçlunun Aysel Akalın olduğu, 89.000,00 TL toplam alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borç sebebi olarak "89.000,00 TL miktarlı 29.11.2011 tanzim tarihli 29.11.2011 vade tarihli senet" belirtildiği, takip konusu senet olarak bahsedilen belgenin tanzim tarihi ve vade tarihinin 29.11.2018 tarihi olarak aynı gün olarak kararlaştırıldığı,belge kapsamına ve imzaya davalı tarafından yasal süre içinde itiraz edildiği görülmüştür. Dosya ekinde bulunan sözleşmenin incelenmesinden ''Bursa İli Osmangazi İlçesi Hamza Bey Mahallesi 4855 ada 9 parsel Nolu taşınmazın 1....

      şirket için yapıldığı halde müvekkiline borç olarak yazıldığını, müvekkilinin şirketten ayrıldığı tarihten sonraki harcamalarında müvekkiline verilen borç olarak gösterildiğini, şirketin müvekkiline borç verdiğine dair davalının hiçbir bilgi ve belge sunmadığını, şirket defterlerindeki kayıtların borç alacak ilişkisinde bir kanıt olamayacağı incelenirken ortağın şirkete borç verme tarihlerinden sonra şirketin borç ödemelerinin yapılıp yapılmadığının kontrolünün gerektiğini, alınan raporların denetimden uzak olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

        Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisinin olmadığını, davalının icra takibi başlattığı, ortaklık sözleşmesinden kaynaklı borç olmadığını, davanın kabulünü talep ettiği, Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; taraflar arasındaki borç ilişkisinin ortaklık sözleşmesinden kaynaklı olmadığını, borcun dayanağının cari hesap alacağı olduğunu, icra takibinin davalı tarafa verilen borç için başlatıldığını, banka yoluyla gönderilen borç açıklamasında "borç olarak" gönderildiğinin yazılı olduğunu, borcun ödenmediğini, davanın reddini talep ettiği, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının icra dosyası nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde sunduğu dekont ile cari hesap alacağı iddiası da dikkate alınarak davacıdan alacaklı olup olmadığı, taraflar icra takibinden kaynaklı alacaklılık ve borç durumunun tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu, Dosyanın yapılan incelenmesinde; davacı tarafın iş ortaklığı...

          Davacı dava konusu paranın 20.000,00 USD nın elden davalıya borç olarak verildiğini ileri sürmüş ise de; davalı borç ilişkisini ve bu parayı nakden aldığını kabul etmemiş ve davacının teklif ettiği yemini eda ettiğinden davacının bu talebi hakkında red kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Kalan 60.000 USD için dosyaya celb edilen dekontun incelenmesinde paranın gönderilme sebebi konusunda "maddi destek " açıklaması bulunduğu anlaşılmıştır. Her şeyden önce maddi destek verilen borç anlamına gelmektedir. Davacı davalıya bu miktar kadar borç verdiğini ispatlamış davalı aksini ispatlayamamıştır. Hal böyle olunca mahkemece 60.000 USD yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

          UYAP Entegrasyonu