Senet metninde yazılı kayıtta ,senedin açıkça teminat senedi olduğunun ve neyin teminatı olduğunun açıkça gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle elde ki senedi kayıtsız ,şartsız borç ikrarı olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Senet metninde açıkça gösterilen bu kayıt alacaklıyı bağlayacağından ve mahkemece senet metninde yazılı bu kaydın re'sen incelenmesi gerektiğinden, İİK 265. Maddede yazılı itiraz sebeplerinden olmadığından bu kaydın dikkate alınmaması doğru bulunmamıştır.Verilen senedin teminat senedi olduğunun itiraz sebebi olarak ileri sürülmesi ile senet metninde geçerli bir teminat kaydı bulunması halini birbirinden ayırt etmek gerekmektedir. Anılan itiraza ilişkin Dairemizin tüm kararlarında mevcut olan "senet metninde teminat kaydı bulunmamaktadır" ibaresi tam olarak somut durumu karşılamaktadır....
Teminat olarak T4 kalacaktır. Sadece kendisi taahhüt ihlali olduğunda işleme koyacaktır" ibaresinin yer aldığı görülmektedir. Bu hale göre takibe konu senedin, davacı şirketin davalıya olan borcunu sözleşmede belirtilen şekilde ödemekte temerrüde düşmesi halinde işleme konulmak üzere alınmış teminat senedi niteliğinde bir senet olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda senede konu alacağın varlığı, miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı zorunlu kılmaktadır. O halde davacı tarafın takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasına dayalı borca itirazının kabulü gerekmekte olup mahkemece de benzer gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmiştir....
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; takibe konu senedin çekilen krediye karşılık teminat senedi olarak verildiğini, mahkemece banka kayıtlarının incelenmediğini, teminat senedine dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış borca itiraz davasıdır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, teminat amacıyla verildiği ve anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiaları, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca ancak yazılı belge ile ispat edilebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, senet dışındaki belgeye istinaden teminat olduğu iddiasıyla borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda davacı vekilince takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu ileri sürülmüş buna delil olarak davalının hakkında yürütülen soruşturma sırasında Jandarma nezdinde verdiği 19.02.2021 tarihli beyanı gösterilmiştir....
İstinaf başvuru dilekçesinde özetle;Arif Ateş'in alacaklı kısmı boş olan bonoya kardeşi olan T2'e vererek T2 tarafından kötü niyetli olarak icraya konulduğunu, kendisinin T2 ile herhangi bir ticari veya alış verişinin bulunmadığını, bu senedi teminat için Arif Ateş'e verdiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte borca itiraz ve teminat iddiası olduğu, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca itirazın ve teminat iddiasının incelenmesi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder." şeklinde düzenlenmektedir....
Mahkemece; Davacının imzaya ve borca itirazının reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca takibe konu bononun keşideci şirketin kullandığı ticari kredinin teminatı olarak verildiği iddiasıyla borca itiraz, faiz ve faiz oranına itiraz, İİK'nın 58, 61. maddeleri uyarınca ödeme emrinin iptali şikayetidir. İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2019/15737 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı banka tarafından davacı borçlular hakkında 2.875.241,37 TL asıl alacak üzerinden başlatılan kambiyo takibi olduğu, takibin dayanağını 10/05/2017 tanzim, 09/12/2019 vade tarihli 6.000.000,00 TL bedelli, keşidecisi Nurem İnş., San. ve Tic. A.Ş., lehtarı takip alacaklısı banka, kefilleri diğer borçlular olan bononun oluşturduğu, 10 örnek ödeme emrinin davacılara 16/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin yasal sürede olduğu anlaşılmıştır. Davalı alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde özetle, dayanak bonoların teminat senedi olmadığını, senet üzerinde böyle bir ibarenin bulunmadığını belirtmiştir....
Açıklanan nedenlerle, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacının yetkiye ve borca (takibe konu senedin takipten önce zaman aşımına uğradığı iddiası, takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiası) itirazı ile icra takibinin mükerrer olduğu yönündeki şikayetinin ayrı ayrı reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, " karar verildiği görülmüştür....
edimini yerine getirdiği iddiasında bulunan tacirin senedini almamasının da 3 sene boyunca sessiz kalmasının da basiretli bir iş adamına yakışır bir davranış olmadığını, takibin tedbiren durdurulması kararına itiraz ettiklerini, takibin durdurulması sebebiyle borçlu aleyhine en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirterek davacı tarafça ileri sürülen sözleşmede açık atıf bulunmaması, sunulan bilgi ve belgelerin takibin durdurulmasını gerektirir açıklıkta olmaması nedeniyle takibin tedbiren durdurulmasına ilişkin kararın itirazen kaldırılmasına, davacı tarafça ileri sürülen sözleşmede takibe dayanak senedin vade, tanzim tarih ve tutarlarına açık atıf bulunmaması, takibe dayanak senedin teminat senedi olmaması, davacının borca itirazında kötü niyetli olması, davacının iddiaları ile ilgili ayrı bir yargılamanın devam etmekte olması ve bu dava konusu olayla ilgisinin bulunması sebebiyle davanın reddine, davacı borçlunun haksız itiraz ve tedbir talebiyle takibi...
Takibe konulan bononun, teminat senedi olduğu ileri sürmüş ise de, takip hukuku yönünden teminat senedi iddiasının kabul edilebilmesi için senedin üzerinde hangi hukuki ilişkinin teminatı olarak düzenlendiğinin yazılı olması veya senede açık atıf yapan yazılı belgeye dayanılması veya alacaklının takip dayanağı bononun teminat senedi olduğunu kabul etmesi gerekir. Somut olayda, takibe konulan bononun üzerinde "teminat senedi" olduğuna ilişkin bir ibare olmadığı gibi davacıların yazılı belge ile de teminat senedi iddiasını kanıtlayamadıkları, alacaklının bu iddiayı kabul etmediği anlaşılmıştır. Aynı alacak için iki ayrı takip yapılması, senedin teminat senedi olduğunu göstermez. Bu nedenle, teminat senedi iddiasına yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Senedin unsurlarının alacaklı tarafından doldurulduğu ileri sürülmüş ise de, TTK'nun 778. Maddesi yollamasıyla bonolar hakkında uygulanması gereken TTK'nun 680....