WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/3658 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu davacı T1 ve dava dışı borçlu Umut Gürsoy aleyhine 08.07.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 14.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davacının 04.09.2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce verilen karar ile ödeme emrinin 14.07.2020 tarihinde tebliğ edilmesi gerekçesi ile davacı borçlunun borca itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 23/02/2015 tarih, 2014/27888-2015/3546 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ... aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, şirket ortağı olan ... tarafından şirkete yapılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ve borca itiraz ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece; davacının itirazının kısmen kabulü ile borçlu şirket adına çıkartılan ödeme emrinin usulszülüğü nedeni ile iptaline karar verildiği ve bu kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır....

    Davalı İstanbul 9.İcra Müdürlüğünce kendisine ödeme emri tebliği üzerine 15.9.2004 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin yetkisine ve borca itiraz etmiş ise de, 17.9.2004, 24.9.2004 ve 18.10.2004 tarihlerinde davacıya toplam 17.400 YTL. lık ödeme yaptığı davacının dava dilekçesindeki beyanı, banka hesap özetlerinden anlaşılmakta olup, yargılama sırasında da 7.2.2005 tarihinde 2.000 YTL. lik ödeme daha yapılmıştır. Öte yandan davalı, davaya karşı verdiği cevap ve diğer dilekçelerinde borcu ödediğini, borçlu olmadığını beyan etmiş olup akdi ilişki kabul edilmiştir.. Bu durumda davada ispat külfetinin ödeme definde bulunan davalı yanda olduğu gözetilip ödemeye ilişkin delilleri sorularak ve gerektiğinde ticari defterleri incelenip ve tüm deliller birlikte değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazlı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1387 esas ve 2021/84 karar sayılı dava dosyası inceleme talep edilerek UYAP üzerinden incelendiğinde; aynı icra takibine yönelik olarak davacı T1 tarafından açılan davada, takibin dayanağı olan senedin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayetinin yanında, yetkiye, imzaya ve borca itirazlar ve sair şikayetler de ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece, davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline, sair itirazların davacıya usulüne uygun ödeme emri tebliğinden sonra yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği ve kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20 ....

      İcra Müdürlüğünün 2020/280 Esas sayılı dosyasında davacı şirkete gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, takip konusu senette yer alan yetki sözleşmesine göre İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, takip konusu senedin teminat senedi olduğunu, davacıların alacaklı bankada ipotek ve rehinleri bulunduğundan takibin haksız kazanç elde etmek amacıyla başlatıldığını, işlemiş faiz hesabının hatalı olduğunu, fahiş miktarda faiz istendiğini bildirerek ödeme emri ve takibin iptaline, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davalı alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

      Zira zamanaşımının hesabında ilk takip tarihi dikkate alınacağı gibi, alacaklının yetkisiz icra dairesindeki dava dilekçesi hükmünde olan takip talebi, buna bağlı olarak gönderilen ödeme emri ve takip şekli değiştirilemez. Ne var ki, yetkisiz icra dairesindeki borçlunun kabulü dışındaki hiçbir takip işlemi yetkili icra dairesince geçerli sayılamaz. Bu nedenledir ki, yetkili icra dairesinde borçluya, takibin başlamasını sağlayan yeni bir ödeme emri tebliği zorunludur. Elde ki davada, davacı-alacaklı tarafından icra takip dosyasının yetkili icra dairesine intikalini sağladıktan sonra, borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ ettirilmemiştir. Bu nedenle, ortada mevcut ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle itirazın iptali davası koşulları oluşmadığından bu davanın dinlenmesi mümkün değildir. Bu durumda, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin borçlunun beyanında belirttiği .../.../2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, .../.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Muhtarı.... .....’a teslim edilmiş, ... no’lu haber kağıdı kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşusu/yöneticisine haber verilmiştir” denilerek tebliğ işleminin tamamlanmış olduğu, tebliği çıkaran mercii tarafından bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK'nun .../.... maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmediği anlaşılmıştır. Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin .../.... maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun .../... ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden TK'nun .../.... maddesine göre yapması kanuna aykırıdır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin borçlunun beyanında belirttiği .../.../2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun icra mahkemesi'ne başvurusu İİK'nun 169. maddesine dayalı borca itiraz olup, borca itirazın aynı Kanunun 168/5. maddesi uyarınca ödeme emri tebliği üzerine 5 günlük sürede yapılması zorunludur. Mahkemece borca itirazın İİK'nun 168/5 maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken somut olaya ve takibin şekline uygun düşmeyen İİK'nun 33. maddesine dayalı olarak istemin reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

              Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…. Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır.” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-...)...

                UYAP Entegrasyonu