İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda 55.939,00 TL'nin hangi amaçla davalıya gönderildiğinin izaha muhtaç olduğunun ifade edildiğin, davalı tarafın bu bu bedel yönünden iddiasını ispat edemediğini, bilirkişi raporunda şirket ödemelerinin banka hesabı ve kredi kartı ile yapıldığınınd sabit olduğunu Whatsapp görüşme kayıtlarının hatırlatma notundan ibaret olduğunu, davalının muhtelif zamanlardan davacıdan borç aldığını, banka kanalı ile davacıya borç para gönderildiği sabit olduğuna ve tanık beyanıyla da borç ilişkisi açıklığa kavuştuğuna göre davanın kabulüne ayrıca HMK 329. madde gereğince vekalet ücretine ve disiplin cezasına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından davalı T3 Yapı Kredi Bankasından, davalıya ait hesaba göndermiş olduğu EFT gönderimi ile 34.000- TL borç para verdiğini, İlgili meblağın borç olarak verildiğinin ilgili banka dekontunun açıklama kısmındaki "borç" ibaresinden belli olduğunu, Davalı tarafın ilgili meblağın bir kısmı olan 4.000- TL'yi müvekkilinin Yapı Kredi Bankasındaki hesabına "borç iade" açıklaması ile EFT yolu ile ödediğini ve fakat bakiye 30.000- TL'yi ise ödemediğini, Davalının, müvekkilinin defalarca sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen, müvekkiline bakiye 30.000- TL borcunu haksız şekilde ödemekten imtina ettiğini, Davalının borcunun bakiye 30.000- TL'lik kısmını ödememesi üzerine bu meblağ için banka dekontu da dayanak gösterilmek üzere davalı taraf aleyhine İstanbul 37....
senetleri olduğunu, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi ve borç senetlerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek şikayetin kabulü ile eksik ve ilam niteliğinde olmayan kredi borç senetleri ve kredi genel sözleşmesine dayalı olarak davacı müvekkiline gönderilen 4- 5 örnek icra emrinin kaldırılmasına, davalı alacaklının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiğini, dava konusu paranın gönderildiği tarih itibari ile müvekkilinin davacı şirketin işçisi olduğunu, taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin 4857 sayılı İş Kanununa tabi olduğunu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5.maddesine göre işçi-işveren arasındaki ihtilafların ise İş Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, dava konusu para ile ilgili taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava konusu edilen paranın borç ödemesi olduğunu, müvekkiline herhangi bir borç verilmediği gibi, hiçbir zamanda iadesinin istenmediğini, dava konusu edilen paranın da müvekkilinin başarılı çalışmalarını ödüllendirmek amacı ile verilen prim alacağına ilişkin bir borç ödemesi olduğunu, dava konusu paranın müvekkiline borç olarak verildiğinin ispat yükümlülüğünün davacı şirketin üzerinde olduğunu beyan ederek dava dilekçesinin görev yönünden reddine, davacı şirket tarafından müvekkiline verilmiş bir borç bulunmadığı gibi dekontta...
Davacı taraf; bononun hile ile imzalatıldığını iddia etmiş ise de dinlenen tanıkların bu konuda görgüye dayalı bilgileri olmadığı gibi, davacı ile davalı arasındaki borç/alacak ilişkisine de bizzat şahit olmadıkları, bilgileri olmadığı görülmüştür. Davacının bu iddiası ispat edilememiştir. Davalı ... vekili alacağın dayanağı olan bonodaki imzanın davacı tarafça inkar edilmediğini, bono kapsamında “nakden” ibaresi ile teyit edilen para borcuna ilişkin banka havale dekontlarını ibraz etmiştir. Davacı borçlu bu para havalelerinin “borç ödeme” karinesi oluşturacağını bildirmiştir. Sonuçta banka dekontları ile davacı ve davalı arasında bir para alışverişi olduğu anlaşılmıştır. Davacının borç/alacak ilişkisi bulunmadığı iddiasının doğru olmadığı böylece sabit olmuştur....
Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def'îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez....
Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz;-------- ifa yerine ------ uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, ----- tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez....
Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2022 tarih ve 2020/458 Esas - 2022/99 Karar sayılı karar ile; "...davacı tarafa en son dayanmış olduğu yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili davalıya yemin teklif etmediklerini, toplanan delillerin davanın ispatı için yeterli olduğunu ve yemin delilinden vazgeçtiklerini imzalı beyanıyla kabul etmiş, bu duruma ve toplanan delillere göre; davalıya sadece "borç" kaydı ile yapılan ödemenin, borç ödemesi mi, borç verilmesi mi açıkça yazılı olmadığından, emsal içtihatlar gereğince mevcut borcun ödemesi olduğu kabul edilmiş, davacının iddia ettiği şekilde borç para olarak verildiği ispatlanamadığı..." gerekçesiyle "davanın reddine" karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/03/2021 NUMARASI : 2020/8 ESAS - 2021/137 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece verilen hüküm aleyhine istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili Bahittin Bolat’ın Nurgül Bolat ile evli olup Almanya’da yaşadığını, davacının eşi Nurgül ile davalının akraba olduğunu davalının, davacının eşi Nurgül’den aralıklarla borç istediğini davacının eşinin davalıya borç göndermesini istemesi üzerine davacının da eşini kıramayarak davalının Ziraat Bankası Samsun Şubesi Hesabına 27/01/2016 tarihinde 500 Euro, 08/02/2016 tarihinde 500 Euro olmak üzere toplam 1.000,00 Euro borç gönderdiğini, akabinde 09/04/2017 tarihinde 1.000 Euro daha borç gönderdiğini ve bu haliyle davalının aldığı toplam borcun 2.000 Euro olduğunu dilekçe ekinde para gönderme dekontları ve davalının, davacının eşinden borç...