Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu 6098 sayılı Kanun'un 102. maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır....
Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, borçlu vekilinin 31.05.2019 tarihli dilekçesi ile borca kısmi olarak itiraz ettiği görülmüştür....
Sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, ancak borçlu tarafından herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu ,borca itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafın talebi doğrultusunda 3 adet faturayı tanzim ederek bu faturalara konu ürünleri davalı tarafa teslim ettiğini, davalının ise bu faturalara itiraz etmeyerek sadece 60.000-TL kısmi ödemede bulunduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin bu faturalara dayalı olarak toplam 21.510,35-TL faturalar alacağı ve toplam 130,41-TL işlemiş faiz olmak üzere 21.640,76-TL alacak için ... .... İcra Müdürlüğü'nün 2022/... E Sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin üzerine düşen edimi ifa ederek faturalara konu ürünleri davalı tarafa teslim edilmiş ise de davalının haksız bir şekilde borca itiraz ettiğini, takibe yapılan itirazda dayanak faturaya yönelik bir itirazın bulunmadığını, ... ......
İİK'nın 269/a maddesi uyarınca borçlu itiraz etmez ve ihtar müddeti içinde de kira borcunu ödemez ise, ihtar müddeti bitimini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir. Takibe dayanak 20/02/2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kiraya veren davacı ve kiracı ise davalı olup, kira ilişkisine ve imzaya itiraz edilmemiş, ancak aylık kiranın 2.364,00 TL olduğu belirtilerek kira miktarına kısmi itiraz edilmiştir. İİK'nın 62/4 maddesi uyarınca, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi halde itiraz edilmemiş sayılır. Davalı borçlu borca itiraz dilekçesinde borca kısmi itirazda bulunduğunu belirtmiş ve açıkça itiraz ettiği miktarı belirttiğinden, itirazı geçerlidir. Somut olayda, takip konusu edilen ve itiraza uğramayan 4.334,00 TL kira bedeli ödenmediğinden ve temerrüt oluştuğundan, tahliyeye karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca kısmi itiraz yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayıp yetkili icra müdürlüğünce süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğinden bir başka deyişle takip kesinleşmediğinden yetkisiz icra müdürlüğüne ödenen meblağın alacaklıya ödenmesi mümkün değildir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca şikayetçi alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemes.........
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacı tarafından davalı aleyhine faturalara dayalı olarak girişilen icra takibinin kısmi itiraz sonucu durduğunu, davalı borçlunun itirazında kısmi ödeme defi'nde bulunduğunu, iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini ileri sürerek, kısmi itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacıya olan borcunun bir kısmını davacıya mal iade ederek, kalan kısmını da nakit olarak ödediğini, davacıya borçlu olmadığını, bilakis davacıdan alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir....
Buna göre borca kısmi itiraz müddeti olduğu anlaşılmıştır. Davacının borca itiraz yönünden dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Davalı alacaklının hesap kat ihtarına itiraz olmadığı anlaşılmaktadır....
Şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacının dava dilekçesinde takibe konu senedin bir kısmını banka havalesiyle kalan kısmını da elden ödediği yönündeki kabulü sonrası borcun İİK'nun 170/a-3 maddesi gereğince kabul edildiği, bu haliyle kambiyo vasfı şikayetinin dinlenemeyeceği anlaşıldığı, imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz deneceği, ödeme itirazı, sıfat itirazı, senedin teminat senedi olduğu itirazı vs. borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu, hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayandığı, dava dilekçesi incelendiğinde dava, İİK 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine ilişkin takipte borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının...
Aynı Kanun’un 102. maddesine göre de; “Birden fazla para borcunun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır.”...
Borçlu itiraz dilekçesinde takip konusu alacağın 56.513 TL'lik kısmını kabul edip, 72.096 TL lik borca itiraz ederek kısmi itirazda bulunmuştur....Belediyesinin 29.03.2009 tarihli mahalli idareler seçimi ile tüzel kişiliğinin kaldırılıp davacı ...Belediyesine bağlanması üzerine davacı ...Belediyesi 17.11.2006 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin halefi olarak sözleşmenin tarafı olduğu gibi davacı belediye ile davalı kiracı arasında 18.05.2009 tarihli ek sözleşmede imzalanmıştır. Davalı tarafça mevcut sözleşmenin feshedildiğine ilişkin feshi ihbarda bulunulduğuna dair bir belge sunulmamıştır. Kira sözleşmesi halen ayakta olup geçerlidir ve tarafları bağlar....