Davacının haczin kaldırılması talebine dayanak ettiği menfi tespit davası, çekin keşidecisi olan davacı borçlu ile çekte ciranta olan diğer takip borçlusu İlhan Aydın arasında görülmüş ve mahkemece davacının diğer takip borçlusu İlhan Aydın'a borçlu olmadığının tespitine ve çekin davacıya iadesine karar verilmiştir. Mahkeme kararında icra takibinden hiçbir şekilde bahsedilmediği gibi çekin icra dosyasından alınarak davacı borçluya iadesine de karar verilmemiştir. Söz konusu davada takip alacaklısı, taraf olarak yer almadığından mahkemece verilen bu karar takip alacaklısı yönünden hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz, diğer bir anlatımla takip alacaklısı açısından bu karar yok hükmündedir. Davacı çek aslının kendisine teslim edilmiş olması nedeniyle borcun sona erdiğini iddia etmiş olup bu nedenle talebinin icranın geri bırakılması talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İcra mahkemesinin karariyle takibin talik veya iptali başlıklı İİK 71....
Dava ve ıslah dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 41.814,98 TL borcun 19.430,00 TL'sinden davacı ...'in borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava dilekçesinde ise borcun tamamından davacı ...'in borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ...'in ...'nden mezun olduktan sonra tabip subay olarak görev yapmakta iken 12.05.2011 tarihinde ... çıkarıldığını, davalı kurumca faiz hariç 41.814,98 TL borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmesi talep edilen 41.814,98 TL borcun şimdilik 17.430,00 TL'sinden davacının borçlu olmadığının tespitini istemiş; birleşen dava dilekçesinde ise, davacı ...'in ...'...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/11/2017 tarih 2016/1194 E. 2017/927 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile, icra takip dosyasında davacının 390.187,09 TL borçlu olmadığının tespitine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, borçlu şirketin icra takibine konu borcun 179,400 TL sini 16/03/2016 tarihinde ödediği, borcun ödenmesi nedeniyle borçlunun talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlu üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından takipten sonra yapılan ödeme nedeniyle ferilerinden de sorumlu olduğu bu nedenle hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra müdürlüğü işlemine karşı itiraz ettikleri, icra müdürlüğünün 17/02/2020 tarihli kararı ile işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği davacı alacaklı tarafından icra müdürlüğünün bu red işlemine karşı iş bu şikayet davasının açıldığı anlaşılmıştır....
Ancak ;davalının alacağına mahsuben satın aldığı ,borçlu açısından da ödeme teşkil edecek makine bedellerinin hak sahibine iadesinin sözkonusu olması halinde ,borçlu ... bu oranda kredi borcunu eksik ödemiş olacaktır.Davacı tüm borcun ödendiğini ileri sürerek ipoteğin fekkini talep etmektedir.İlk derece mahkemesince gerekçede ,makinaların ipotek kapsamında olmadığı tesbitine yer verilmiş ise de ;ipoteğin kaldırılması için borcun tümüyle son bulması yeterlidir.Satılarak bedeliyle borç ödenen makinaların ipotek kapsamında olması gerekmemektedir.Davalıya yapılan ödemenin kısmen iadesi halinde ...'in kredi borcunun tümüyle ödenmiş olmayacağı ,ipotek teminatının devam ettiği düşünlmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
haczin kaldırılmasına ve çifte tahsilat içeren borcun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu pusulanın içeriği incelendiğinde her ne kadar Clio HB parası ödendiği yazılmışsa da bu ibare borcun tamamen ödendiğini gösteren ibra niteliğinde değildir. Dolayısıyla davacı teminat olarak gösterilen senet bedelinin 30.000 TL'sini ödediğini kanıtlamıştır. Buna göre davacının Kocaeli 8.İcra Dairesinin 2018/29566 Esas sayılı dosyasında 30.000 TL oranında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır. Kararın bu nedenle kaldırılması gerekir. Kötü niyet tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede; İİK'nın 67/II. maddesinde itirazın iptâli istemiyle açılan bir davada itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi halinde ise alacaklının red veya hükmolunan meblağın %20'ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği düzenlenmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...son celse davacı; itirazın kaldırılması davası açıldıktan sonra alacağın geri kalan kısmını da 85 gün gecikmeyle aldığını talebinin faize ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğunu beyan etmiştir. "Borçlu borç doğuran ilişkiyi kabul etmişse alacaklının artık İİK 68/1 maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur. Şöyleki icra takibine dayanak yapılan belge İİK 68/1 maddesinde yazılı belgelerden olmasa bile borçlu itiraz dilekçesinde borç doğuran hukuksal ilişkiye karşı çıkmamış, ödeme ve benzeri bir nedenle borcun sona erdiği olgusuna dayanmışsa artık itirazın kaldırılması yargılamasında alacaklının dayandığı belgenin İİK 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur. Zira bu maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuksal ilişki ve borçtur....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/3575 esas sayılı dosyasında takip konusu yapılan borcun ödenip haciz işlemlerinin fek edilmesine rağmen takip konusu senetlerin iade edilmediği, davalı tarafça da borcun ödenmesi nedeniyle hacizlerin kaldırıldığı ve davacının herhangi bir borcunun kalmadığının beyan edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/3575 sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup, bulunmadığı temyiz konusu yapılmıştır....
Ancak; 1-Davacılar vekili dava dilekçesinde davacılardan ...’in istenen borcun 4.415 YTL’sinden sorumlu olmadığının tespitini istemesine karşın mahkemece HUMK’nun 74.maddesi hükmü dikkate alınmadan istem aşılmak suretiyle bu davacının istenen borcun 4.450,62 YTL’sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş olması, 2-Davacılar vekili dava dilekçesinde istenen 24.746,36 YTL borcun 4.415YTL’sinden davacı ... Üstünel’in, tamamından ise davacı ... Üstünel’in sorumlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durum karşısında kabul edilen en yüksek istem üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davada kendisini vekille temsil ettiren davacılar vekili yararına 2.774,6 YTL vekalet ücreti yerine, yükümlünün kabul edilen istemi üzerinden daha az vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
GEREKÇE;Genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlu vekili , müvekkilinin takip dosyasına gönderdiği borca itiraz dilekçesinin icra müdürlüğünce yanlış değerlendirilerek 09/02/2021 tarihli karar ile (Alacaklı vekilinin dosyaya borcun ödendiğine dair bir talebi olmadığı, yapılan dosya hesabında da müdürlüğe yatan herhangi bir tutarın görünmediği belirtilerek borçlu şirketin icranın kaldırılması talebinin reddine karar verildi....