Birden fazla para borcun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86ıncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmelidir. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmelidir. III....
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/12- 185 esas 2009/182 karar) Borçlu vekilince sunulan 13/10/2020 havale tarihli itiraz dilekçesinde, "Tarafımıza 06/10/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin takibin esasına ilişkin olarak borca, işlemiş faize, işleyecek faize, borcun tüm ferilerine, ayrıca ve açıkça yasal süresi içerisinde itirazımızdır. Takibe konu alacak kalemlerine ilişkin yapılan incelemede müvekkil idarenin takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı tespit edildiğinden iş bu dosyaya ilişkin borca, işlemiş faize, işleyecek faize, borcun tüm ferilerine ayrıca ve açıkça itiraz ediyoruz." şeklinde itirazlarını belirttikleri, İcra Müdürlüğünce önce takibin durdurulmasına karar verildiği, sonra itirazın kısmi itiraz olarak değerlendirilip durdurma kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun, icra dairesine itirazı, kısmi itiraz olmayıp borcun tamamına itirazdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2020 NUMARASI : 2019/973 ESAS, 2020/514 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İstanbul6. İcra Müdürlüğü'nün 2019/35635 esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibe konu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, ayrıca müvekkilinin alacaklı bankaya olan toplam borcunun 56.504,85- TL olduğunu, bu nedenle borcun 152.083,15- TL'lik kısmına itiraz ettiklerini, borca kısmi itirazın kabulü ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına 22.12.2020 tarihli dilekçe sunarak borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin sonuç kısmında takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve ferilerin tümüne yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini belirttiklerini, davanın haksız ve yersiz olduğunu beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davalı borçlunun 22.12.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinden ve sonuç bölümünden yetkiye, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile ferilerine itiraz ettiğinin açıkça olduğu, bu haliyle borcun tamamına itiraz ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek; Taraflar arasında elektrik abonelik sözleşmesi ile ticari ilişki bulunduğu, takibe ve davaya konu elektrik tüketim bedeline ilişkin faturaların davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı/borçlu tarafından borca itiraz dilekçesi ile asıl alacak miktarının kabul edildiği, kısmi itiraz ile asıl alacağın fer'ilerine itiraz edildiği, davalı/borçlu tarafından takibe konu elektrik tüketim bedeli faturalarının ödendiği yönünde itiraz bulunmadığı ve ödemeye ilişkin belge sunulmadığı, davalı/borçlunun kısmi itirazının yerinde olmadığı, davacı/alacaklı tarafın davalı/borçlu aleyhine alacağın tahsili için takip talebinde bulunma ve borca kısmi itiraz nedeniyle itirazın iptali davası açmakta hukuki yaranın bulunduğu, asıl alacak miktarının davalı/borçlunun kabulünde olduğu, davacı tarafın gecikme nedeniyle gecikme faizi talebinin yerinde olduğu, kısmi itiraza konu alacak miktarının belirli ve bilinebilir olduğu, kısmi itirazın haksız olduğu anlaşılmakla...
Davacı taraf şikayetinin dayanağı olarak haciz talebinde de değindiği gibi; borçlunun itirazının kısmi itiraz olduğunu ancak bunun İİK’daki şekle uymadan yapıldığını, bu sebeple itirazın geçerli bir itiraz olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. Gerçekten de, İİK 62/4. Maddesinde “Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısman cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır. Kısmi itirazın geçerli sayılabilmesi için, borcun bir kısmına itiraz eden borçlu, itiraz ettiği borç miktarını itirazında ayrıca ve açıkça belirtmek zorundadır. Borca kısmi itiraz durumunda; sadece itiraz edilen kısım üzerinden icra takibi durur, itiraz edilmeyen bakiyeye ilişkin icra takibi kesinleşir. Zira İİK 66/1. Maddesinin son cümlesinden de bu durum anlaşılmaktadır. Bu hususta kanun hükümleri açık olduğu gibi yerleşik Yargıtay içtihadları da mevcuttur. Bir örnek olarak, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/1995 E., 2018/5765 K....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup, anılan kısmi itiraz icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiği gibi, alacaklının da kısmi ödemeye rağmen takibe konu çeklerin tamamı üzerinden takibe geçtiği ve dolayısıyla takipte en azından ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, borçlunun borca kısmi itirazı kabul edildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü ve yapılan açıklama uyarınca, talebi olan borçlu lehine kabul edilen kısım üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Birden fazla para borcun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86ıncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmelidir. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmelidir. III....
Birden fazla para borcun bulunduğu bir borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu Borçlar Kanununun 86ıncı maddesine göre çözümlenmelidir. Bu gibi durumlarda, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse, ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmelidir. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmelidir. III....