"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 111 ada 3 parsel sayılı 1196,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına müştemilatlı kargir bina ve arsası vasfi ile tespit edilmiştir. Davacı ... ..., yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile çekişmeli parselin davacı ... adına tesciline karar verilmiş;hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- İmar kirliliğine neden olma suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince, Hükümden sonra 18/05/ 2018 tarihinde 30425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddesi de gözetilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık Vasfi Durmaz'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfi tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 26.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Kat 26 nolu taşınmazla ilgili açılan meskeniyet şikayeti davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Aksaray İcra Dairesi'nin 2018/36967 Esas sayılı dosyasıyla alacaklı T3 Turizm İnşaat İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından borçlu T1 hakkında icra takibi başlatıldığını, davacıya ait taşınmaza haciz konulduğunu, meskeniyet şikayeti davası açıldığını, şikayetçinin, 2019/131 Esas sayılı dosyasıyla da aynı icra dosyasındaki hacizle ilgili ayını taşınmaz için meskeniyet şikayeti davası açtığını bu davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 2019/750 Esas 2019/747 Karar sayılı kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden 14/05/2019 tarihinde kesin olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinden bahisle şikayetin kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre; Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 338/1. maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Somut uyuşmazlıkta; borçlu tarafından yapılan borca itiraz sonrası, icra takibinin 01/09/2014 tarihinde durduğu, şikayetin ise 22/12/2014 tarihinde yapılması nedeniyle icra takibi henüz kesinleşmeden şikayette bulunulduğu...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin borçlu şirkete 20.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, Borçlu şirket yetkilisi tarafından 26.02.2014 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirapzın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin kararın henuz kesinleşmediği dolayısı ile henüz takip kesinleşmeden 09/03/2016 tarihinde şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma...
Davalı vekili cevabında, davanın asıl borca değil faiz borcuna ilişkin olup, davacının konuya ilişkin bir şikayeti varsa icra hukuk mahkemesinde dava açması gerektiğini, bu konuda menfi tespit davası açılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre mahkemenin görevli olduğu, işlemiş faizin 781.54 YTL olduğu, davalının takip yaparken ilgili kanun maddelerini dikkate alarak hesaplama yapması gerekirken bu maddeleri gereği gibi uygulamadan fazla faiz talep ettiği, bu nedenle kötüniyetli olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı aleyhine girişilen icra takibinde vermiş olduğu 02.08.2006 tarihli mal beyanına ilişkin dilekçesinde ödeme emrinde belirtilen borcu kabul ettiğini ve en kısa zamanda ödeyeceğini bildirmiştir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İ.İ.K'nun 168/5, 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, mahkemece, aynı Kanun'un 169a/5. maddesi uyarınca, itirazın kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzelterek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, vekil edeni hakkında başlatılan takipte ilama konu işin ne kadar sürede yapılacağının icra emrinde belirlenmediğini ve faizin fazla istendiğini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlular aleyhine yapılan adi ve hasılat kiralarına ait takipte, borçluların borca itirazı üzerine, İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.05.2013 tarihli, 2012/668 E, 2013/339 K....