, borca yönelik zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, ayrıca imzaya itiraz ettiklerini belirterek icra takibinin öncelikle tedbiren durdurulmasına, akabinde takibin iptaline, alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, masraflarla ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/6224 Esas sayılı takibi ile icra takibinde bulunulduğunu, ayrıca diğer davalı ...'e ise davalı ...'e ait olan takibe konu borç senetlerine ... 1. Noterliği'nin 18.04.2012 tarih ve 03485 yevmiye numaralı kefalet sözleşmesi ile müşterek ve müteselsil kefilliğinden kaynaklı aynı esas numarası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların borcu ödemesi gerekirken her iki borçlunun da borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunarak takibi durdurduğunu ileri sürerek borca ve yetkiye itirazının iptaline ve icra takibinin devamına, İİK'nun 67/2 maddesi hükmüne göre alacağın %20 'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkiline kefil sıfatı ile takip yapıldığını, asıl borçlunun ... olduğunu, ......
Dosya incelendiğinde; davacının İstanbul Anadolu 1.İcra Müdürlüğünün 2018/14220 Esas ve 2018/3902 Esas sayılı dosyalarına yönelik usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını istediği, ancak Mahkemece sadece İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2018/3902 Esas sayılı dosyası yönünden inceleme yapıldığı, İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2018/14220 Esas sayılı dosyası yönünden bir inceleme yapılmaksızın davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Ayrıca, davacının İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2018/3902 Esas sayılı dosyasına yönelik olarak yasal süresi içerisinde vekili marifetiyle İstanbul (Anadolu) 14....
edilmiş sayılmasına, yetki itirazı yönünden yapılan incelemede ise borçlunun bonoda yer alan adresinin ... olduğu, bu durumda alacaklının icra takibi başlattığı ......
takibi sonucu, davacı tarafça borca itiraz edildiğini, yapılan yargılama sonucu hazırlık dosyasında müşteki T1 tarafından sunulan, vadeli satış senedi ile icra takibinin dayanağı olan kambiyo senedinin aynı olmadığı, aynı belgeden üretilmediği, icra dosyasından celp edilen senedin aslının incelenmesinde tespit edildiğini, yapılan yargılamada; davacı tarafın ödeme belgesi sunmaması, yapılan itirazın borcun ödenmesini geciktirmek amacıyla yapılan salt bir kötüniyetli itiraz olmasından ötürü, borca itirazın reddine karar verildiğini belirterek, şikayetinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraza ilişkindir. Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2021/26618 esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı alacaklı Birleşim İzolasyon Şirketi tarafından, borçlular T1 Murat Ayhan hakkında toplam 213.071,68 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlulara ödeme emrinin 25/10/2021 tarihinde e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, borçlular tarafından 5 günlük yasal itiraz süresi içinde 01/11/2021 tarihinde (son gün hafta sonuna denk gelmektedir) borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlular tarafından, takibe konu çekin teminat senedi olduğu, davalı alacaklı ile aralarında bir borç ilişkisi olmadığı, davalıya ait faturaların iade edildiği ileri sürülerek takibin iptali talep edilmiştir....
Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Bu durumda, mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
‘e işlerinin takibi için vekaletname verdiğini, bilirkişi ile davalının muvazaalı şekilde bono düzenleyip davalı adına bonoya dayalı olarak icra takibi yapılmasını sağladıklarını ileri sürerek müvekkillerin icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkillinin davacıya nakit para verip karşılığında nakden yazılı bonoyu aldığını, HUMK.nun 290.maddesine göre senede karşı ileri sürülen iddiaların senetle ispatı gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuş, %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının şikayeti üzerine yaptırılan kovuşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlayamadığı, yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davacının ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine, kira alacağının tahsili için kiralananın tahliyesi talepli icra takibi başlatmış, ödeme emri davalı borçlu kiracıya 11.01.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu vekili 17.01.2013 tarihinde borca itiraz etmiştir. İcra takibi ile borca itiraz üzerine icra mahkemesinde açılan itirazın kaldırılması davası, birbirini tamamlayan ve bütünlük arz eden takip hukuku işlemleridir. Tebligat Kanunu'nun 11.maddesine göre, vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borca itiraz, borçlu vekili tarafından yapılmıştır. Bu durumda, dava dilekçesinin vekile tebliğ edilerek, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, asile tebligat yapılmak suretiyle, taraf teşkili sağlanmadan, davalı borçlunun savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Hukuk Dairesinin 04.11.2013 gün ve 2013/25172 E. 2013/34420 K. sayılı ilamıyla; (…Alacaklının, borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına ilişkin şikayeti ile birlikte borca itiraz ettiği ve Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu kooperatifin sicil kaydında yer alan adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir....