Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borca itiraz eden borçlunun iddiasını İİK’nın 169/a-1. maddesindeki belgelerle ispat edemediği, alacaklının da borcun yenilendiğine, ödendiğine veya kısmi olarak ödendiğine yönelik kabulü bulunmadığı gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1(b)-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu tarafından temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İtiraz dilekçesini tekrar ederek usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo takibinde borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 169/a-1 maddesi 3....
ya teslim edildiği mahkemenin de kabulündedir. ..... borca itirazında 6.600,00 TL borcu kabul ettiğini kalan kısma itirazda bulunduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla itiraz kısmi itiraz niteliğindedir. Mahkemeye sunduğu 13.03.2014 tarihli dilekçelerinde de ödeme savunmasında bulunmuştur. Akaryakıtın aracın kayıt maliki .... adına alındığına dair herhangi bir delil ve savunma olmaması nedeniyle .. ... sorumlu tutulamaz. Mahkemece ....'nın itirazının kısmi itiraz olduğu kabul edilerek buna göre inceleme yapılması gerekirken, ayrıca takip tarihinden önce usulüne uygun ihtarname gönderilip TBK'nun 117. maddesi uyarınca temerrüt gerçekleşmediğinden işlemiş faize de karar verilmesi ve icra takibindeki itiraza uğramayan alacak yönünden talebinde dava konusu yapılarak masraf ve tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı .......
Davalı borçlu ödeme emrine itirazında; alacaklı tarafından yapılan takibin tarihinin 29.05.2008 olduğunu, 26.05.2008'de Akbank dekontu ile de sabit olduğu üzere tarafından 1.615,00 TL lık ödeme yapıldığını, ancak yapılan takipte 1.615,00 TL lık ödemenin düşülmediğini, kısmi olarak borca, işlemiş faiz, faiz oranlarına itiraz ettiğini beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da davacının kısmi itirazında haklı olduğu belirlenmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı borçlunun kısmi itirazı göz ardı edilerek aksine düşüncelerle itirazın kısmen iptaline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 81.75 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Açılan dava itirazın iptali davası olup itirazın iptali davasının dava şartı usulüne uygun olarak yapılmış bir itiraz bulunmasıdır. Davalı borçlu tarafından dosyaya sunulan 03.07.2021 tarihli itiraz dilekçesi incelendiğinde "Yukarıda dosya numarası yazılı icra takip dosyasında borcun ihtiyati haciz kararındaki miktarı dışındaki bütün asıl ve ferilerine itiraz ediyoruz. İhtiyati haciz kararı aldırılan miktar dışındaki borcun ve borcun ferilerine itiraz ettiğimizi bu kalemler yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesini saygı ile vekaleten arz ederiz." denilmiştir. Yapılan itiraz niteliği gereği kısmı itirazdır. İcra İflas Kanunun 62. maddesinin 4. fıkrasına göre "borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısman cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır. " Yasa metninden de görüleceği üzere borca kısmi itiraz eden borçlu itiraz etmiş olduğu kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi gerekmektedir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki borca kısmi itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ile alacaklının tazminat isteminin de reddine karar verilmiştir. Kararın muteriz borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı muteriz borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bahse konu icra takibine taraflarınca yasal süre içerisinde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı-alacaklı tarafça yetki itirazlarının kabul edilmediğini ve yine ...'...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2020/82 ESAS 2020/263 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24/09/2020 tarih 2020/82 esas 2020/263 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Adana 12. İcra Dairesinin 2020/1947 esas sayılı dosyasıyla aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibe dayanak senedi daire karşılığında lehtar Merin Erol'a verdiğini ve bu senede ilişkin olarak düzenli ödemeler yaptığını, şimdiye dek 58.000,00TL ödediğini, senet ciro edildiğinden bakiye borcu ödeyemediğini belirterek borcun 58.000,00 TL'sine itiraz etmiştir....
Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış itfa sebebine dayalı borca kısmi itirazdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dosyaya sunulan 19/09/2020 tarihli ödeme belgesi altındaki imza davalı tarafça kabul edilmediği gibi, belgede açıkça takibe konu senede atıf yapılmamış olmasına, ödemenin davalı alacaklı tarafça kabul edilmemesine, borca kısmi itirazın İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biri ile ispatlanamamış olmasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Borçlu, ödeme sırasında, yapılan ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu beyan etmemiş veya alacaklının makbuzda belirttiği borca derhal itirazda bulunmamışsa makbuzda belirtilen borca mahsup edilmelidir. Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu 6098 Kanun'un 102. maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir....
Maddesine eklenen son fıkra uyarınca icra dairesince önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal göstermesinin istenmesi, on gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi halinde, alacak miktarını aşmayacak veya kamu hizmetlerini aksatmayacak şekilde haciz işlemlerinin yapılması gerekir. Buna göre borçlu belediyeye borca yeter mallarını on gün içinde bildirmesi için muhtıra tebliğ edilmeden doğrudan haciz işlemi yapılması anılan yasa hükmüne açıkça aykırılık teşkil eder....