Bu durumda davalının icra takibine yönelik itirazı kısmi itiraz niteliğindedir. İİK'nun 62/4 maddesinde ise kısmi itirazın ne şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan madde; " Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." hükmünü içermektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, icra takibine kısmi itirazda bulunan davalının itiraz ettiği borç miktarını açıkça itiraz dilekçesinde belirtmediği görülmüştür....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
Borçlunun bu beyanının borca itiraz niteliğinde açık bir irade beyanı olmadığı gibi, bu beyanın borca kısmi itiraz olarak değerlendirilmesi halinde ise, itiraz edilen borç miktarı açıkça gösterilmediğinden, borca kısmi itiraz olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, mahkemece, usulünce yapılmış bir borca itiraz bulunmadığı halde borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına dair müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi ve ayrıca alacaklının yetki itirazının kaldırılması istemi konusunda da inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkeme gerekçesinde itiraz edilen kısım belirtilmediği gerekçesiyle itirazın kısmi olmadığına varılmış ise de borca itiraz dilekçesinin içeriği itibari ile kısmi itiraz niteliğinde olduğunu, kısmi itirazda cihet ve miktarın açıkça gösterilmediğinden geçersiz olduğunu, bu şartlara uymayan borçlu itirazları üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; borca itiraz dilekçelerinde borcun tamamına ve bütün ferilerine itiraz ettikleri hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça belirtildiğinden haksız bir şekilde istinaf yoluna başvurulduğunu beyan ederek davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü’ne hitaben 22.06.2011 tarihli itiraz dilekçesiyle borca itiraz konusu olarak “borca ve fer’ilerine yönelik itirazlarının sunulmasıdır”dedikten sonra dilekçenin içeriğinde “dolayısıyla tarafıma tebliğ edilen ödeme emrine, ödeme emrinde belirtilen borca ve fer’ilerine itiraz ediyoruz” demekle borcun tamamına itiraz edildiği gözetilerek işin esası incelenip bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Takibe, borca ve ferilerine bu nedenle itiraz etmek gerekmiştir" ibaresi ile itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 02/09/2021 tarihli kararı ile itiraz süresinde ise takibin durdurulmasına karar verildiği, 13/09/2021 tarihinde alacaklı vekilinin kısmi itirazda bulunan borçlunun borca itirazının geçersiz itiraz nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmesi üzerine icra müdürlüğünün 15/09/2021 tarihli talebi ile alacaklı vekilinin talebinin kabulüne takibin devamına karar verildiği, şikayete konu kararın işbu karar olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık davacı borçlunun takip dosyasına yaptığı itirazın kısmi itiraz niteliğinde olup olmadığına yöneliktir. Borçlu, borcun tamamına değil de, bir kısmına itiraz ederse, buna kısmi itiraz denir. İİK'nın 62/4. Maddesine göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlu, itiraz ettiği borç miktarını itirazında ayrıca ve açıkça belirtmek zorundadır; belirtmemişse, borçlu itiraz etmemiş sayılır....
Borçluların, icra dosyasına sundukları itiraz dilekçelerinin giriş ve sonuç kısmında, takibe kısmi itiraz edildiği belirtilmesine rağmen, dilekçenin açıklamalar bölümünde takibin tamamına itiraz edildiği yönünde açıklamalar bulunduğu, bu şekilde borca itiraz ettikleri, borçluların kullandıkları bu ifade şeklinin itirazın kısmi olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, itiraz dilekçesi bütün olarak değerlendirildiğinde, kısmi itiraz edildiği şeklinde yorumlanmasını gerektiren bir irade açıklamasının mevcut olmadığı, dolayısıyla borcun tamamına itiraz edildiği, kısmi itirazın söz konusu olmadığı açıktır. Bu şekilde, borçlular tarafından açıkça borca itiraz edildiğinden, davacı tarafın, borçluların geçerli bir itirazı olmadığına ilişkin ileri sürdüğü iddia yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355....
İcra Müdürlüğü’nün dosyasındaki borca kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunma sebebinin davacı ile 6 adet pompa alım satımı hususunda anlaştıklarını paranın bir miktarının peşin olarak ödediğini kalan kısım olan ve kabul edilen 3.700,00TL civarında ödemeyi pompaların tesliminde ödemeyi kabul ettiğini, ilk icra emrindeki borcun kabul edilmesinin bu sebeple olduğunu, davacının satımı husunda anlaştıkları pompaları teslim etmediğini bu nedenle ikinci gönderilen icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğini, borca sebep mal teslimi ve satış yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davalının satış bedelini ödemediği, takibin satış bedelinden doğan bu borca ilişkin olduğu bildirildiğini, davalı borçlunun yetkisiz dairede yapılan takipte borca kısmen itiraz ettiği ve ödemeye ilişkin delil sunmadı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, borca kısmi itiraz ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borca kısmi itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi uyarınca borca itirazın 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Öte yandan, İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz... Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Somut olayda, borçlunun, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında borca itirazını belirttiği, akdi ilişkiyi kabul ettiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması gerektiği, bu durumda HMK'nun 6. maddesi uyarınca alacaklı davacının yerleşim yerinde takibin yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Ayrıca, somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu itirazın borca kısmi itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nun 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın miktarı açıkça gösterilmediği, Buna göre, borca yönelik bu kısmi itiraz geçersiz bir kısmi itiraz olup bu doğrultuda verilen takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararı da yerinde olmadığı yönündeki gerekçe ile "Davanın KABULÜ ile borçlunun yetki itirazının KALDIRILMASINA, Borçlunun kısmi itirazının geçersiz olduğundan takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararının KALDIRILMASINA ve TAKİBİN DEVAMINA, Yasal şartlar...